28. Bölüm - Paramparça

9.8K 536 276
                                    



Bu video klip ve şarkı bana önceki hikayemi yazarken çok büyük bir ilham vermişti. (Ha şey bu arada, biz birkaç okurumla, okurlara isim bulma arayışına girdik ve Kıbrıs Baboşlarında karar kıldık, nasıl iyi mi ASDFGHJKLŞ)

Uyandığımda odamdaydım. Gözlerimi açamıyordum; vücudumda tarif edilemez bir yorgunluk vardı. İki buçuk aydır uyuyor gibiydim...

Kalbim ağrı yapıyordu, enfes bir acı içindeydim. Kalkmam gerektiğinin bilincinde, fakat bir o kadar da halsizdim. Vücudum şişmişti. Kafamı kaldıracak halim yoktu çünkü boynum da ağrıyordu. İnlemeye başladım. Sanki bağırsam acım geçecekti de, ses tellerim parçalanmış gibi hissediyordum.

Aslına bakacak olursak, zaten parçalanmıştım.

Vücudum kaskatı olmuştu. Kalk Avşar, kalk. Kim bilir sen yarı ölüyken neler yaşandı? Sevgilin nasıl, bir uyan da bak.

Kalkarsam, her tarafın mahşer yeri gibi olduğunu görecek, yaşadıklarımı daha iyi anımsayacak ve büyük bir pişmanlık içine girecektim. Keşke sonsuza kadar uyusam, daha da iyisi, keşke ölsem. Ölsem de bu çirkin hayattan kurtulsam artık. Keşke ölsem, Tanrım, keşke canımı alsan da beni bu kirli ve acımasız dünyadan kurtarsan.

Gırtlağımdan acı dolu bir hırıltı yükseldi. Kolumu kaldırmak için özel bir güce ihtiyaç duyuyordum.

"Ceren..." diye mırıldandım. "Ceren, yanıma gel." Sesimi biraz daha yükselttim ama duymayabilirdi. Çok terlemiştim, bozulmuş çilek kokuyordum. Çok aç ve susuzdum.

Önce el parmaklarımı kütlettim, teker teker. Sonra kaldırıp kolumu ve sıra ayaklarıma geldiğinde sadece sekiz parmağım kütledi. Lan diğer ikisi nerede amına koyayım derken, bir sargı bezi dikkatimi çekti. Sargı beziyle ayağım sarılmıştı ama içi boştu.

Biri kapımı tıklattı. "Ceren dışında kimse girmesin." Dedim net bir biçimde. Koray'lar zaten mahalleye adımı atmazdı bu saatten sonra.

"Ben?" Dedi babam, yanında da belli ki ablam.

"Sizin girmenizdense vahşi hayvanların girmesini tercih ederim." Dedim, cidden istemiyordum onları görmeyi. Normalde de babama hep trip atarım, odama girme derim ama girsin ve kendini affettirsin isterim. Hayatımda ilk def birini affetmeyi istemiyordum.

"Mutlu bir aile tablosu." Dedi annem.

"Bir sen eksiktin!" kapım açıldı. Lan tüm ailem bana bakıyor, daha korkunç bir şey olabilir mi?

"Oha, oha, ceset var bu odada." Dedi ablam yüzünü buruşturarak, eli burnunda çıkmaya yeltendi ama babam içeri girmeye zorladı. Susup gözlerimi kapattım, tek kelime etmeyecektim. İstemiyorum lan sizi.

"Uyanmış benim güzel kızım." Dedi yanıma oturarak. "Yok mu bir parfüm falan sıkın." Dedi sonra kısık sesle. "Bu fakirin parfüm alacak parası mı var?" diye alay etti ablam. "Lan orospu benim babam milyoner." Dedim aniden kalkarak. "Ben bir günde iki işte birden çalıştım sen gittiğin yerde mahcup olma diye!"

"Avşar kimsenin senin asgari ücretine ihtiyacı yok." Dedi ablam, gayet haklıydı aslında. "Biliyorum kızım, ben senin emeklerini biliyorum." Dedi babam ihtiyatlı bir şekilde.

"Bana dair hiçbir şey bilmiyorsun artık baba." Dedim gözlerimi kısarak. "Cerenler nerede?" diye sordum alacağım cevaptan korkarak. Babam önce bir şey demedi. "Gittiler. Evin sahipleri döndü."

Gangsterlerin PençesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin