17. Bölüm

192 14 0
                                    

Playlist: Özlem Tekin- Sen Anla

Multimedia: Erkek karakterlerimiz.

---

Ekin sustuğunda gözlerimin gördükleri beni gerçeğe çekerken, ellerimle Ekin'in suratını avuçlayarak "Öp beni" dedim.

Söylediklerimle Ekin'in surat ifadesi değişirken, büyük bir şaşkınlıkla "Ne?" dedi. Şaşırdığını görebiliyordum ancak ona bir açıklama yapacak ne zamanım vardı, ne de cesaretim. Biraz daha gözlerine bakarsam bunu yapamayacağımı biliyordum. Düşünmemeliydim. Sadece bundan kurtulmak için onu öpmem gerekiyordu.

Ellerim yanaklarında gezinirken Ekin'in arkasından gelen hareketlilikle onu kendime çekerken "Sadece sus" diyerek dudaklarına uzandım. Ekin'in dudaklarını kendi dudaklarım üzerinde hissettiğimde gözlerimi kapattım. Midemdeki karıncalanma beni yoruyordu ancak sakin kalmalıydım. Kendime söylemem gereken şey bunu hissetmeden yapmak olmalıydı.

Düşünme Hazal, hissetme. Sadece yap.

Dudaklarım yumuşak hareketlerle onun dudaklarını öperken Ekin hareketsizdi. Şaşırdığını biliyordum ancak başka çarem yoktu. Bu benim içinde zordu. Onu öpmek... çok farklıydı. Tuhaftır ki bu iyi hissettiriyordu. Ve onu daha derinden öpme isteği uyandırıyordu. Başta kendime hatırlattığım şeyin şuan bir önemi kalmamıştı. Onu hissetmeyi istiyordum.

Yanaklarındaki ellerimi indirip onun ellerini kavradığımda, belime götürdüm. Ekin benim yardımımla ellerini belimde birleştirdiğinde, belli belirsiz öpüşüme karşılık veriyordu. İçimdeki ihtirası dindirmeye çalışırken bir elim hala belimi tutan eli üzerindeyken, diğeri ensesine gitmişti. Kendimi tutamayarak onu büyük bir arzuyla öperken sırtımı duvara yasladım. Ekin'de girdiği şoktan çıkmış olacak ki aynı şekilde dudakları, dudaklarıma eşlik etti.

Ensesindeki elimi çekip, arka cebine koyduğu odanın kartına uzanırken Ekin bunu yanlış anlayarak kendisini daha çok bana yasladı. Dudaklarımdaki dudakları sertleşirken nihayet cebindeki kartı almıştım. Onu da kendime birlikte çekip kapıya yaklaştığımda belimdeki elinin hareketlerini kesen o sesi duydu.

"Kıvanç. Aşkım hadi gel artık."

Ekin, duyduğu sesin Defneye ait olduğunu anladığında dudaklarını çekmeye çalıştı ancak buna izin vermeyerek onu tekrar kendime çektim, ama öpmedim. Belimdeki eli yumruk şeklini alırken, bedeninin kasıldığını fark ediyordum.

"Sakin ol, lütfen" diye fısıldadığımda dudaklarımız birbirine değmişti. Nefesini düzene sokmaya çalışırken "Tamam" dedi.

Kapıya okutmaya çalıştığım kartı alıp kapıyı açmama yardım ettiğinde elleri hala belimdeyken geri, geri yürümeme yardım ederek odaya girmemi sağladı. Odaya girerken gözlerim bir an için Defne'ye kaydığında o da bize bakıyordu. Görüş alanıma aniden Kıvanç girerken başımı Ekin'in omzuna yaslayarak kapıyı kapattım.

Duvarla Ekin arasında kaldığımda, ellerini belimden çekerek iki yanımdan duvara yasladı. Gözlerini kapatıp derin, derin nefesler aldığında, bakışlarımı ondan çekerek nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum. Gariptir ki az önce onu öptüğüm için utanıyordum. Onu arzu ettiğim için, onu hissederek öptüğüm için ise daha çok kendime kızıyordum.

Bakışlarım yerde gezinirken Ekin "Bunu neden yaptın" diyerek fısıldadı.

Zorlukla bakışlarımı gözlerine çıkardığımda yanaklarımın yandığını hissediyordum. Utanmak bana göre bir duygu değildi ancak şuan tamda bunu yapıyordum. Ben utanıyordum!

Birkaç kez yutkunduktan sonra "Ben... B-bunu yapmak zorundaydım" dediğimde, devam etmeme müsaade etmeden "Neden? Seni buna zorlayan şey ne? Zaten bundan kurtulmak, benden kurtulmak istemiyor muydu? Neden bizi görmelerine müsaade etmedin?" diyerek kendini geri çekti.

Eğer İstersenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin