Multimedia: Onur ♡
♡24♡
"Kulak pamuğu kafalı herif!"
Semih ve Emre'nin marjinal kavgaları, Semih'in yine kavga kadar marjinal olan benzetmesiyle devam ediyordu. Emre kafasını sırt çantasının içinden çıkarıp, "Kulak pamuğu mulak pamuğu, en azından bir şeye benziyorum," dedi gururla ve göz kırptı Semih'e. "Senin aksine..."
"Sakın nöronların benim yakışıklılığımı anlamaya yetmiyor olmasın?" Avuç içini alnına vurdu hafifçe. "Ah, pardon... Nöronun yoktu."
"Yürü git lan oradan," diye homurdandı Emre dalga geçercesine. "Bacaklarını almayan babaannelerin tül çoraplarında kaçan gözden fışkıran kıldan ne farkın var?"
Onur, Sude ve ben, birbirimize şaşkın şaşkın baktıktan sonra Emre'nin lafına aynı anda gülmeye başladık. Semih şu an kendini Songül'e talip olarak gelmiş olmasına rağmen hala aşkla savaşı karıştıran biri gibi hissediyor olmalıydı.
"Ay götüm," dedi Semih Nurella bakışı atarak Emre'ye. Hemen ardından göz kırptı. "En azından bacak kılıyım ben. Senin aksine..."
"Ne demek istiyorsun lan?" diye bağıran Emre'yi duyunca, "Göt kılı diyor kanka," dedim gülerek. "Yerinde olsam bunun altında kalmazdım..."
Emre bir anda Semih'in üzerine atıldı. Sude tam Semih'in yanında oturduğu için, üzerine düşen Semih yüzünden, o da benim üzerime düştü. Dolayısıyla ben de Onur'un üzerine... Altta kalanın canı çıksın oynayan domino taşlarıydık...
Onur Sude'yi omzundan iterek beni ikisinin arasında tost olmaktan kurtardığında bacağından vurulmuş bir minnoş yaratık gibi yerde sürünerek Sude'nin altından çıkmayı denedim. Bu kız kilo falan mı almıştı? Bağırsaklarımı kusacaktım neredeyse be!
Onur bel kıvrımıma yerleştirdiği eliyle beni çekip Sude'nin yumuşak kanepesi olmaktan kurtardı. Bakışlarım beynimin içinde kopan zafer çığlıklarıyla Semih ve Emre'ye kaydı, burun buruna gelmiş, köprüde buluşan iki keçi gibi ilk atağı kimin yapacağını bekliyorlardı.
"Yürü Semih!" diye bağırdım yumruk yaptığım elimi gaz vermek için havaya kaldırarak. Semih birazdan 'Allah Allah' diye bağırırsa şaşırmayacaktım. Gözleri Testere'nin bakışlarıyla dolmuştu.
"Islak ele yapışan saç gibisin." Semih'in Emre'ye bunu demesiyle elindeki cips paketini Emre'nin başından aşağı boşaltması bir olmuştu. Sude'nin elini Emre'nin kafasına uzatıp saçlarının üzerindeki bir cipsi eline aldığını görünce ben de aynını yapıp bir cipsi mideme indirdim. Emre 'o' halini almış ağzı, fal taşı gibi açılmış gözleri ve havada şaşkınlık içinde asılı kalmış elleriyle komik görünüyordu.
Ben ne zaman atağa geçecek acaba diye beklerken, beni çok sevdiği için daha fazla bekletmeme kararı almış gibi mor donlu canavar, Hulk kalkışı yaptı. Üzerindeki cipsler Sude ve benim üzerime döküldüğünde bir yandan olanlar çok normal bir şeymiş gibi oturmaya, diğer yandan cipsleri yiyerek iki düşman dostun savaşını izlemeye devam ediyorduk. Kucağımdaki bir başka cipsi alıp arkamı döndüm ve cipsi Onur'a uzattım. Elini pisletmek istemeyen beyimiz dudaklarını kullanarak elimdeki cipsi aldı. Ön dişleriyle kıtır kıtır, küçük parçalar ısırarak yerken çok geçmeden hepsini mideye indirmişti.
Emre'nin öfkeli çığlığıyla yerimde sıçrayarak onların olduğu tarafa döndüm yeniden. Çocuk tabiri caizse bağırırken götünü yırtmıştı.
"Şimdi siktim ulan senin belanı!"
Yine başlıyorduk...
*