10. Bölüm - Küçük Kadın

12.9K 791 316
                                    



Arkadaşlar şu an otuzuncu bölümü yazıyorum yani istesem haftada beş bölümde yayınlayabilirim. Fakat hikaye istatistiklerinin yüksek olması lazım yolumdan şaşmak istemiyorum :D 66 yorum ne

Ceren'le ergenlik yıllarımıza kadar inen büyük bir dostluğumuz vardır. İlk biralarımızı, sigaralarımızı beraber içmiştik. Partilerde sarhoş olduğumuzda, bir belaya bulaştığımızda daima arkamızı kollardık, bu da zamanla birbirimizi daha iyi tanımamıza sebep olmuştu. Aramızdaki samimiyet sır duvarını eritmişti. Birbirimize asla yalan söylemezdik, aksine her şeyimizi anlatırdık.

İlk deneyimlerimiz, öpüşmelerimiz, dedikodularımız, torbacılarımız hepsi ortaktı. Ceren benden her zaman daha aykırı bir kız olmuştur, doğduğu günden beri böyle olduğuna dair söylentiler dolanırdı. Bense ailemdeki sorunlardan kaçtığım için bu yoldaydım.

Ceren benim için çok kez dayak yemişti, tehdit edilmişti, saklanmak zorunda kalmıştı. Benimle ilgili sapıklar çoğu zaman ona zarar vermeye çalışırdı. Bir keresinde takip edilmiş ve evin önünde dayak yemişti. Bende onun için sayısız fedakarlıklar yapmıştım. Babasıyla yatmıştım, babasından nefret ediyordu ve ona sapık damgası yapıştırmak istiyordu; bu çok eski bir olaydı ama bir zamanlar efsane olmuştu. Beni taciz ettiği gerekçesiyle hapse attırmıştık.

Hatta Ceren bana bu işleri öğreten ilk kişidir. Lisede sigaraya onun yüzünden başlamıştım. Beni kışkırtmıştı. İlk günden beri birbirimizden hoşlanmıştık aslında. Genelde bizim gibi kızlar karşılaştığında çarpışırlar. Ama biz hemen dost olmuştuk. Ceren'in önemi benim için sayfalar dolusudur, bunları düşünmekle vakit kaybetmeyecektim.

Ama bazen Ceren'in beni çok iyi tanıması, ve benden çok daha zeki olması durumu kötüleştirebiliyordu. Şu anda onlardan birindeydik.

"Hanzade'yle takılıyorsun." Dedi bana, hala bileğimi sıkıca tutuyordu. "Neyden bahsettiğini bilmiyorum." Dedim hemen.

"Bal gibi de biliyorsun!" diye bağırdı.

"O çiçeği de o yolladı değil mi? Eczaneye geldi, ona baktın ve o da teşekkür etmek istedi. Sonra numaralarınızı aldınız. Dün gece de annenle değil onunla beraberdin." Bir FBI ajanı gibi beni sıkıştırıyordu.

"Bravo Sherlock Holmes." Dedim yapmacık bir edayla.

"Onunla kaç kere takıldın?" diye sordu. Hiçbir şekilde yemeyecekti. "Üç haftadır falan takılıyoruz." Dedim, sesim ilk başlardaki kadar güçlü değildi. "Üç hafta!" diye bağırdı ve sonra sesini alçaltıp kulağıma doğru eğildi "Bundan kimin haberi var? Baban biliyor mu? Murat, Atalay? Hangi birine söyleyeyim?"

"Bu seni hiç ilgilendirmez." Bileğimi ondan çekip ayağa kalktım ve çıkmaya yeltendim. "Eğer senin kardeşinsem, ilgilendirir." Dedi. "Resmen ilişki yaşıyorsunuz." Kapının önünde durdum. "Benim kimseyle ilişki yaşadığım yok." Dedim.

"Onunla yatıyor musun?" diye sordu aniden. "Hayır." Dedim, söylediklerim arasındaki tek doğruydu. "Bir daha onunla görüşmeyeceksin." Dedi, bana hep karışırdı, özgürlüğüme düşkün biri olmama rağmen bunu severdim, önemsendiğimi düşünürdüm. Ta ki kendimi rahatsız hissedene dek; şimdide öyle kendimi rahatsız hissediyordum. "Bana artık karışamazsın." Dedim ona doğru dönerek.

"Eğer başına yeniden bela alacaksan evet karışırım Avşar!" diye bağırdı. "Başıma bela aldığım falan yok!" bu kez ben bağırdım. Alt tarafı biraz mutlu olmak istiyorum, hepsi bu. "Yeniden kadın olmaya çalışıyorum sadece. Bırak da artık hayatım yolunda gitsin. Bırak da artık başka insan yüzü göreyim!" sonlara doğru sesim artmıştı çünkü bağırmazsam ağlardım. Babam işten attırmıştı, Ceren ilişkime karışıyordu. Benim hayatımı benden başka herkes yaşıyordu.

Gangsterlerin PençesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin