25. Bölüm - Savaş

8K 548 277
                                    


Ablamın şu anda, benim evimde olduğuna inanmıyordum. Bu kız İstanbul'da bir büroya girip çalışmaya başlamamış mıydı? En son baktığımda bir avukatla nişanlıydı. Aynı evde yaşadıklarını anlamıştım internet sayfasından. Ablam görgüsüz olduğu için her şeyini paylaşmayı sever.

"Nişanlın ne oldu?" diye sordum direkt. Koray mecburiyetten bavullarını yukarı çıkarmıştı. Misafir odasına, Ceren'inim yanına eşyalarını yerleştirirken Koray ellerini birleştirerek yatağa oturdu. Gülmek ve beni sarıp sarmalamak arasında bocalayan bir surat ifadesi vardı. Bavullarını taşımasına çok fena tav olmuştum ama suç ablamdaydı.

Niye evime o kadar bavulla geliyorsun lan!

"Burada kim kalıyor ya? At odadan. Burası benimdi."

"Beş yıl önce senindi." Dedim.

"Artık yine benim." Dedi gözlerimin içine bir sıfır önde olduğunu belirten bir bakış atarak.

O eşyalarını eski yerlerine koymaya çalışırken ben arkasında koşturup hesap soruyordum. "Nişanlın?" dedim. Ceren'in dolabını açıp ne varsa dışarı döktü ve kendilerininkini yeniden katlayıp yerleştirmeye başladı. "Abla! Ne yapıyorsun?" yerdekileri toplayıp yatağa atarken o da benimle beraber yatağa geri döndü ve bavuldan kıyafetlerini almadan önce "Çek şu paçavraları." Dedi ekşi bir suratla ve toplayıp yatağa koyduğum kıyafetleri yeniden yere attı.

Dudaklarım aralandı. Hayatımı alt üst etmeye gelmişti.

"Nişanlımdan ayrıldım. Çünkü babam öyle istedi." Tanrım, şimdi kriz geçireceğim. Yardım isteyen bir suratla Koray'a baktım. Dudaklarını oynatarak "Sakin ol." Dedi ama ben saçlarımı yoluyordum.

"Bu evde kim varsa kendi deliklerine geri yolluyorsun." Dedi otoriter bir tonda. "Biz geri dönüyoruz. Yeniden bir aile olacağız."

Gözlerim kocaman açıldı ama dudaklarımı sıkı sıkıya bastırıyordum ki ağlamayayım. "Senin yıllarca yapamadığını ben bir günde halledeceğim, göreceksin bak." Bu kadarı çok fazlaydı. Kendimi bok gibi hissetmeye başlamıştım.

"Ama babam yıllarca..." diyecek olduysam da sustum, alay eder gibi güldü. "Koray, şizofren kardeşime nasıl dayanıyorsun anlamıyorum." Dedi, yemin ederim olduğum yerde felç gelecekti üstüme.

"Şizofren, ama oldukça akıllı ve seksi." Diye savundu beni Koray. Teşekkürler.

"İşte şizofreniyi çıkartırsak, sahip olduklarının iki katına sahip bir ablası var."

Dakika bir, gol bir.

Ablama bir böcekmiş gibi bakmayı sürdürdüm ama midem bulanıyordu. "Neden aileyi toparlayamadım biliyor musun?" dedim kapının önünde durarak, "Senin okul masraflarını karşılayabilmek için çalışıyordum da ondan."

Ablamın bavulu bile benim sadece bir işimden kazandığım maaşla eş değer görünüyordu. Tüm pahalı mücevherleriyle bana dönüp gülümsedi. "Senin bana yolladığın para benim içki masrafımı bile zor karşılıyordu."

"Oraya içki içip alem yapman için yollamadık seni." Dedim.

"Ama sen yapıyordun." Kaşlarını kaldırıp gülümsedi.

"Ben ve sen aynı değiliz." Diye hatırlattım. "Tabii ki de değiliz, ben senden daha üstünüm." Sonra neşeli bir kahkaha attı ve Ceren'in tüm kozmetik eşyalarını koluyla yere devirdi, kızın zar zor kazandığı parayla aldığı tüm pahalı parfümler yere dökülmüştü.

Gangsterlerin PençesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin