49. Bölüm - Vedalar

6.5K 372 162
                                    



admin biraz da Aslan paylaş

En kısa haliyle, şok olmuştum. Sabahın dördünde beni uykumdan uyandırıp –ki sarhoş ve dayak yemiş insanın uykusunu bölmek en az zina kadar günahtır- böyle bir şey sormak onun ne kadar bu işin içine girdiğinin göstergesiydi.

Ne diyeceğimi bilemedim önce ve şişmiş gözlerimle onu izledim. Gözlerim acımıştı, ellerimle ovuşturdum. "Hayır Koray. Kimse bana bunları yaptırmadı." Yalan söylemek ne de kolay olmuştu benim için. Oysa gerçek zordu. Gerçeği yaşamak zordu ama yalanlar ağzımdan en gerçekmişçesine çıkıyordu. Kendimi de yalanlara alıştırmıştım, dilimi de.

"Günlerce bunu düşündüm. Sana bunları yaptıracak şeyi düşündüm. Delirme noktasına geldim Avşar. Kafayı kırma noktasına geldim. O sınırdayım." Bu ses bana hiç yabancı değildi, kendi kendime konuşurken de bu hitap şeklini kullanırdım.

"Düşünme. Beni düşünme Koray. Unut beni, zaten bu gece son gecemiz, artık sonsuza dek çıkacağım hayatından." Dedim kısılmış sesimle. Gecenin verdiği tekinsizlik sesime de yansıyordu tıpkı onunki gibi.

"İşi şiirselleştirme amına koyayım, sen nereye gidiyorsun? Asıl ben gidiyorum." Diye çıkıştı sonra.

"Hayır, ben gidiyorum. Babam bizi götürüyor." Dedim iyice doğrulup sırtımı yatağa yaslayarak. Vedalaşmayı unutmuştum. "Nereye?" diye sordu. "Türkiye'de çiftlik evine. At binmekten falan söz ediyordu."

"Sen at binmezsin ki." Dedi.

"E bende onu dedim. Ben at binmem ki amına koyayım. Ben alkol içerim."

"Aynen."

Yanıma kurulup bir sigara yaktı. "Neyse. Çok düşündüm. Benden durduk yere uzaklaşman, ayrılmak istemen çok saçmaydı. Ayrıldın ve utanmadan peşimden koştun. Sonra o kaset. İlk başta nevrim attığı için sorgulamadım. Ama sevdiklerimden şüphelenmemeliydim. Artık paranoyak davranmaktan bıktım."

"Bende bıktım valla senin bu huyundan." Sigarasını çekip alınca kendine başka yaktı.

"Tabi insan sevdiği kadını, dostunun altında görünce çıldırmaktan başka bir şey hissedemiyor. Ama bu kadar basit olmamalıydı, anlatabiliyor muyum? Mükemmel bir ilişkimiz varken neden böyle bir şey olsundu ki? Tavırların çok şüpheliydi. Benden ayrılmak için yalvardın ama peşimi de bırakmadın."

"Senaryo mu üretiyorsun Koray Keskinkılıç? Ben ani tutkularıma karşı koyamayan bir fahişeyim sadece ve kardeşinle yatma fikrinin günahı bana çok cazip gelmişti. Sonrasında da yüzüne bakmak ise yürek istiyordu. Sana ayıp ettiğimi düşündüm ama uzaklaşmak zorundaydım çünkü er ya da geç öğreneceğini biliyordum."

"O da bir seçenek." Diye kestirip attı, a-a, manyak herife bak lan. O kadar uzun uzun cümle kurdum sadece bir dakikada ve o da hiçbir şey yokmuş gibi devam etti.

"Avşar, bu günah sana cazip gelmiş olabilir, zaten bu tür kaşarlıklarına alışkınım." Kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Yalan mı amına koyayım? Yanımda otururken çevrendeki tüm erkeklere bakıyorsun, yaşlı adamlar yetmiyormuş gibi karı kıza da bakıyorsun lan."

"İflah olmaz bir flörtçüyüm." Dedim omuz silkerek.

"Yine de bu ani günahı kayda almak hiç sana göre değildi. Sen kamera işlerini sevmezsin. Aslan da sevmez." Tam konuşacaktım ki eliyle beni durdurdu. "Diyelim ki ciddi bir ilişkiniz vardı..." daha sonra buna inanmadığını belli eden bir bakış attı. "Diyelim ilişki boyunca her fantezinizi kayda aldınız." Titriyormuş gibi bir ses çıkardı. "Onun benim kapıma kim bırakırdı ki? Sen mi, Aslan mı?"

Gangsterlerin PençesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin