E yani :) Seçkin elbette Derin'i de fotoğraflar...
İyi okumalar.
Düğün hazırlıkları neredeyse tamam olmuştu. Derin ve Seçkin çıktıkları zorlu yokuşun zirvesine el ele varmış olmanın mutluluğunu yaşıyorlardı. Seçkin Sahipoğlu'nun evi artık Derin'in de evi olacaktı. Derin'in Mutlu ile geçirdiği son saatlerdi bunlar. Birkaç saat sonra düğün vardı, nikah kıyılacak ardından konuklara yemek ikram edilecekti.
Antalya'nın en lüks otellerinden birinde olacaktı düğün. Düğüne yerli birkaç ünlü de katılacaktı. Derin için onları kendi düğününde görmek son derece heyecan vericiydi. Seçkin Sahipoğlu ile evlenmek böyle bir şeydi. Bir yandan evdeki misafirlerle ilgileniliyor bir yandan Mutlu'nun annesi Derin'e bir anne gibi sahip çıkıyor, annesinin yokluğunu aratmamaya çalışıyordu. Mutlu ise son zamanlarda en çok ihtiyacı olan şeyi hala görememiş, annesinin gelişiyle içindeki boşluğu biraz doldurmak istiyordu.
Düğün için evden gelin arabası hareket ederken şoför koltuğunda Serdar yoktu. Mutlu belki de Serdar'ı görmeyi umut ediyordu ama umutları boşa çıkmıştı. Derin zaten gelin olmanın verdiği şeyle neye biniyor neye iniyor anlayamıyor, etrafa saf gözlerle bakıyordu.
Nikâhın yapılacağı otele vardıklarında Derin'i Seçkin ve anneannesi karşılamışlardı. Seçkin önce yaşlı kadına sonra Seçkin'e sarılıp ardından içeri geçilmişti. Parlak ışıkların her yeri aydınlattığı, etrafta çalışanların arı gibi çalıştığı, misafirlerin birbirleriyle şıklıkla yarıştıkları bu ortamda Mutlu hala Serdar'ı arıyor ve ısrarla onu göremiyordu.
Seçkin siyah damatlığının içinde dünya yakışıklılar rekorunu kıracak görüntüde Derin'i seyrederken Mine de onlarla fotoğraf çekinip instagram hesabına koyma derdindeydi. Derin'in çok heyecanlı olduğu ise hiçbir şeyi anlamayan gözlerle etrafına bakışından anlaşılıyordu.
Fazilet Hanım, "Yavrum biraz su ister misin?" dediğinde Seçkin hemen yanındaki suya ulaşıp müstakbel karısı için bir bardak su doldurmuş ve kendi elleriyle birkaç yudum içirmişti.
Derin suyu içerken Seçkin de genç kadının önünde diz çökmüş bir şey isterse diye bekliyordu. Fazilet Hanım ise gözleri dolmuş, hala gözünde bir minik olan torununun bu sevincine ortak olmanın haklı gururunu yaşıyordu.
Ellerini Seçkin'in başına götürüp sıvazlamaya koyulunca Derin de Seçkin de gözlerini yaşlı kadına merhametle çevirmişler ve bu yaşlı kadının kendilerini yalnız bırakmamış olmasına şükür etmişlerdi.
"Evladım..." diyebilmişti yaşlı kadın gözünden birkaç damla yaş düşerken, "Minik torunum... Seçkin'im..." dediğinde Seçkin anneannesine yanaşıp sarılmış ağlamamak için kendini tutmaya çalışmıştı. Derin ise çoktan ağlamıştı bile.
"Anneannem... iyi ki yanımdasın."
"Çok mutlu olun tamam mı? Çok mutlu olacağına dair bana söz verin tamam mı?"
Derin de Seçkin de başlarıyla yaşlı kadını onaylarken aynı anda, "Söz!" demişler ve yaşlı kadına sarılmışlardı.
Mutlu gelip sahneye çıkma saatlerinin yaklaştığını haber verince Seçkin telefonunu eline alıp Derin'den müsaade istemişti. Aradığı Serdar olabilir miydi? Gerçekten en yakın arkadaşının düğününe gelmeyecek miydi? Bu mümkün olabilir miydi? Demir bile bu düğüne gelmişken, Serdar'ın gelmemesi akıl alır iş miydi?
Mutlu kafasında bunları düşünürken, görevlinin içeri gelip çıkmaları gerektiğini söylemesiyle Seçkin gelmiş, genç kadın müstakbel kocasının koluna girmişti. Mutlu arkalarından öylece bakarken bir an aynadaki yansımasına takılmıştı. Üzerindeki siyah puantiyeli fular, beyaz dizlerine kadar elbise ve minik topukları boyunu biraz yukarıda gösteren ayakkabısıyla, liseli bir kızı andırdığını düşündü. Ve o anda Serdar'dan kaçarak doğru bir karar verdiğini yeniden anladı. Kendi kafasında yeniden doğruladı yaptıklarını...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Rengi
Romance"...Seçkin uzunca bir nefes alıp, kızın bileğini kavrarken kız da bir adım daha kendisine yaklaşmıştı. "Çok güzel bir rüya görüyordum." dedi Seçkin hafif kırık sesiyle: "Ne kadar güzel olduğunu düşünürken, gözümü açtım... Ne göreyim gerçek çok dah...