Final

71 8 2
                                        

Playlist: Burcu Tatlıses – Bir Tek Seni Sevdim / Feridun Düzağaç – Beni Bırakma

Bazı zamanlar –son zamanlarda sıklıkla- kendime her defasında aynı şeyi soruyorum. Hayatımda hiç mi iyi bir şey yapmadım? Ve sonra kendi sorumu kendim cevaplıyorum. Evet. Hayatım boyunca asla iyi bir şey yapmadım, hatadan başka... Kırdım, kırıldım; üzdüm, üzüldüm ve çoğu zaman bunların en kötüsüne maruz kaldım ve yine en kötüsüne mecbur bıraktım. Cevabım her zaman, her koşulda aynı oluyordu, ta ki seni görene kadar, seni tanıyana kadar ve seni yaşayana kadar.

Ekin, ben belki de ilk defa iyi bir şey yaptım. Kendim için, senin için bütün hatalarımdan pişman oldum ve ben senin oldum. İlk defa seninle mutlu oldum. Aşık oldum, Ekin. Ben aşka inanmazken, sana aşık oldum. Ne kadar bundan korksam da, senin aşkını iliklerime kadar hissettim. İlk defa huzuru hissettim. Utandım. Kendimden, sana haberin dahi olmadan yaşattığım her şeyden utandım. Ancak şu an bunları bilmen, ya da benim sana bunlardan bahsetmem hiçbir şeyi değiştirmeyecek, biliyorum. Yine de sana söylemek istiyorum. Özür dilemek, af dilemek istiyorum. Seni gerçekten çok seviyorum, sevgilim. Senden binlerce kez özür diliyorum, yaşattığım her şey için... Yine de senden af dileyemiyorum. Çünkü biliyorum ki affedemezsin. Ben bile kendimi affetmezken, sen bunu yapamazsın...

Şu anda nerede, n'apıyorum bilmek istiyor musun, Ekin? Beni merak ediyor musun? Ve yine kendim cevaplıyorum. Nerede olduğumu, ne yaptığımı umursamıyorsun. Sen artık beni merak bile etmiyorsun. Ama biliyorum ki hala beni seviyorsun. Bunu biliyorum, belki de buna inanmak istiyorum. Ve şimdi ilk defa beni merak ediyor olabileceğin ihtimalini düşünüyorum ve sana verecek bir cevap arıyorum. Sanırım sana vereceğim en güzel cevap, beni sana mahkum ettiğin yerde son kez seni hissediyorum, olurdu.

Biliyor musun Ekin, seni son kez gerçekten hissedebilmek için her şeyimi verirdim. Ama biliyorum ki bu artık imkansız. Sen artık benden geçtin, beni bıraktın. Bu canımı yakmıyor değil, beni istemiyor oluşun fazlasıyla acı veriyor. Ama sana hak veriyorum, Ekin. Kızamıyorum, çünkü yaptığın her şeyde haklısın. Her ne kadar bütün bu olup bitenleri değiştirmek istesem de yaptığım şeyleri affedemezsin, biliyorum.

Elimden gelse, okuyacağından emin dahi olmadığım bu satırları sonsuza kadar yazardım, sevgilim. Ama yapmam gereken bir şey var. Hayatım boyunca yapacağım tek iyi şey... Belki sonsuz bir yaşam, belki de sonsuz bir esaret. Bilmiyorum. Ama ilk kez ölümün soğuk nefesini bu kadar yakından hissediyorum. Kulaklarıma fısıldanan küçük kelimeler her defasında aynı şeyi tekrarlıyor. Rüyalarımda her zaman aynı kelimeler vurgulanıyor. Kaybettiğim. Seni gerçekten kaybettiğimin gerçeği.  Ve bu ensemde acı veren bir ürpertiye neden oluyor. Dayanacak gücü artık kendimde bulamıyorum. Zaten artık korkmuyorum. İlk defa bunu gerçekten istiyorum. Zihnimde hala senin görüntün, kulaklarımda hala senin sesin ve dudaklarımda en son senin dokunuşların varken bedenimi senin izlerinle sonsuz bir esarete teslim ediyorum... Seni seviyorum. Seni gerçekten çok seviyorum. Bir gün beni anlayacaksın, biliyorum.

Hoşça kal, aşkım.

Elimdeki kağıdı belki on kez belki de daha fazla, tekrar tekrar okumuştum. Hazal'ın kaleminden benim için dökülmüş bir veda mektubu olduğunu hazmetmek zor geliyordu. Bana geçekten de veda ediyordu. Bunun beni bu şekilde yaralaması garipti oysaki, ne de olsa onu ardımda bırakıp gitmiştim. Yine de zihnimdeki görüntüsünü silemiyor, sol yanımdaki acı veren varlığını yok sayamıyordum.

Ona kırgın mıydım? Evet. Hala ona kızgın mıydım? Belki. Peki ya hala onu seviyor muydum? Kesinlikle evet. Peki ya neden hala burada, ondan uzakta acı çekiyordum? Neden hala onun acı çekmesine izin veriyordum? Neden gidip de ellerinden tutmuyordum!?

Eğer İstersenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin