Bölüm 32

17.8K 992 9
                                    


Tekrar eskiye dönebilseydik keşke, mesela ben tekrar çocukluğuma dönmek istiyordum. Biliyordum ki o zamanlar tek korkum ebe olmaktı tek üzüntümse oyunu kaybetmekti. Canımın yandığı zamanlar sadece düştüğüm zamanlardı, ona da annem sevgiyle merhem sürerek iyileştirirdi. Peki ya şimdi kim saracaktı yaralarımı? Hadi sardı diyelim ruhumda açılan yaralar ne olacaktı? İyileşecek miydi?

Ne zaman tekrar çocukluğumdaki gibi tasasızca gülebilecektim?
Kim çıkaracaktı ruhuma vurulan acı prangalarını?
Dinecek miydi acılarım?

Peki her şey düzeldi diyelim en büyük kaybım Bora'yı getirecekler miydi bana?

Delirmeden önce Can'a avazım çıktığı kadar 'Bana Bora'yı getir' diye bağırdığım günlerin acısı dinecek miydi? Acı,acı,acı...
Tek bildiği acı olan ben ne zaman arınacaktım?

Açelya'nın ısrarlarıyla sahneye çıkmıştık ben,Açelya ve Can.

Açelya çok hevesliydi hevesini kursağında bırakmak istemiyordum, onu kıramamış bütün düşüncelerimi bir kutuya hapsetmiş sahneye çıkmıştım.

Ben ortadaydım sağımda Açelya solumda ise Can vardı barda olduğumuz için canlı bir şarkı söyleyecektik şarkıya Can başladı.

Bugün çok yorulmuşsan,her yerde arayıp yine de bulamamışsan
O seni unutmuş,sen unutamamışsan...
Kalbinin kuşu uçmuş,sen tutamamışsan..

Sonuna geldiğinde gözleri beni bulunca elimdeki mikrofonu ağzıma yaklaştırarak Can'ın söylediği kısmı bir de ben tekrar ettim. Herkes yerlerinde zıplayarak ya da elleriyle tempo tutarak heyecanla bizi dinliyorlardı. Arkamızdaki bateristte mükemmel çalıyordu hakkını yiyemeyecektim. Sonra üçümüzde şarkıya başladık seslerimiz güzel bir uyum içindeydi

Haydi gel,haydi gel içelim...
Derdini al da gel,haydi gel içelim..
Bu evren de bir tozsun,tarih seni unutsun,haydi gel içelim..

Topla da gel,haydi gel içelim...
Hepsini al da gel,haydi gel içelim...
Mazi kalbinde yaraysa,unut artık ne varsa haydi gel içelim
Yerlere düşelim,haydi gel içelim,yerlere düşelim...

Şarkının devamında tekrar ederek büyük bir alkış eşliğinde şarkıyı bitirmiştik.

Arada gözlerim Merih'e kaydığında onunda yerinde rahatça oturup bizi dinlediğini aralarda bize katıldığını görmüştüm gözleri direkt olarak bana bakıyordu ve sahne ışığının altında ona çok güzel göründüğünden emin olduğum bacaklarımı süzüyordu.

Yine de onu takmayarak kendimi müziğe bırakmıştım.

Şarkı bittiğinde grup sarılışı yaparak sahneden indik. Bizim hareketli şarkımızdan sonra slow bir şarkı çalıyordu o yüzden Arda, Açelya daha yerine oturamadan onu dansa kaldırmıştı bu yüzümde bir gülümseme oluştururken Can'ın gözleri bana kaydı gözlerindeki pırıltılardan benimle dans etmek istediğini çoktan anlamıştım.

Onu başımla onaylayacakken Batuhan'ın sesini duymamla istemsizce ona baktım "Hüma?"

Ona baktığımı görmüş olacak ki hemen yanımda bitmişti "Naber?" diye sordu neşeli bir ses tonuyla.

Ona kısaca baş sallayıp gülümsedim "İyilik Batuhan senden naber?"

"Aynı" yavaşça ensesini kaşıyarak dikleşti "Dans edelim mi?" diye sordu utandığını belli eden bir sesle.

Bu hali çok tatlı gelmişti, o yakışıklı biriydi ve bana ilgisinin olduğu her halinden belli oluyordu fakat benim tek amacım onunla arkadaş olmaktı onu üzmek istemiyordum.

ђü๓ค (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin