56. Bölüm - Dönüş

5.7K 352 256
                                    


Oradaydı işte. Tüm varlığıyla ve atomlarıyla, her şeyiyle orada oturuyordu. Bu gerçekti. Ben görüyordum, Aslan görüyordu, yanılsama değildi, tamamen gerçekti.

"Saat ondan beri burada seni bekliyordum." Dedi. Ben onu üç aydır bekliyordum. Üç ay asla kısa bir süre değildi, eğer sevdiğiniz adam aniden çekip gittiyse bu bir ömürdü.

"Def ol evimden." Dedim. Bir de utanmadan onu bekletmeme kızıyormuş gibi görünen tavrı zaten olmayan sabrımı taşırdı.

"Konuşmamız gereken bazı şeyler var." Ne olabilirdi? Ben onu her gece arayıp telefonla anlatmıştım. Ben aslında onunla aylardır konuşuyordum. O susmuşsa, bunun benim için bir önem arz etmesi mi gerekiyordu? Ben söyleyeceğimi söyledim, o da muhtemelen dinledi. Artık konuşacak bir şey kalmadı. İkimizin arasında hiçbir eylem gerçekleşemez artık.

"Hiçbir şey yok. Çık evimden. Yoksa polis çağırırım." Soğukça güldü. "Umurumda değil, istersen tüm askeriyeyi çağır." Koray'ı polislerle korkutmak, bitkisel hayattaki birini ölümle tehdit etmek gibi bir şeydi, ama şu anda donmuştum, kalbim çok fenaydı, ne yapacağımı bilemiyorum.

Bakışları Aslan'a döndü. "Emanetime sahip çıkmışsın kardeşim, teşekkür ederim." Dedi. Aslan sadece başını sallamakla yetindi.

"Doğum gününü kutlamak için ilk buraya geldim. Daha erken davranıp, birlikte kutlamak isterdim. Bu bizim günümüz olabilirdi."

"Eğer sen kaçıp gitmeseydin." Dedim.

"Eğer sen bana bir parça güvenseydin." Dedi.

Suç yine bana kalıyordu. Alışkınım buna. Herkes hatalar yapar ve Avşar Hancızade öder. Hesabın bana kitlenmesine öyle alışkınım ki hatta.

Şu anda neler hissettiğim tarif edemiyordum. Sorsaydı ona anlatamazdım. Beni karşında gördüğün zaman ne hissettin diye sorsaydı buna sessizlikle cevap verirdim, ya da çığlık atardım.

Ne bu, kalbimde küt küt atan şey ne? Bu kadar hızlı pompalanan kan niye? Korktum mu, heyecanlandım mı, yeniden mi aşık oluyorum yoksa bu karşımdaki herifi öldürmek mi istiyorum?

"Koray, çık evimden. Bunu tekrarlamak istemiyorum. Evimden gitmeni istiyorum."

Koray ayağa kalkınca biraz gerildim, midem bulanmaya başladı ve açıkçası bir miktar da ürküyordum. Gözlerindeki bakış değişmişti. Koray'ın bedeniydi bu ama ruh sanki ona ait değildi. Belki bende öyle görünüyordum uzaktan. Belki benim ruhum da tanınmaz haldeydi.

"Aslan, sen gidebilirsin kardeşim. Biz hallederiz." Aslan'a baktım. "Hiçbir yere gitmiyorsun." Dedim en sert ses tonlarımdan biriyle. "Bu gece, tıpkı diğer geceler gibi, birlikte sarılıp uyuyacağız ve hayatımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz."

Koray boş boş ikimizin arasına bakıyordu, yutkundu. "Emanetime sahip çıkmakla kalmamışsın," dedi kısık bir sesle. "Ona aynı zamanda sahip olmuşsun. Yanlış mıyım?"

"Değilsin. Burada sensiz yaşamayı öğrenmiş biri var. Şimdi gitmeni istiyorum."

Şokla yüzüme baktı. Lan sanki ilk defa bizi görüyordu. Herifteki şaşkınlığa bak niye bu kadar sürpriz oldu onun için? Gitmesini istemem niye bu kadar şaşırtıcıydı? Aslan'ın bende kalması neden bu kadar şok ediciydi? Ne sanıyordu ki?

"Konuşmamız gerek Avşar!" diye bağırdı aniden, irkilmeme sebep oldu. "Nesini anlamıyorsun?"

"Bağırma." Dedi Aslan. Midem iyiden iyiye kasılmaya başlattı. Üşütmüş müydüm acaba? Soğuk soğuk içtim biraları, terledim de. Bir şey oldu bana. Hastayım sanırım. Eyvah. Üşüttüm kesin. Çok kötü hasta oldum.

Gangsterlerin PençesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin