Bölüm 29

17K 1K 15
                                    

"Kimilerine göre lazım değil aşk
Kimilerine göre hain
Ama ben seni çok ben seni çok sevdim" diyerek başlattı şarkıyı Batuhan.

Bugün simsiyah bir küpe takmıştı tıpkı üstündekiler gibi ve siyah Batuhan'a da çok yakışıyordu siyah asil bir renkti ne beyaz ne gri ikisinide kapatan muazzam bir renk.
Önümde hazır olan mikrofonu tutarak gözlerimi kapattım aklımdaki bütün sorunlar uçup gitmişti derin nefes aldığımda kaburgalarımdaki ağrı kendini belli etse de nefesimi kontrol ettiğim sürece sorun yoktu hem şarkı söylediğim de bunlar küçücük bir sorun olarak kalıyordu.

"Küçücük bir kalpten sana açılan
Dünyalar kadar büyük bir ışık
Ama ben seni çok ben seni çok sevdim" nakaratı bitirince gözlerimi açarak Batuhan'a baktım o da zaten bana bakıyordu o devam etti şarkıya. Ben de şarkı sözlerini dinledim

"Derler ki unutmalı, zamana bırakmalı.
Nasıl olsa sarılır yaralar bir gün
Ama benimki aşk değil, sen gibi taş değil
Benim ki kalbine sürgün." Benim söyleyeceğim yer geldiğinde mikrofona tekrar hakim olarak şarkımı söyledim

"Kimilerine göre lazım değil aşk
Kimilerine göre hain.
Ama ben seni çok ben seni çok sevdim"

Geri kalan yerlerde belli yerlerde tek tek belli yerlerde ikimiz şarkı söyleyerek Levent Hoca ve diğerlerinin hayran bakışları arasında şarkımızı söylemeye devam ettik ikimiz gerçekten uyumlu olmuştuk sabah odadan çıktıktan sonra kahvaltımı Merih'in dik bakışları arasında bitirmiş direkt okula kaçmıştım buraya geldiğimde ise her yerde Merih'i aramıştım ama yoktu neyse ki!

"Sıcacık bir bakışın bana yetiyor
Dünyalar benim oluyor
Ama ben seni çok ben seni çok sevdim"

"Derler ki unutmalı, zamana bırakmalı
Nasıl olsa sarılır yaralar bir gün
Ama benimki aşk değil, sen gibi taş değil
Benim ki kalbine sürgün..."

Şarkı bittiğinde büyük bir alkış almıştık
"Bu halinizi gördükçe iyi ki eşleştirmişim diyorum ikiniz harikalar yaratıyorsunuz çocuklar" diye şakıdı Levent Hoca yüzündeki büyük tebessümle.

Ona gülümseyerek Can'ın yanına geçmiştim somurtan yüzüne bakıp güldüğümde gözlerini devirmişti "Bu eşleşmeyi başkasıyla da yapsan yine harika olurdu" diye homurdandı "Sen onun kusurlarını da örtüyorsun" gözlerimi devirdim.

"Bu kadar abartma istersen!"

Gözlerini bana çevirdi "Ama doğru olan bu sen her şeyde mükemmelsin" başımı olumsuz anlamda sallayarak önüme döndüm ancak bakışlarını hâlâ üstümde hissediyordum başımı kaldırdığımda göz göze geldik onun yumuşak bakışlarına dik bakışlarla karşılık verdiğimde gözlerini kaçırdı ne olduğunu açıkçası anlamıyordum, sanırım koruyucu yanı yine devredeydi zaten küçüklüğümden beri bu böyleydi Can sürekli koruyup kollardı beni, zaten Bora'dan başkasının olmaması da bu yüzdendi ben kimi beğensem illa bir sorun bulur beni vazgeçirirdi hiç bir şey bulamadığı kişi olunca da 'Sevemedim' derdi. Bora konusunda bir şey diyememişti çünkü arkadaşıydı.

Eve dönüş yolunda telefonum çaldı direksiyon başında kazık yutmuş gibi oturduğum için kolumu uzatıp cevapladım.

"Efendim?"

"Hüma nasılsın güzel kızım?" Arayan Haluk babamdı.

"İyiyim babacığım siz nasılsınız?"
"Ben de iyiyim kızım işin yoksa şirkete gelebilir misin diye soracaktım imzalaman gereken belgeler var" o görmese de başımı salladım.

ђü๓ค (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin