Multimedyada Demir ve Şebnem...
Oyları bekliyorum ;)
Ortaköy sahilde çekim yapmak için Seçkin, Serdar ve Serdar'ın İstanbul'da ayarladığı ekip bir araya gelmişlerdi. Oldukça ünlü bir yabancı yazar Anadolu'yu gezmiş ve her şehrin önemli yerlerinde fotoğraf çektirmişti. Amaç bu fotoğrafların kitaplaştırılmasıyken Türkiye tanıtımı da bu işin önemli bir ayağıydı.
Seçkin olayların üzerinden bir hafta geçmiş olmasına rağmen hala kafasında neyi nereye koyup nasıl anlatacağını bilemiyordu. Kafasında Derin, objektifinin gördüğü yerde ise ünlü kadın yazar vardı. Çekim sahnesi deniz kenarında olduğundan stüdyo çekimi gibi her şey şipşak olmuyordu. Seçkin tüm yeteneklerini kullanması gerekiyorsa da bu işi en iyi şekliyle yapacaktı.
Yazar, çekimden önce Serdarla görüşmüş ve şimdiye kadarki en heyecanlı çekimi olduğunu ekibe güvenmek istediğini falan söylemişti. Serdar da her şeyin yolunda gitmesi için İstanbul'a geldiğinden beri yoğun bir çalışma içine girmişti.
Seçkin boynunda makinesiyle yine fevkalade iyi görünüyordu. Açık mavi eskitme bir kot, üstünde salaş bir tişört ve spor ayakkabılarıyla kızlar için tam bir seyirlikti. Ancak karşısındaki bayan oldukça gergindi ve Seçkin'in bu kadınla işi vardı. Serdar ve diğer ekipte olası bir kötü durumda olaylara hemen dâhil olmak için çok yakından çekimi izliyorlardı. Hep olduğu gibi...
Kadın buz gibi duruyor birkaç pozun hepsi aynı oluyordu. Seçkin herkese yaptığı gibi ona da gülümsemesini söylüyordu. Ancak kadının çok da başarılı olduğu söylenemezdi. Kadın ingilizce bilmediği için de, Seçkin kendini oldukça zor anlatıyordu.
"Serdar" diye bağırdığında Serdar orada bitmişti. Kadının menajeri de tabii.
"Serdar gülümsemeyi bilmiyor muymuş bu kadın?"
Serdar ortamın daha başlamadan gerilmemesinden yanaydı. Sanki Seçkin komik bir şey söylemişte ona gülüyormuş gibi yapıp kadının menajerine oldukça kibar bir şekilde daha sık ve gerçekçi gülümsemesi gerektiğini söylemişti.
"Daha doğal olmasını da söyle" demişti Seçkin, kaşları çatıkken hiç çekilir değildi bu adam.
Seçkin emrediyor, Serdar kadının menajerine söylüyor, kadın yapmaya çalışıyor, olmuyor baştan tekrar tekrar çekiyorlardı. Kadının başarısız pozları Seçkin'i çoktan delirmişken Serdar her zaman olduğu gibi ortamı toplamaya çalışıyordu.
Seçkin ekipten birilerini slow bir müzik açmalarını söylerken, menajere de kadının müziğe ayak uydurmasını istemişti: "Sanki dans ediyormuş gibi! Vücudunu müziğe bırakırsa belki orijinalliği yakalarız."
Etraftaki insanların bakışları, Serdar'ın ve ekibin hummalı çalışmaları biraz olsun sonuç verdiğinde Seçkin işine yarayacak fotoğrafları ayırmış ve biraz ara vermek istemişti. Kendisi de bir fincan kahveyi yudumlarken kadın da bu arada kıyafetini değiştiriyordu.
Serdar çok yorulduğundan biran önce çekimin bitmesini istediğinden dert yanarken Seçkin hiç Serdar'ı dinlemiyor gibiydi.
Serdar öfkeyle, "Ya kime diyorum" dediğinde Seçkin kahve bardağının içine bakmaktan vazgeçmiş Serdar'a bakmıştı. Serdar elindeki telefonu uzatırken, anneannesinin aradığını söylüyordu.
Fazilet Hanım birkaç gündür Seçkin'e ulaşamayınca merak etmişti. Süreyya Hanımla ortak bir yerde buluşamayacaklarını anlayınca Seçkin bir otele yerleşmiş annesiyle yeniden herhangi bir ortamda asla bir araya gelmeyeceğini söylemiş durmuştu. Anneannesi ise ısrarla gelmesini konuşmaları gerektiğini söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Rengi
Romansa"...Seçkin uzunca bir nefes alıp, kızın bileğini kavrarken kız da bir adım daha kendisine yaklaşmıştı. "Çok güzel bir rüya görüyordum." dedi Seçkin hafif kırık sesiyle: "Ne kadar güzel olduğunu düşünürken, gözümü açtım... Ne göreyim gerçek çok dah...