Multimedia: Onur
🎶 Deniz Tekin - Gelir Miyim? 🎶79
Daha iyi hissetmek için dualar ederek uykuya dalmış, fakat hissedemeyerek uyanmıştım. Şaşırtmamıştı bu durum beni. Canım o kadar çok da yanmıyordu zaten artık. Belki de ben aynı şiddetle hissetmiyordum. Sanırım kötü hissede hissede kötülük bile kötülüğünden kaybediyordu. Tıpkı benim benden kaybettiğim gibi. Acıydı bunun farkında olmak biraz da. Sanki gözlerinin önünde seni ateşe veriyorlardı ama sen yanındaki suya atlamıyordun. Kabullenmek değildi bu, kendine kıymaktı; bile bile, göre göre kıymak. Aptallık. Elin kolun bağlı olmadığı halde hiçbir şey yapamamak da biraz acizlik.
Bu yüzden koca bir neyse çekip kalkmıştım yataktan. Hiçbir şey değiştiremezdi bu durumu ve ben bunun bilincindeydim. Düşüncelerimle savaşmaya bir son verip kendime ve içimdeki kötülüğe inat aynanın karşısına geçerek en güzel makyajımı yapmıştım. Her ne kadar yüzlerce kişinin önünde, dünyaca ünlü bir karaktere can verecek olmak beni hiç heyecanlandırmıyor olsa da... İçimdeki heyecanı, neşeyi ve güzel olan ne varsa hepsini yutmuştu son yaşadıklarım. Kendimi duvarlarla karşılaştırır olmuştum. Hoş onlar benim kadar ağlamıyorlardı, ya da görünmezdi gözyaşları.
"Gamze, Onur! Soyez pret! On commence dans cinq minutes!" (Gamze, Onur! Hazır olun. Beş dakika içinde başlıyoruz!)
Hiçbir tepki vermeden öylece durmaya devam ettim aynanın önünde. Dakikalardır yansımamı izliyordum. Kendi gözlerimin içine bakmak ve orada yazanları okumak iyi geliyordu nedense. Yüzleşiyordum sanki adını koyamadığım şeylerle. Hiçbir mimik yoktu yüzümde. Ne mutsuz görünüyordum ne mutlu. Yitirmiştim tüm duyguları. Buharlaşmışlardı son günlerde. Bembeyaz bir elbisenin içinde var olan ama aslında olmayan bir ruh gibiydim.
Tam o an yansımada biri eşlik etmeye başladı bana. Gözlerimi hafif yukarı kaydırdığımda Onur'un gözleriyle buluştular. Işık yüzünden mi bilmiyorum ama yeşilleri pasparlak bakıyordu. Ellerini omuzlarıma yerleştirip kulağıma eğildi bakışlarımız birbirinden ayrılmazken. "Eğlenmelisin bugün. Lütfen bu anı hiçbir şeyin bozmasına izin verme."
"İyiyim ben," dedim sadece dudaklarımı oynatarak. Mimiklerimi gerçekten kaybetmiş olmalıydım. "Bitsin ve gideyim istiyorum sadece. Eğlenmek değil."
"Bugün bir daha geri gelmeyecek, Gamze."
"Keşke son iki buçuk ay hiç gelmemiş olsaydı, Onur."
Afallattı onu son cümlem. Belli etmemeye çalışsa da beceremedi. Kıvırdı sonra lafı. "O zaman aklımda hep doğum günü pastama kusmuş kız olarak kalırdın."
Gözlerimi devirdim kendime engel olamadan. "Sanki şimdi çok güzel hatırlayacakmışsın gibi."
"Haklısın aslında," diye mırıldandı muzipçe. "Keki fırında unutup yakan kız, içip içip tuvalete kusan kız, köpekten korkup sokak ortasında sırtıma atlayan kız, elimi çakmakla yaka-"
Omzumdaki elini çimdikledim kaşlarımı çatarak. "Sahneye gözün mor çıkmak istemiyorsan sus."
Güldü tehditim karşısında. Belki de pek korkutucu değildim. "Testere olmak isterken Pepe olan kız," diye devam ettiğinde, "Sussana!" dedim yansımasına kafa tutarak.
Yüzündeki ifade derinleşti. "Keşke o gece tanısaydım seni," dedi ufak bir tebessüme kavuşurken dudakları. "Fakat mühim değil. Çıktın sonuçta yine karşıma." Sessizce gözlerine bakmayı sürdürdüğümde, "Yollarımız ikinci kez birleşti, Elise. Ve ben bunun öylesine olduğuna inanmıyorum," diye mırıldandı kafasını reddedercesine iki yana sallayarak. "Tesadüf değil bu."
