♪ Ufuk Beydemir - Bir bilinmez deryadayız ♪
♡57♡
Yatağa yatınca gelen çiş, saçını düzleştirince yağan yağmur ve sınav zamanıyla çakışan regl iticiliği vardı bazılarında. Nutella olsalar sevilmezlerdi, o derece.
Kimden mi bahsediyordum?
Lee aşkımın yanındaki kızlardan elbette. Hayır kesinlikle kıskanmıyordum ama şu an saçları parmaklarıma çok yakışırdı bence. Kağıt gibi oldukları için insanın ortadan ikiye katlayıp cebine sokası falan geliyordu yani. Biraz da çubuk krakerlik yok değildi. Bir insanın bu kadar zayıf olması için ya her dakika sıçması ya kusması ya da aç kalması gerekirdi. Onlar hangisini yapıyorlardı bilmiyordum ama ortada normal olmayan şeyler vardı.
"Kanka ben şişko muyum?" diye sordum yanımda oturan Semih'i omzumla dürterek. Gözlerimi bir saniye ayırmıyordum k-pop klibinden fırlamış gibi duran kızlardan. Lee ve melekleri teneffüste sürterlerken ben prova salonunda camın önünde kendi sıramın gelmesini bekliyordum. Ne adaletli bir dünya ama! Ha bir de Lee ve meleklerini kesiyordum işte.
"Ebenin amı," diye isyan etti Semih. "Kemiklerin sayılıyor kızım."
"Kaç tane var?"
"Allahım ben de böyle tertemiz delirmek istiyorum yaa," diye sitem eden Semih'i duyunca bakışlarımı çalı bacaklılardan ayırdım ve ona döndüm tırnaklarımı yemeye devam ederek. Ellerini dua eder gibi açmış havaya bakıyordu masum masum. "Ya beni de delirt ya da onları akıllandır."
"Sen kendini akıllı mı sanıyorsun?"
Emre lafını sokarak aramıza ilişince gülmeden edemedim. Güzel girmişti Semih'e. Hoş o alışkındı. Grupça sokuyorduk ona her seferinde. Lafları canım, lafları...
Emre'ye çırpı bacaklı yellozları gösterip, "Kanka böyle sevgilin olsun ister miydin?" diye sordum usulca. Gözlerim tepkisini ölçebilmek için yüzünden bir saniye dahi ayrılmıyordu.
Gösterdiğim yere baktığında mimiklerinde bir değişim olmadı. Omuz silktikten sonra, "Bilmem," dedi düz bir sesle. "Normal kız işte."
"Sen anormal bir kız mı istiyorsun?" diye sorarak yanımıza damladı Aylin. Sesindeki merak gülmemek için yanaklarımın içini dişlememi sağladı.
Emre Aylin'in yüzüne bön bön baktıktan sonra, "Kız istemiyorum ben, erkek istiyorum," deyince Semih gülse de Aylin ve ben, "Ne?!" diye bağırdık sanki hiçbir şeyden haberimiz yokmuş gibi.
Ciddi olduğumuzu fark eden Emre, "Şaka ulan şaka!" diye kıvırmaya çalıştı ama yemezlerdi. Biz kül yutmazdık!
"İsteyebilirsin," diye mırıldandım ona sokularak. Doğrudan gözlerine bakıyordum. "Biliyorsun, değil mi?"
Kaşlarını çattı. "Ha?"
"Şaka olmak zorunda değil diyorum. Bütün erkekler kızlardan hoşlanacak diye bir şey yok. Tercihlerinde özgürsün."
Emre gülerek Semih'e, "Ne diyor lan bu?" deyince inkar edeceğini anladım ve pes ettim. Söylemeyecekti işte. Her şeyi kendi içinde yalnız başına yaşadığı için o kadar üzülüyordum ki... Canımdı o benim. Kardeşim dediği insanlardık, neden gizlerdi ki bizden?
"Bir çocuk gördüm var ya... Aşırı taştı, yürüyen seksilik yemin ediyorum," diye devam etti araştırma çalışmalarına Aylin. Öyle bir iştahla anlatıyordu ki benim bile 'göster göster' diyesim gelmişti. Ama Emre'den beklediğimiz tepkiyi alamadık.
"Bizim arkamızdan da böyle diyorlar mıdır acaba kanka?" dedi Semih Emre'ye düşünceli bir sesle. "Dicle beni seksi buluyor mudur ki? Neyse bu akşam dekoltesi olan yırtmaçlı bir elbise giyeyim bari." Ona olan bakışlarımızı görünce alnını avuç içine vurdu unuttuğu bir şeyi hatırlamış gibi heyecanla. "Hasiktir ben erkektim ya!"
