Bölümü yazarken sadece Piiz – Kadınım dinledim. Size de tavsiye ederim, sanki öyle daha anlamlı, daha hüzünlü, daha şiddetli. Bölümle bir alakası olmasa da şarkıya beslediğim derin sevgi ve saygıdan dolayı adını veriyorum. Bu arada hepiniz bir şeyler yapmaya çalıştınız beni sevdiğiniz için. (Profilimde en beğendiğim video duruyor izleyebilirsiniz) Çok teşekkür ederim iyi ki varsınız canım okurlarım iyi ki burada ve sizinleyim. Yaptığım şeyden gurur duymamı sağlıyorsunuz çünkü. Aramızdaki bağ hiç bozulmasın. Beni 3 yıldır sırtımdan bıçaklamayan tek insanlarsınız :') Bu bölüm beni seven herkes için.
Aslan ellerimi çözünce, hiçbir şeyi umursamadan Koray'ımın üzerine attım kendimi ve her tarafının yara bere içinde olmasına umursamadan sıktım güçsüz düşmüş bedenini. Vicdan azabım, içinde bulunduğum tüm bu acılardan daha yoğundu.
Koray'ı bırakmamıştım ve şimdi bu haldeydik.
"Özür dilerim..." diye mırıldandıktan sonra yine gözyaşlarına boğuldum. "Her şeyim sorumlusu benim. Seni koruyamadım." Baygındı, sesi çıkmıyordu. Huzursuzca mırıldandı. Kalbim yine yangın yeriydi.
Elimi saçlarına daldırdım. Islaktı. Canının yanıyor olduğu gerçeği yüzüme bu denli vurulunca hayatım bitmiş gibi hissediyordum. Bir ara kalbimin yerinden hopladığını zannettim ama Uygar lastikleri havaya kaldırmış da olabilirdi.
Şimdi herkes benden nefret edecekti. Doğduğum günden beri böyle olmuştu bu. İnsanlar benden nefret etmeye çok müsaitti. İtici kevaşenin teki olmak için doğmuştum; çevrem geniş olsa da beni gerçekten çok az kişi vardı, diğerleri de beni nadiren görüyor diye seviyordu ya da ailemden dolayı.
Koray ise tüm yaşadıkları benim aleyhimeyken yine de beni çok sevmişti, hayatımda ayrı bir yeri vardı. Güzel seviyordu beni. Bizim suçumuz neydi ki?
Şehirdeki tüm erkekler benim kimseyle ilişki yaşamadığımı ve sevişmediğimi bildikleri için benimle irtibatı kesmişti. Kimse bana şans vermemişti ya da kimse bu kız neden birden böyle oldu? Dememişti. Kulüpte takılan parti kızlarının çevresi geniş olur. İnsanlara bir şey vermeseniz bile bunun umuduyla çevrenizden ayrılmazlardı. O zamanlar beni seven bir sürü erkek vardı.
Ama ben hepsini bırakınca; hiçbiri yoktu.
Koray onların içinden sıyrılmıştı. Koray, yaralı ve kafayı yemiş eski bir kaltak olduğumu bilmesine rağmen elimden tutmuştu benim. Çok nazik ve iyi davranmıştı her şeye rağmen. Babamın onu mahvetmesine rağmen, benim ona kötülük yapabileceğim gerçeğine rağmen.
Bu yüzden ona olan aşkım bu kadar büyüktü. Yıllardır tanışıyor olmamıza gerek yoktu. Biz birbirimize ait olduğumuzu anlamıştık zaten. Bizden başka bir şeyin önemi yoktu. Biz yüzyılın en iyi çiftiydik, biz şehrin en büyük aşkıydık. Biz gerçek aşktık.
Benim için bu hayatta iki tane çok büyük şey vardı. Biri Tanrı, biri de babamdı. Ve bu sefer beni ikisi de yıldıramayacaktı.
Tanrı ve ben, çok iyi geçinememiştik, hiçbir zaman. Yapma dediği şeyleri yapmıştım ve cezalandırılmıştım. İşin kötüsü, tüm cezalara rağmen yine de devam ediyordum. Ben babasını çok seven inançlı bir kızdım ama bu kendi fikirlerim olduğu gerçeğini değiştiremezdi.
Hayatımdaki tüm engellere karşı bu adam beni sevmişti. Yaralarımı sarmıştı. Hayatımı yeniden güzel hale getirmişti. Sevdiğim tüm şeyleri onun kontrolü altında yapmıştım. Sadece onunla sevişmiş, sadece ona bağlı kalmış, serserilerin tacizinden, sürtüklerin çekememezliklerinden kurtulmuş ve yeniden sarhoş olabilmiştim. Onun kolları arasında titrerken ve bacaklarımı aralamasına izin verirken asla kötü bir niyeti olmamıştı. Ben ona gönülden bağlanmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangsterlerin Pençesinde
AçãoBaşına gelen talihsiz olaydan sonra seks kulüplerini, alkolü ve uyuşturucuyu bırakmış olan Avşar Hancızade'nin hayatı, gecenin bir vakti kolunda kurşunla eczaneye gelen gangsterle beraber yeniden değişecektir. Dağılmış ailesi, arkadaşları ve bozulmu...