13. Bölüm: Yüzyıllardır samanlıkta aranan iğne

5K 306 232
                                    

Multimedia: Gamze ♡♡
Fall Out Boy - İmmortals

13

Yatakta doğrulup ayaklarımı aşağı sarkıttıktan sonra dakikalarca odanın desensiz, düz ve beyaz halısıyla bakıştık. Okula gitmek istemememle alakası yoktu ama şu an duvarlar bile ayrı bir çekici geliyordu gözüme. Yatağım adeta tenime bıçağını batıran soğuğu utandırmak istercesine şeytan gibi 'gel bana yavrum' diye fısıldıyordu kulağıma kulağıma. Her şey okula karşıydı. Ben okula karşıydım.

Şikayetlerime devam ederken içimden, bileğimdeki alışkın olmadığım bilekliğe takıldı gözlerim. Dün gece sızdı aklıma ve istemsizce gülümsedim. Tuhaf biriydi Edis. Merak uyandırıyordu bende açıklayamadığım bir şekilde. Tanıdığım kimseye benzemiyordu. Sebebi buydu belki de.

Düşünmeye son verdikten sonra banyoya penguensel adımlarla gidip üzerimdekilerden kurtuldum. Uyanmamı ve okulda The Walking Dead'den fırlamış gibi durmamamı sağlayacak tek şey ılık bir duştu. O halde onu almalıydım.

Evde benden başka kimse uyanık değildi. Edis'in okula gitmesi gerekmiyor muydu? Yoksa uyanamamış mıydı ki?

Yarı aralık gözlerle attım kendimi suyun altına. Suyun ılıklığını ayarlamak için harcadığım 38485736 saniyeden sonra sonunda saçlarımı köpükleyebilmiştim.

Bir huyum vardı. Ve o huydan ne olursa olsun vazgeçemiyordum. Saçlarımı 5 kere şampuanlamak. Olmazsa olmazdı bu benim için. Yapmazsam kendimi kirli hissediyordum. Boktan huylarım ve ben...

En sonunda tüm işlerimi bitirdiğimde çıkıp sarıldım bornozuma. Bornozum kırmızıydı. Benim neredeyse her şeyim kırmızıydı zaten.

Sessiz adımlarla odama gidip dolabın önüne geçtim. Siyah iç çamaşırı takımımı yatağın üzerine fırlattıktan sonra bir kot pantolon ve bir de siyah bir kazak çıkarıp onları da diğerlerinin yanına postaladım.

Müzik dinlemeden üzerimi giymekten nefret ederdim. Ama herkes uyuyordu... Küçük Emrah gibi boynum omzuma düştü. Saniyeler sonra zeki ben kulaklıklarım olduğunu hatırladım ve müziği o şekilde dinlemeye karar verdim.

Kulaklıkla müzik dinlersem uyanmazlardı! Ah, ne diye adımı Zekiye koymamışlardı ki sanki?

Fall Out Boy'dan İmmortals şarkısını açıp kulaklıklarımı taktım. Bornozumu çıkarıp sütyenimi ve külodumu hızlıca üzerime geçirdim. Telefon yatağın üzerinde olduğu için kulaklıklar kulağımdan çıkmasın diye kambur nineler gibi eğdiğim vücudumu dikleştirip şarkıyı mırıldanmaya başladım sessizce.

'Cause we could be immortals, immortals
Just not for long, for long.
And live with me forever now,
You pull the blackout curtains down
Just not for long, for long.

Aynanın karşısında gözlerim kapalı saçlarımı tararken ve arada tarağı dudaklarıma götürüp malca şarkı söylerken gözlerimi aralamamla aynadaki üç çift gözle kesişti bakışlarım sırayla.

Sertçe yutkunup gülümsemeyi denedim. Siktir... Neden Dilek teyze oğlunu mağazada kaybetmiş anneler, Sami amca sevdiği takım küme düşmüş bir taraftar ve Edis yazılı kağıdı önüne verildiğinde doldurmayı bildiği tek şey adı soyadı ve tarih olan bir öğrenci gibi bana bakıyordu?

"Kızım uyurken kafana saksı falan mı düştü?" diye mırıldandı Dilek teyze bigudilerle dolu saçlarını karıştırarak. Sesi uyku mahmuru çıkıyordu.

"Sanırım kabus görüyorum," diye homurdanan Edis'i duyunca gözlerimi kısıp ona döndüm. Sonorom kobos goroyorom.

"Özür dilerim ben sadece şey ediyordum," dedim olduğum yerde bir o yana bir bu yana çişini tutan çocuklar gibi sallanırken.

Hey, Matmazel!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin