47. Bölüm - Kurşunlar ve Cam Kırıkları

5.4K 397 176
                                    



Ben bu hikayeyi yazarken Suç Çetesi'ndeki bir milyon okurdan en azından yarısının buna başlayacağını düşünmüştüm ama yanılmışım, muhtemelen çoğu sinir hastalıkları hastanesinde tedavi görüyordur şu an sdfghjkl

Dün deliler gibi istediğim rakı masasına nihayet oturabildim babamla. Hiç konuşmadı benimle, çünkü ne hissettiğimi biliyordu ve bana iyi gelecek olan şeyi de çok iyi biliyordu. Bu yollardan babamda geçmişti. Sevdiğimiz eski şarkıları açarak ve masayı sürekli tazeleyerek dikkat dağıtmamda yardımcı oldu. Gece de benimle uyudu.

Tanrı'ya en çok şükretme nedenimdi babam. Bana ilaç gibiydi. Dilimden anlıyordu, ona sahip olmak hayattaki en büyük şansımdı.

Sürekli "Keşke bitmeseydi." Diye mırıldanarak uyumuşum gece. Sarhoşken neler yaptığımı hatırlamazdım. Hatırlamamak için sarhoş olurdum.

Ve bence insanın kafasının güzel olmasıyla sarhoş olması farklı şeylerdi. Evet ikisi de yoğun duygular sonucunda bilincini kaybetme şekli ama duygular farklı. Kafam güzelken genelde neşeliyimdir, hap atmışımdır ya da güzel bir ot bulmuşumdur. Ama sarhoşsam çok büyük acılar içinde yanıyorumdur ve çok fazla alkol almışımdır. Bende böyle işliyordu.

Ve şimdilerde çok sarhoştum.

Akşam, annem ve babam, ablamın iş yerinde verilen yemeğe gitmişlerdi ve çok büyük ısrarlarına karşı koymuştum. Evde içmem lazımdı ve hazır kimse yokken biraz kafa yapmam da gerekiyordu. Uyuşmak ve günlerce uyumak istiyordum.

İşin kötü tarafı, tüm torbacılarımın ve bana mal sağlayacak herkesin numarasını silmiştim o üç yıllık süre içinde. Bunun içinde üstüme başıma çeki düzen verip -bir ceket alıp- çıkmam gerekiyordu. Yüzümü yıkadıktan sonra bir sigara yakarak çıktım. Araba veya motor kullanacak halim olmadığı için caddeye çıktıktan sonra bir taksiye bindim.

Taksici kendi seferini iptal ettikten sonra bana iyi akşamlar diledi ve kısa bir süre aynada göz göze geldik. Teşekkür ettim, hiç de iyi geçmeyecekti.

Tam Barlar Sokağı diyecekken ağzımdan Koray'ın ev adresi çıktı. Taksici kibarca tamam deyip yola koyulduktan sonra benim ağzım şoktan açık kalmıştı. Yemin ederim ki isteyerek söylememiştim bunu. Bir anda dilimden dökülüvermişti.

Ay pardon da diyemezdim artık. İnsan böylesine bir yanlış adres verebilir miydi? Her işte bir hayır vardır diyerek sesimi çıkarmadım. Uyuşturucu almaktansa sevgilimi görürdüm daha iyi. Aynı hesaba geliyordu ne de olsa.

Parayı verdikten sonra üstünü almadan çıktım. Koray güzel bir yerde yaşıyordu. Çocuklu, iyi gelirli ailelerin oturduğu türden nezih bir mahalledeydi, binası güzeldi, evin içi de çok güzel döşemişti zevkli sevgilim. Yollar temizdi, herkes keyfine bakıyordu.

Apartman girişinde saçlarımı düzeltip bir sigara daha yaktım. O sırada aşağı inen bir kadın bana "Apartmanda sigara içmek yasak yalnız." Diye bir uyarıda bulundu. Ölü balık bakışımı attım. Tiksinircesine yüzüme bakıp indi.

Koray'ın kapısını çaldım. Bu eve her geldiğimde kapıyı güler yüzle açmasına, beni öpmesine ve güldürmesine o kadar alışkınım ki karşımda mosmor göz altları, çatık kaşlar ve çizgisi aşağıda dudaklar görünce çok canım sıkılıyordu.

"Bir şey mi unuttun?" diye sordu. "Taksiciye yanlışlıkla senin adresini verdim." Diye söyledim doğrusunu. Kaşlarını kaldırarak "Yani?" diye sordu. Ne diyecektim şimdi ben adama? "Böyle kötü davranmak zorunda mısın?" diye sordum. Lüksüme bakar mısın? Gerçekten arsızdım.

Gangsterlerin PençesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin