Multimedia: Edis ♡♡
♡ 14 ♡
Dengesizlik bu herifin ruhuna işlemiş olmalıydı. Az önce bana hakaret ederken şimdi kurtlardan korumak isteyecek kadar çok üstelik. Belki de yalnızca annesi bana dikkat etmesini tembihlediği için yapmıştı bunu. Yine de bu dengesiz olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
Kollarımı göğsümde birleştirdim kaşlarımı çatarak. "Regl falan mı oluyorsun sen yavrum? Ne bu bir sıcak bir soğuk tavırlar? Sana ne kuzunun peşine düşecek kurtlardan?"
Öylece gözlerime baktı. Dikkatlice. Sonra da sanki hiç konuşmamışım gibi döndü önüne. Hakiki öküz! Devam et ben yokmuşum gibi davranmaya!
Kafamı cama yaslayıp sakin olmayı denedim. Hareketlerine cidden bir anlam veremiyordum ve bu iş beni artık korkutmaya başlamıştı.
"Dengesiz ruh hastasının tekisin!" diye bağırdım bir anda. Resmen bana erkek parfümü sıkmıştı yahu! Sessizliği beni hepten çileden çıkarıyordu. Belki fazla tepki veriyordum ama o da bana cevap verse böyle olmazdı.
Gözlerini yoldan saniyelik bir zaman dilimi için ayırıp bana baktı. Bakışları sertleşmişti. "Öyleyim."
"Olgunlaşma zamanın sence de gelmedi mi, Edis?"
"Sol yanıma fazla yüklenildi," dedi derin bir sesle. "Mazur görün, matmazel."
Bu cümleden sonra çenemi kapatıp koltuğa güzelce sindim. Üzerine gitmek istemiyordum. Annesi kötü şeyler yaşadığı konusunda uyarmıştı. Neyimeydi deşelemek?
"Nereye gidiyoruz?" diye sordum ani bir konu değişimine başvurarak.
Gözleri mümkünmüş gibi daha da sert bakmaya başladı. "Neden sormuyorsun?" Direksiyonu kavrayan elleri sıkılaşırken demek istediğini anlamayı denedim. Gözlerim büyük ihtimalle soru işaretleriyle dolmuştu.
"Neyi neden sormuyorum?" dedim karmaşık bir sesle.
Kırmızı ışık yanınca frene bastı ve gözbebeklerime dikti soğuk bakan gözlerini. "Ne olduğunu," dedi ifadesizce. Sesi bir uçurumun dibi kadar karanlıktı.
"Merak etmiyorum," dedim gözlerimi kaçırarak. Bal gibi de ediyordum ama sormaya cesaretim yoktu. Eğer o kadar çok istiyorsa kendisi anlatırdı. Her ne kadar özel hayatı beni ilgilendirmese de...
"Zaten ben de anlatmayacaktım," diye mırıldandı ve yeşil ışığın yanışıyla gaza bastı. Dengesiz! Anlatmayacaksan neden niye sormuyorsun diye soruyorsun!?
"Zaten anlatsan da bir şey değişmez. Ne yaşamış olursan ol, davranışlarının kötü olduğunu kabul ettiğin halde değiştirmiyorsan aptalsındır."
Cevap vermeden alayla güldü. Gülüşü beni küçümser gibiydi. Fazla takılmadım. Başımı yeniden cama yaslayıp gecenin güzelliğiyle süslediği sokaklarda gezdirdim gözlerimi. Saatlerce kalabilirdim burada, huzur veriyordu. Aldığım derin nefes eşliğinde yüzüm Edis'e dönerken, kirpiklerinin gölgesinin yüzüne düştüğünü görüşümle mideme yakın yerlerde bir balon patlar gibi oldu. Gördüğüm en yakışıklı erkek değildi, kesinlikle değildi, ama bakışlarında ve gülüşünde başka birinde rastlamadığım bir gizem vardı. Yan profilinden yüz hatlarının keskinliğini görebiliyordum. Gerçekten, nefes kesiyordu.
"Manzara güzel mi?" dedi alay dolu bir sesle. Diliyle dudaklarını ıslatıp bana çevirdi parlak yıldızlarla dolu gökyüzünü anımsatan parıltılı gözlerini. "Gözlerinle soydun da."
Şu an, tam şu an, gökyüzü gibi bakıyordu.
Ama ben ona düz düz baktım. "Sana ne? Benim gözlerim."
![](https://img.wattpad.com/cover/60865218-288-k899637.jpg)