88. Bölüm: Yine Yeni Yeniden

943 89 69
                                    

DUYDUM Kİ BİRİLERİ ÇOK ÖZLEMİŞ, O ZAMAN YB 💞💞💞💞

İyi okumalar beybigörllerim 🤫

Multimediaya koyduğum kolyeyi okurken anlarsınız skxkdkxkkd

*

🎶🎶🎶
Noah Cyrus - July
Lillian Hepler - Hold me while you wait
Aaron Smith - Unconditional
Rhodes - I'm not ok
Canozan - Eftelya
🎶🎶🎶

88

Keşke kusurlarımızı değiştirebilmek sandığımız kadar kolay olsaydı. Önemli olan onların farkına varmak sanırdım önceden; ama görüyordum ki farkında olmak bu süreci sadece daha da acılı hale getiriyordu. Neden mi? Çünkü aynada o siyah noktayı görüyordunuz ama silseniz de çıkmıyordu bir türlü. Değişmek zordu. İnsanın kendi üzerinde çalışması büyük bir efor gerektiyordu ve sonuçlar her zaman beklediğimiz gibi de olmuyordu.

Benim en büyük kusurum yalan söylemekti. Ya da gerçeği gizlemek diyelim. Her şeyin daha iyi olacağı umuduyla yapmıştım hep. Birilerini üzmemek için kendimi üzmek uğruna bu yola başvurmuştum. Arkadaşlarıma yalan söyleme sebebim buydu. Edis'e yalan söyleme sebebim buydu. Bulut'a da bu yüzden yalan söylemiştim. Yanlış olduğunu bile bile. Er geç ortaya çıkıyordu zaten her şey, neden akıllanmıyordum ki?

Önümdeki tropikal meyve kokteylinden bir yudum aldıktan sonra olmuşlar üzerine kafa yormak yerine olacaklar üzerine düşünmem gerektiğini hatırlattım kendime. Bulut'a gerçekleri söyleyecektim. Onu haketmiyordum. O da benim ona yaptığımı haketmiyordu.

"Yaz bitiyor," diye mırıldandı güneş gözlüklerini gözünden çıkarıp masanın üzerine bırakarak. Bej rengi gömleğinin önünü açık bırakmıştı sıcaklar yüzünden.

Gövdesine kayan gözlerimi gözlerine çıkardım hızlıca ve gülümsemeye zorladım kendimi. "Çok çabuk geçti."

"Her yaz gibi," dedi somurtarak.

Derin bir nefes alıp masanın altındaki ellerimle oynamaya başladım stresten. Nasıl ve nereden başlayacağımı bilmiyordum. Yalan söylemenin en kötü yanı, bir gün her şeyi itiraf etmek zorunda kalmanızdı. "Sana bir şey söylemem gerek, Bulut," diye mırıldandım, hissettiğim endişe yüzünden hızlanan kalbime aldırış etmeden. Anlardı umarım beni... En başında söylemiştim ona sadece denediğimizi ve akışına bırakmak istediğimi. Eğer artık akmıyorsa, bunu bilmesi gerekiyordu.

"Hangi konuda?" dedi arkasına yaslandıktan sonra meraklı bir sesle.

"Edis."

Dudaklarımdan dökülen isimden sonra kaşları çatıldı. İfadesi ciddileşirken sırtını dikleştirip masaya yasladı dirseklerini. "Ne olmuş ona?"

Yine derin bir nefesle doldurdum ciğerlerimi. Boğulduğumu hissediyordum. İğrenç bir durumun içindeydim ve bu midemi bulandırıyordu. Avuçlarımı şakaklarıma bastırarak gözlerimi yumduğumda dün gece canlandı kafamda. Nasıl bu kadar zayıf olabilmiştim?

"Eymen aslında Edis," dedim kesip biçmeden, tek nefeste dışarı salarak gerçeği. "Sana yalan söyledim çünkü geldiği gibi gider ve hayatımıza kaldığımız yerden devam ederiz diye düşündüm."

Bulut hiçbir tepki vermeden öylece bana bakmayı sürdürdü. Hala çatıktı kaşları. İfadesinden de hiçbir anlam çıkaramıyordum. Kızgın mıydı bana? Ya da kırgın? Keşke bir şey söyleseydi.

"Özür dilerim," diye fısıldadım uzayıp giden sessizlik görünmez elleriyle boğazımı sıkarken. "Düşündüğüm gibi olmadı. Geldiği gibi gitmedi. Beraberdik dün gece. Hala aynı hissediyorum ona karşı... Onca şeye rağmen." Sesim titriyordu. "Senin vaktini de daha fazla çalmak istemiyorum. Denedim... Olmadı, Bulut. Unutamıyorum onu."

Hey, Matmazel!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin