3- 2- 1 ve son...
Seni kimler aldı? Kimler öpüyor seni Demir? :) İyi okumalar...
Demir her şeyi ayarlamış, otelde bir odayı kendileri için hazırlamalarını istemişti. Güzel bir fikri vardı ve bunu devreye sokacaktı. Birazdan Şebnem ICe Otel'e gelecekti. Şebnem, havaalanına gelmesini istemediği ve bu konuda Demir'i ikna ettiği için yalnız olacaktı. Uçaktan inip de taksiye bindiğinde genç kadının minik kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Ne vardı sanki? Bir sürü insanla işi dolayısıyla münasebeti olduğu halde konu Demir olunca, Şebnem'in dünyası okula yeni başlamış minicik bir çocuğunki gibi oluveriyordu.
Şimdi ICe Otel'e duran taksiden inerken sanki dizleri bir adım atsa çıt diye kırılacak olduğu yere yıkılacaktı Şebnem. Ama öyle olmamıştı, dizleri tir tir titrese de Demir'i görmemek ilk defa ona iyi gelmişti. Onu karşılayan Mine'ydi.
"Hoş geldiniz Şebnem Hanım. Demir Bey toplantıda ben size odanıza kadar eşlik edeceğim."
Şebnem teşekkür etmiş, çantaları önde Mine yanında otele girmişti. Tamam Demir'i ilk anda görmemesi iyiydi ama onu bu kadar özlemişken görmemek başta göründüğü kadar iyi bir fikir gibi durmuyordu. Asansörden indiklerinde ICe Otel'in en güzel odalarından biri, Şebnem için ayarlanmıştı. Mine kapıyı açıp Şebnem'i içeri davet etti.
Şebnem odaya girip de elinde çantası öylece kalınca Mine'ye sormak zorunda kalmıştı.
"Uzun mu sürer acaba toplantı?"
Mine de iyi bir asistandı ve Demir her ne söylüyorsa hepsini yapacaktı.
"Sanırım uzun sürecek Şebnem Hanım. Siz istediğiniz bir şey olursa bana hemen şu telefondan ulaşın."
Mine elindeki kartı Şebnem'e verirken Şebnem gerçekten mutsuzdu.
"Hayır yani..."
Mine, "Nasıl efendim?" derken Şebnem şaşkın ifadesiyle devam etmişti.
"Yani ben... şaşırdım biraz. Toplantısından falan bahsetmemişti. En azından bir mesaj atabilirdi."
"Bilemiyorum Şebnem Hanım. Demir Bey pek planlarını başka birine göre ayarlayan biri değildir."
Şebnem içinden, "Bu kız arkadaşı bile olsa öyle mi?" diyor bunu haykıramadığı için üzülüyordu.
Mine de kadının şu anki durumuna üzülmüş gibiydi. Demir Bey'e anlam vermek zordu. İşte o biraz böyle bir adamdı. Şebnem bundan sonra Demir Bilgiç'le birlikte olmanın bazı zorluklarını da yaşayacaktı. Bu tarz beklenmedik şeylerde o adamın işinin bir parçasıydı işte. Mine bunları düşünürken Şebnem de fısır fısır bir şeyler söyleniyordu.
"Sen kalk Rusya'dan tüm düzenini değiştirip gel... İstanbul'da bir sürü şeyle uğraş. Ailen bir taraftan işin bir taraftan hepsini bir düzene sokmaya çalış. Kargolarınla otelin bir odasında tıkılı kal. Ve hayatını adapte etmek için delirdiğin adam toplantıda olsun."
Şebnem Dimitri de en nihayetinde kadındı. Mine şimdi bunu düşünmüştü. Marka bir ismi, mükemmel bir imajı, harikulade bir işi de olsa nihayetinde insandı.
Şebnem, "Çok şaşkınım şu an kusura bakmayın" derken Mine sadece gülümsemiş sonrada odadan çıkmıştı. Şebnem Dimitri aklında bin türlü şeyle bir başına neler olacağını yaşayıp görecekti.
+++
Sapanca'da 4. gün de rüya gibi başlamıştı. Balkonda kahvaltı yapacak kadar güzel bir havaya sahip olan bu yere yeniden gelme planlarını, daha gitmeden yapmaya başlamıştım. Yarın döneceğimiz düşünülürse fazla kısa bir balayı diyebilirdik. Seçkin'in bir dolu çekimi vardı ve anlayamadığım sebeplerden ötürü erteleyemiyordu. Zaten buraya geldiğimizden beri kocam, benden çok Serdar'la konuşmuş, işle alakalı detayları hiç bilmediğim kadar dinlemek zorunda kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Rengi
Romantik"...Seçkin uzunca bir nefes alıp, kızın bileğini kavrarken kız da bir adım daha kendisine yaklaşmıştı. "Çok güzel bir rüya görüyordum." dedi Seçkin hafif kırık sesiyle: "Ne kadar güzel olduğunu düşünürken, gözümü açtım... Ne göreyim gerçek çok dah...