59. Bölüm: Şut ve gol

2.1K 126 37
                                        

Multimedia: Onur
🎶BTS - The Truth Untold🎶

Mutfak tezgahının üzerinde tırnaklarımla ritim tutarken gözlerim pencerenin ardındaki karanlıktaydı. Bir saat oluyordu eve geleli. Aşağı yukarı on olmuştu saat. Biz geldiğimizde annemler ve babamlar çoktan dönmüşlerdi ama babam beni sorguya çekmedi neyseki. Önce Edis, sonra ben duş aldık her milimetremize kadar ıslak olduğumuz için. Edis hapşırmaya başlamıştı, dolayısıyla ben de şu an mutfakta ona nane limon yapıyordum. Diğerleri kış bahçesinde oturmak ve sohbet etmekle meşgullerdi. Büyük ihtimalle konu bizdik. Düğün tarihine falan karar veriyorlarsa şaşırmazdım. Annem ve Dilek teyzede o kapasiteyi görmüştüm.

"Ne yapıyorsun kızım?"

Babamın sesini duyunca hazırlıklı olmadığım için korkudan sıçradım olduğum yerde. Neden birileri sürekli oradan buradan sinsice çıkmak zorundaydı? Sensör taktıracaktım vallahi dört yanıma.Neyse... Şimdi babama çemkiremezdim çünkü vakit yağ çekme vaktiydi. Vücudumu ona döndürüp, "Nane limon yapıyorum," dedim gülümseyerek haliyle. Gülümsersem bana kızamazdı. Az önce olanları düşünmemeye çalışıyordum çünkü düşünürsem gözlerine rahat rahat bakamazdım. "Bir şey almaya mı geldin baba?"

"Su içecektim," diye mırıldandıktan sonra kaşlarını çattı. "Hasta mı oldun, hayırdır?"

Gözlerimi kaçırıp, "Edis için," dedim kısık bir sesle. Sanki sesim alçak olursa sinirlenmez diye düşünmüştüm ama kesinlikle orantılı olmayan şeylerdi bunlar. Şimdi cezveyi alıp kafamdan aşağı dökerse şaşırmazdım. O benden su isteyince mızmızlanan kızdım sonuçta... Bana su getirmeyen kızımı elin oğluna nane limon yaparken görsem yapan ellerini ağrıtırdım kızımın ben. Babam Allah'tan benim gibi cani değildi.

Derin bir nefes aldı ve yüzündeki ifade ciddileşti bir anda babamın. İkinci etap elbette ciddi bir konuşma olacaktı. Bu anın er ya da geç geleceğini biliyordum. "Bak kızım sana karşı açık olacağım," dediğinde kafamı sallayıp pür dikkat onu dinlemeye başladım. Yıllarla birlikte yaşlanan yüzünün çizgileri gergindi. Akların düşmeye başladığı sakallarını sıvazladı usulca. "Edis'i tanımıyorum. Ama yüzündeki izler ve ellerinin hali kavgacı bir tip olduğunu düşünmemi sağlıyor. Böyle biriyle olmanı istemem. Seni üzer, anlıyor musun? Uygun değilsiniz. Senin güzel kalbin en iyisini hakediyor."

"Baba onu savunmak için söylediğimi düşünmeni istemem ama Edis kavgacı bir serseri değil," diye çıkıştım hemen ve yanına gidip ellerini tuttum sanki onu ikna etmeme yardım edebilirmiş gibi. "Yemin ederim değil. Hem zaten yüzü ve elleri de benim yüzümden o halde..."

Babamın kaşları havalandı ve gülmeye başladı bir anda. "Sen mi dövdün? Helal kızıma!"

"Hepsi benim eserim değil," dedim ben de gülmeye çalışarak ama bu duruma daha çok ağlamam gerekirdi. "Yanağını ben morarttım sadece."

Babam sırıtarak ellerini kurtardı ellerimden ve kendine bir bardak su doldurdu keyifle. Yavaşça yudumlarken suyunu, o esnada düşünüyordu bir de, mavi gözlerindeki dalgın bakışlarından anlamıştım. "Anladığım kadarıyla sen de onu seviyorsun," dedi boş bardağı masaya bırakırken. "Haksız mıyım?"

Gözlerimi kaçırıp kafamı yavaşça salladım. Utançtan yerin dibine girmek istiyordum. Babamla daha önce hiç böyle konuları konuşmamıştım bu yüzden elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemiyordum.

"Taşıyor," dedi babam bir anda gülerek.

Kaşlarımı çattım. "Ha?"

Gülmeye başladı yine bıyık altından. "Nane limon."

"Ayyy!" Arkamı döndüğüm gibi ocağı kapatıp cezveyi aldım elime aceleyle. "Of baba ya!" Nane limonu süzerek bir bardağa koydum ve içine son olarak bir kaşık bal katıp iyice karıştırdım.

Hey, Matmazel!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin