Kira paramı almak için yukarı kata çıkıp Atalay'ın kapısını çaldığında hala uyuyor olduğunu tahmin ediyordum. Evdeki iki kiracıdan sadece bir tanesi bu sapık herifti ve geceleri barmenlik yaptığı için genelde öğleden sonra kalkardı ama hemen şimdi kirayı almak zorundaydım yoksa elektriği keseceklerdi ve evde tüp bitmişti.
"Atalay! Kapını açıp gireceğim şimdi, parayı hazırlamış olsan iyi edersin!"
Evin diğer kiracısı Ceren diğer odadan çıkıp bana parayı verdi. "Sen işe gideceksin şimdi, istersen ben eksikleri alırım." Kiracıdan çok ev arkadaşı gibiydik ama daha önceden hiç de samimi değildik. Ve bu iki katlı ev benimdi, babam hapishaneye girdikten ve annem sokaklarda kalmaya başladıktan sonra geçimimi sağlamak için bu yolu seçmiştim.
"Şimdi bir kağıda yazıp sana veririm." Dedim ve Atalay'ın kapısını son bir kez daha çalmak için döndüğümde aniden kapısı açıldı.
"Lan yine mi çıplaksın sen?" Ceren kahkaha atıp odasına geri döndü.
"Seni bekliyordum karıcım." Şehirdeki en manyak herifle aynı evi paylaşıyordum resmen! Ama bendeki de peygamber sabrı, çok iyi dayandım ona.
"Ya Allah Allah be adam! Versene kirayı atarım lan seni evden." Bana bakıp sırıttı. "İki aylık kirayı peşin veriyorum." Dedi göz kırparak ve arkasını dönüp dolabını açtı. Gayri ihtiyari gözüm kalçasına kaydığında içimden küfrederek hemen başka bir tarafa döndüm. Bunu bilerek yapıyordu.
"Hem sen nereden buldun bu kadar parayı?" diye sordum. Barmenlik maaşı ancak ayın kirasını ve şahsi ihtiyaçlarını karşılamaya yetiyordu.
"Mal sattım." Dedi, yüzümü buruşturdum. "Polislerle başın derde girmesin." Dedim hemen, polislerden aşırı korkuyordum ve bu yüzden tek bir illegal iş yapmaya bile cesaret edemiyorum. Hatta bu korku öyle büyüktü ki, bisiklet kullanırken bile kırmızı ışıkta duruyordum.
Babamı tutuklamışlardı ve nezarethanede çok dayak yemişti. Onlardan nefret ediyordum. Hepsi bir değildi belki ama ben babamdan dolayı dersimi almıştım ve tek bir azar duymak bile babama ihanet edecekmişim hissi uyandırıyordu. Bunun için geceleri dışarı dahi çıkmazdım!
"Benim için korktun mu yoksa?" diye sordu gülerek. "Çok korktum." Dedim, Atalay'ın burnu sürtsün istiyordum açıkçası ama bu eve baskın yapılırsa onu gerçekten öldürür ve babamın yanını boylardım.
"Birkaç saat daha yatacağım şimdi. Saat üçte uyandır beni." Dedi yatağa zıplayarak. Arkamı dönüp "Kahvaltı etmeyecek misin?" diye sordum. "Hayır!" diye bağırdı, yüzünü yastığa gömdüğü için sesi boğuk çıkmıştı.
Daha sonra aşağıya inip mutfaktaki bara oturdum ve çekmeceden kağıt kalem çıkartıp eksiklerimizi listeledim.
Tüp – Su ve Elektrik – biraz sebze ve meyve – şampuan – tuvalet kağıdı – kutu bira – bana da şeftalili soğuk çay – süt de al – tatlı yapabiliriz sen her ihtimale karşı bisküvi falan al ama çok israf yapma parayı.
Hepsi için biraz bütçe ayırdım ve defterime de bunları not edip tarihi attım. Babam hep düzenli olmalı söylemişti. Her ne kadar ev arkadaşlarıma güvensem de bu benim için göz ardı edilemeyecek bir prensipti.
Ceren banyodan çıkıp saçlarını kurulama gereksinimi duymadan parayı ve kağıt sayfasını cebine attı. "İzin günüm bugün. Temizlik sırasını bana ver." dedi. Başımı sallayıp hemen bunu da deftere geçirince yüzünü buruşturdu. "Sen gerçekten hastasın kızım." Beni beğenmiyordu ama bende onun kadar rahat olsam bu ev nasıl dönecekti? Belki af olur da babam çıkar diye asla kendimi salmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangsterlerin Pençesinde
ActionBaşına gelen talihsiz olaydan sonra seks kulüplerini, alkolü ve uyuşturucuyu bırakmış olan Avşar Hancızade'nin hayatı, gecenin bir vakti kolunda kurşunla eczaneye gelen gangsterle beraber yeniden değişecektir. Dağılmış ailesi, arkadaşları ve bozulmu...