Playlist: Nükleer Başlıklı Kız - Eğer İstersen
Başımı yasladığım ellerim arsından kurtarırken, dizlerimi karnıma çekerek üzerimdeki cekete daha da sokuldum. Ekim ayı bütün asaletiyle, soğuk rüzgarıyla saçlarımı okşadığında ise bunun beni ne kadar iyi hissettirdiğinin farkına vardım. Benliğini kaybetmiş ruhum, soğuk havanın etkisiyle küçükte olsa kendine gelebilmiş ve uzun süredir çabaladığı birçok duyguyu itiraf etmişti. Umudunun kimde olduğuna artık emin olmuştu.
Büyük bir rüzgar dalgası daha bedenime çarparak geçtiğinde, saatlerdir uyumadığımın farkına varmıştım. Uzun süredir uyumuyor ve birkaç saattir de bahçede, sallanan koltuğun üzerinde oturmuş şuana kadar yaşadıklarımı analiz ediyor, bundan sonra olacakları tahmin etmeye çalışıyor ve her daim olacakların en kötüsünü düşünüyordum. Zaten bu saatten sonrada iyi olabilecek ne kalmıştı ki. İyiyi düşünmek neyi değiştirirdi. Annemin o adamla evli olduğunu, o adamdan bir kızı olduğunu ve beni terk ettiği gerçeğini mi değiştirirdi yoksa; Kıvanç'ın, Ekin'in canını istediği gerçeğini mi?
Bilinçaltım, alayla bir gerçeği daha yüzüme vurduğunda gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım.
Ya da Defne'nin, hala Ekin'i istediği gerçeğini mi değiştirirdi?
Bakışlarım, ağır adımlarla yanıma yaklaşan Başak'ın üzerindeyken, tedirginliğin hakim olduğu bakışlarını üzerimde hissettim. Birkaç adımda tamamen yanıma gelerek oturduğunda kollarını, sağ koluma sararak başını omzuma yasladığında üşüdüğünü anladım. Soğuk havayla buluşan kelimeleri dumanlı bir görüntü yaratırken "Nasılsın?" dedi.
Alaylı, keyifsiz ve küçük bir 'Hah' sesi dudaklarımdan kurtulduğunda "Pekala. Bunu sormadım say" dedi.
"Hazal, bence biraz uyumalısın. Berbat görünüyorsun" diyerek zaten bildiğim bir şeyi söylediğinde "Sendi benden farksız sayılmazsın" diyerek istemediğimi belli ettim. Benden uzaklaşarak gözlerini üzerime dikerek konuştu. "En azından birkaç saatte olsa uyumalısın. Çok kötü görünüyorsun, ayrıca bu soğukta hastalanacaksın"
Bakışlarımı ona çevirdiğimde, gözlerimi devirerek cevabımı vermiştim. Uyumak istemiyordum. Ya da en doğru şekliyle uyumaktan korkuyordum. Uyuyamamaktan, kabuslar görmekten korkuyordum.
Başak, tekrar konuşmaya yeltendiğinde ondan önce davranarak "Meriç, nerede?" diyerek sordum. Onu susturmak için sorduğum soruya karşılık ilk önce gözlerini devirse de yinede cevapladı. "Çıktı. İşi varmış. Ki işinin ne olduğunu tahmin edebiliyorum"
Vücudumu ona döndürerek bağdaş kurduğumda, ellerimi kucağımda birleştirerek endişeyle konuştum. "Bir şeyler yapmamız gerek, Başak. Kıvanç eğer Ekin'in canını almayı, kan akıtmayı kafasına koymuşsa bunu yapacaktır"
"Biliyorum. Onu bende tanıyorum ama elimden hiçbir şey gelmiyor. Lanet olsun ki, o çok kurmaz ve fazlasıyla düzenbaz. Biz onun bir sonraki hamlesini düşünürken o çoktan oyunun sonunu hesaplıyor olacaktır"
Farkında olduğum gerçekleri tekrar ve tekrar duyuyor olmak sinirlerime dokunurken, öfkeyle saçlarımı geriye iterek ayağa katlım. Tekrar ona döndüğümde ise "Meriç, Ekin'e anlattı mı?" dedim.
Başak sorumu es geçerek oturduğu yerden kalkıp yanıma geldiğinde "Sakin ol, Hazal. Önce biraz dinlen, bir duş al. Bu halde hiçbir şey yapamazsın" dedi.
Kolumu, Başak'ın elleri arasından çektiğimde "İstemiyorum. Uyumak istemiyorum" dedim.
Başak'ta ses tonunu yükselterek konuştuğunda bu sefer beni, ona bakmaya zorlamıştı. "İnat etme, Hazal. Şu haline bir bak. Saçmalıyorsun, resmen. Bu halde değil Ekin'e yardım etmek, onun başına bela olursun"
![](https://img.wattpad.com/cover/39648330-288-k389102.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eğer İstersen
Fiksi RemajaSigarasından son bir nefes çekerek yere attığında gri dumanını başını bana çevirdiğinde dudakları arasından bıraktı. Yerdeki sigara izmaritini ayağıyla ezerek vücudunu bana çevirdiğinde gözlerini gözlerime sabitledi. Belli bir süre gözlerini dahi kı...