26.Bölüm

170 4 2
                                    

Playlist: Athena - Yalan
Multimedia: Karakterler

Başımı yasladığım göğsünün üzerinde, kalp atışlarını dinleyerek geçirdiğim zaman bana yetmezken burada, onun yanında ne kadar mutlu olduğumu hissettim. Kulaklarımı dolduran kalp atışı, bütün bedenime sinen kokusunun yanında, ensemde hissettiğim nefesi ait olduğum yerin onun kollarının arası olduğunu söylüyordu.

O yanımdayken, sanki her şey daha az karmaşıktı, daha çok toz pembeydi. Kollarını bana doladığı anda ne intikam kalıyordu ne de öfke. Kötü olan ne varsa beni terk ediyor, yerini yeni umutlara, sonu iyi bitecek masallara bırakıyordu.

Saçlarımın arasında hissettiğim nefese, dudaklarının dokunuşları da eklenirken gülümsediğini hissettim. Küçük küçük öpücükler bırakarak yaşadığım büyük duygu seline; daha önce yaşamadığım, varlığından haberimin bile olmadığı yeni duygular ekliyordu.

Göğsüne yasladığım başımı hafifçe kaldırarak suratına baktığımda gülümsedim. Bakışları anında gülümsememe kayarken, onunda gülümsediğini gördüm. Kıvrılan dudaklarına uzanarak onu öpüp geri çekildiğimde suratındaki her bir detayı incelemeye, ezberlemeye çalıştım.

Ellerimle suratına uzandığımda, parmaklarımı yeni çıkmış sakalları arasında gezdirerek, gözlerimi gözlerine çevirdim. Büyük bir dikkatle ne yaptığımı izliyordu. Bakışlarımı yavaşça dudaklarına indirdiğimde, eş zamanlı olarak parmaklarımda dudaklarını buldu. Sırasıyla bütün uzuvlarında gezinen parmaklarım onun suratındaki her bir noktayı ezberlemek istiyordu. Onun yanından bir saniye bile ayrılmayı istemezken, eninde sonunda ayrılacağımızı biliyordum. Yanımda olmadığı her an onu özlerken, her şeyin biteceği gün geldiğinde her gözümü kapadığımda karşımda belirsin istiyordum. Dokunmaya kıyamadığım ve bir o kadarda dokunmak için can attığım suratını unutmayı kesinlikle istemiyordum.

Gözlerimi tekrardan daha önce rastlamadığım kadar güzel, kahverenginin hiç görmediğim tonundaki büyüleyici gözlerine çevirdim. O gözlere bakmayı, o gözlerin üzerimde olmasını o kadar çok seviyordum ki bunu anlatacak bir kelime var mıydı emin değildim. Bu defa eğilerek göz kapaklarına ufak bir öpücük bırakarak geri çekildiğimde, bana bakarak dudaklarıma uzandı.

Alt dudağımı dudaklarının arasına alıp öperek geri çekildiğinde "Neden bunu yapıyorsun?" dedi. Sırtımdaki ellerini belime indirdiğinde, suratında duran ellerimi göğsüne indirdim. "Neyi, neden yapıyorum?" diyerek onu incelemeye devam ettim. Onu kaybetmekten gerçekten korkuyordum. İlk defa ailem dışında birisini bu kadar çok sevip, ilk defa onu kaybetmekten korkuyordum.

Suratında büyük bir sırıtma belirirken "Dakikalardır beni inceliyorsun. Gözlerini bile kırpmadan bunu yapıyorsun, neden?" dedi. Vereciğim cevabı sanki biliyormuş gibi sırıtması genişlediğinde, aslında beklentisini boşa çıkartacak cevabımı verdim. Suratındaki gülümseme kaybolurken, ona istediği cevabı vermeyi ve gülümsemesini ne çok istediğimi fark ettim. "Olurda bir gün bitersek, benden vazgeçmek zorunda kalırsan yüzünü unutmamak için, her bir noktasını ezberlemeye çalışıyordum."

Ekin bir anda ciddileşerek yüzümü avuçlarının arasına aldığında "Asla bitmeyecek. Senden asla vazgeçmeyeceğim. Bu saçma düşünceleri sil aklından. Bir daha senden bu tür şeyler duymak istemiyorum" diyerek burnumun ucunu öpüp, ortamdaki rahatsız edici havayı dağıttı.

Olacakları bilsem de, benden gideceğine emin olsam da, o zaman gelene kadar bunu umursamamayı istedim. Sonu her ne olacaksa olsun şu an mutluydum ve onundum. Bu asla değişmeyecekti. Biz bir kere birbirimizi bulmuştuk, sonu ne olursa olsun bunu başarmıştık.

Eğer İstersenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin