Yorum yapmadığınız için bölümü paylaşmadım :D Paylaşacağım günde darbe oldu. Tebrik ederim.
Muhteşem derecede korkunç olaylar dönüyordu. Her şey karmaşıklaşmıştı ki bu hayatımda istediğim en son şey bile değildi.
Koray yine beni yalnız bırakmadı ve işkence aletleriyle dolu, limanın arkasındaki ormanda gizlenmiş malikanesine götürdü. O kendi arkadaşlarıyla durumu konuşurken bende bizimkilere anlattım. Bu olay bizi aşıyordu. Koray daha önceden haberdar olmadığı için iki kat sinirliydi.
"Avşar, farkında değilsin ama çok büyük düşmanlarınız var. Bunu herkes yapmış olabilir." Dedi Koray. "Ya da çok yakından tanıdığın biridir ve çok sıkı önlem alıyordur?" diye başka bir seçenek sundu Aslan. "Keşke senin dediğin olsa." Dedim.
"Bunca zamandır sana sadece mektup yollamakla yetinmiş, bu yönden de bakabiliriz, hatta bu Aslan'ın seçeneğini daha mantıklı kılar. Gerçekten de senden hoşlanan bir sapıktır."
Ciddi ciddi bunun olması için içimden dua ettim. Sapıklar o kadar masum kalıyordu ki benim hayatımda.
"Bu kadar zahmete hiçbir sapık girmez. Kızı izliyormuş, bir gece aniden odasına dalabilir. Tanrım! Her yer açık yatıyorsun." Çünkü hava otuz dereceydi amına koyayım! Yani çok savunmasızdım.
Koray beni sevdiği için olaya daha duygusal bakıyordu. Ama Yiğit ve Aslan hem daha mantıklı, hem de daha rahatlatıcıydı.
"Element'in kuzenlerini arıyorum. Gizli koruma takıp izlesinler. Haftada bir defa geliyorsa muhakkak yakalarız." Dedi Çağdaş. O sırada aklıma bir şey dank etti ve nedense aşırı derecede huzursuz hissettim. Ağlayacaktım neredeyse.
"Ama ben size bir şey söylemeyi unuttum." Dediğimde herkes ses tonumdan olsa gerek bana baktı. Tüylerim diken diken olmuştu, sanki cevap önümdeymiş de ben kör olduğum için sadece hissetmekle yetiniyormuşum gibiydi.
"Koray'la tanıştığım günden beri bu bana ilk yazışı. Yani bir buçuk aydır hiç yazmamıştı."
Koray öfkeyle açılmış gözleriyle bana döndü. "Ve bunu ilk defa duymam da ayrı mesele." Sessizlik oluştu. "Bu ne demek oluyor?" diye sordu Yiğit şaşkınca bir bana bir Koray'a bakarak.
"Bu, başımın bu kez polislerle değil, gangsterlerle belaya girdiği demek oluyor." Dedim. Her şey olabilirdi artık. Hislerim yoğunluktan sıfırlanır gibi oldu ve hiçbir şey hissetmeksizin öylece ayakta dikildim sadece. Ayaktaydım çünkü oturursam uzunca bir süre kalkamayabilirdim.
"Bu olayı şimdilik bırakalım." Dedi Aslan ortamdaki gerginliği dağıtmak istercesine. "Birkaç hafta bekleyelim gerekirse. Hatta sizin evin karşısındaki kiralık evi tutup oraya birkaç arkadaşımızı yerleştirip sizin kapınızı gözetleyelim." Çok mantıklıydı, içime su serpilir gibi oldu. Her şeyi çözeceklerdi.
"Çünkü ancak sizin eve çok yakın olan biri her şeyden haberdar olabilir." Dedi Koray gülümseyerek. "O kadar yakın olması lazım ki, seni rahatça gözetleyebilecek, faturalarınızdan haberdar olabilecek ve postacıyı atlatabilecek."
"Aklında ne var?" diye sordu Aslan.
Koray elini Aslan'ın omzuna attı. "Sen o cümleyi kurmasaydın asla anlayamayacaktım." Yutkundum. "Neyi?"
"Kerem." Dedi gayet rahat bir şekilde. "Sapık orospu çocuğu. Evi yakın olduğu için tüm gün seni gözetliyor."
Koray'ın olayı çözdüğünü sandığında oluşan gülümsemenin aksi bir endişeli ifade benim kaşlarıma gelip çattı. Format doğruydu ama şüpheliler yanlıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangsterlerin Pençesinde
ActionBaşına gelen talihsiz olaydan sonra seks kulüplerini, alkolü ve uyuşturucuyu bırakmış olan Avşar Hancızade'nin hayatı, gecenin bir vakti kolunda kurşunla eczaneye gelen gangsterle beraber yeniden değişecektir. Dağılmış ailesi, arkadaşları ve bozulmu...