69. Bölüm: Hesabını bilmeyen çavuşlar döner götünü avuçlar

1.5K 75 33
                                    

Multimedia: Edişko

🎶 Ed Sheeran - She 🎶

Zaman sanki koca bir gülleydi ve ben de bileklerimdeki var güçle ona itmeye çalışan bir zavallı. Gözü kara, kapkara. Korkusuz. Ama korkak bir korkusuz. Yapabileceğinden emin. Ama asla yapamayacağını bilen.

Buydum ben. İten, iterken düşen, düşerken kalbini düşüren, birilerini es geçen, birilerine giden ama birilerinde asla kalamayan ve buna rağmen yine de dönemeyen biri.

Bilmediğim bir şey vardı o an: büyük bir kuvvetle ittiğim o güllenin aynı kuvvetle bana geri döneceği. İki şey hatta: saniyelerle çığ gibi büyüyen o güllenin beni, benim onu ittiğimden daha ileriye iteceği. Hayır, üç: baş kaldırdığım o güllenin beni bir gün alt edip altında ezeceği.

Ve ne olacağım da belliydi işte. Yapayalnız. Üzerimde tonlarca ağırlıkla. Kanayan onlarca yarayla. Ellerimde durmaksızın akan kanla.

Yalan söylemekten ziyade, görmezden gelmekti yaptığım en büyük hata sanırım. O günün bir gün geleceğini görmezden gelmek. Ve zaman görmezden gelinmeyi sevmezdi. Bunu anlamıştım ama artık her şey için çok geçti.

İçinde bulunduğum durumu o kadar ciddiye almıştım ki, unutmuştum bu denli önemsemenin önemsememekten hiçbir farkının olmadığını. İkisinin hiç şüphesiz aynı bok olduğunu. Tam da bu yüzden kafamı bu kadar sikişlerimin aslında hiç de bir boka yaramadığını.

"Sustun?"

Edis'in sesi ulaşınca kulaklarıma beynimi kemiren düşünceleri bir köşeye sıkıştırdım. Silmek mümkün değildi çünkü. Yüzüne bakmadan, ama onun bana baktığındaki halini düşünerek, kafamı iki yana salladım. "Dalmışım."

Karın üzerinde yürürken her adımımda yükselen o garip ses ve botlarımın bıraktığı izlere konsantre olmaya çalıştım düşünmemek adına. Kenetli ellerimize kaydı o an gözlerim. Benim eldivenlerim pastel mavisi, onunkiler siyahtı. Bir baba çocuğunun elini tutmuştu sanki. Gülümsedim bu manzara karşısında ağlama hissiyle dolu olsa da içim.

Sabah kahvaltısından sonra dün kaldığımız otelden ayrılmıştık. Edis bu gece için başka bir yerde rezervasyon yaptırdığını söylemişti. Bir saatlik bir yolculuğun ardından iglo otellerden birine geldiğimizde küçük dilimi yutacak gibi olmuştum. Resmen hayalimi tam da hayalimdeki gibi yaşamamı istiyordu. Tüm ayrıntıları düşünmüştü. Kalbe kök salan bir sarmaşık gibiydi ona duyduğum sevgi ve hayranlık, tüm kalbimi sarmıştı artık. Valizleri bıraktıktan sonra sıkıca giyinip şehri dolaşmak için dışarı çıkmıştık ardından. Noel Baba kasabasına gidiyorduk şimdi de. Her ne kadar Noel geçeli aylar olsa da... Küçük, kırmızı, karla kaplı kulübeler vardı etrafta. Yine kırmızı olan minik köprüden geçerken hızlı bir fotoğraf çektim hemen.

 Yine kırmızı olan minik köprüden geçerken hızlı bir fotoğraf çektim hemen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ayakların kocaman," dedim bir kendi ayak izime, bir onunkine bakarak. Koynumda canavar besliyordum.

"Asıl seninkiler küçücük," diye söylendi. "Hoş bir cüce için normal sayılır."

Hey, Matmazel!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin