53. Bölüm - Ayrılık

6K 365 215
                                    



ARKADAŞLAR BANA BİR ARA BU HİKAYE İÇİN VİDEO YAPAN BİR OKURUM VARDI, HATTA YOUTUBE'A YÜKLENMİYORDU BAŞKA BİR YERDEN ATMIŞTI MÜZİĞİ DE OFTEN'DI. O KİŞİNİN KULLANICI ADINI BULAMIYORUM BURAYI OKUYORSA BANA ULAŞSIN LÜTFEN

"Benim çocuğumu doğurmaya hazır mısın?" Gülümseyen ürpertici sesi, kan ter içinde ve nefes nefese bir halde gözlerimi aralamama sebep oldu. Bir süre kendime gelemedim. Ne rüyaydı, ne gerçek, ayrımını yapamıyordum. Bu sesler nereden geliyordu çıkaramıyordum. Düzenli bir şekilde öten mekanik sesler, soluğumun titreşimleri ve bir yandan da sessizlik vardı.

Karnıma baktım. Sarılı bir şekilde duruyordu ve kanamıştı. Hemşirenin gelmesi için yatağın yanındaki düğmeye bastım. Bir dakika sonra kısa bir sarışın içerideydi. "Kanıyor." Dedim. "Hemen doktoru çağırıyorum." Dedikten sonra yanımdan ayrıldı.

Koray'ımı o kadar merak ediyordum ki. Uzun bir süredir yarı baygın, uykuda olduğumu hissedebiliyordum ama nedenini bilmiyordum. Neden aylardır uyuyormuşum hissi vardı içimde? Kocam neredeydi? Neden sürekli ağlamak üzere olduğumu hissediyordum? Bu içimdeki boşluk hissinin bitmesi lazımdı. Onu ancak Koray bitirebilirdi. Neden içeri dalıp nasıl olduğumu sormuyordu?

Doktor da, sarışın hemşire gibi kısa boylu biriydi ve top sakalı vardı. Adamın gözlerindeki sıcaklık beni bir nebze olsun rahat hissettirmedi ama en azından sağlığım konusunda şüphem kalmamıştı. Karnımı kontrol etti. "Bilgi alman için..."

"Bilgi almak falan istemiyorum. Kocamı istiyorum. O nerede?" diye sordum. "Sizi buraya getiren beyefendi mi?" diye sordu. "Evet. Sanırım adı Aslan'dı." Kaşlarım çatıldı. "Hayır, nişanlımın ismi Koray." Dedim. "Koray Keskinkılıç."

"Sizi buraya getiren kişinin adı Aslan Koç." İçime bir sıkıntı girdi. "Nasıl biriydi? Dövmeleri var mıydı?" diye sordum. "Evet. Her yeri dövmelerle kaplıydı." Dedi hemşire de. "Hatırlaması kolay oldu." onun hatırlamasını kolaylaştıran dövmeler bu kez benim aklımı karıştırmıştı.

Koray beni buraya getirmişti ama Aslan'ın adını vermişti. Neden? "Şimdi nerede kendisi?" diye sordum. "Aslan beyi sizi bıraktıktan sonra göremedim ama buraya başka bir beyefendi daha var."

O da Aslan'ın kendisi olmalıydı. "Eşimin biraderi sayılır kendisi. Onu buraya çağırabilir misiniz?"

"Çok yorulmamanız gerekiyor." Diye uyardı hemşire. "Çok kısa sürecek." Dedim. "Beyefendiden sonra, hastanenin bir psikologuyla görüşeceksiniz ve polis de sizden ifade alacak." Kadına moron gibi baktım. "Silahlı yaralama var." Diye açıklamaya çalıştı. "Bunun araştırılması gerek."

"Ama..."

"Lütfen kendinizi daha fazla yormayın Avşar Hanım. İyileşeceksiniz." Hemşire sargımı düzelttikten sonra içeriye Aslan girdi. Beni görünce gözleri doldu ve "İyiymişsin." Dedi. "Fiziksel olarak." Diye ekleme yaptım.

"Koray nerede? Senin adını vermiş resepsiyona." Dedim, ağlayacak gibi oldu ve ellerimi tuttu. "Avşar." Dedi, sesi o kadar kötüydü ki bende ağlayacaktım şimdi. "Aslan bir şey olmuş. Çabuk söyle." Dedim. Konuşamıyordu, ağzını açsa hıçkırıklara boğulacaktı sanki.

Midem altüst oldu.

Karnımdaki ağrıyı hissedemiyordum şimdi. Tek hissettiğim midemin çok bulandığıydı. Çok kötü bir şey olmuştu ve Aslan bunu söyleyemiyordu. Koray'ıma bir şey olmuştu!

"Gitti." Dedi sadece. Anlayamıyordum. Ağzım aralandı ama bir süre konuşamadım. "Koray gitti."

Şoka girmiştim. Nasıl gitmişti, nereye gitmişti, neden gitmişti? Nasıl giderdi?

Gangsterlerin PençesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin