Bölüm 24

17K 1K 13
                                    

Siz hiç ağır bir yükün altında kalmış gibi hissettiniz mi?

Sanki yüreğinizin üstüne koca bir taş gelip oturmuş gibi oldu mu hiç? Özlemin, kırgınlıkların, acıların, çeşitli hüzünlerin prangalar vurduğu ruhunuzda boğulacak gibi olmuş muydunuz hiç?

Ben olmuştum. Olmaya da devam ediyordum. Canımın acısına acı katmaktan başka bir şey yapmamaya yemin etmiş gibiydi ablam ile Merih. Sırf bu yüzden bile birbirlerine benziyorlardı ikisinin de nefreti benim üstümde çörekleniyordu ve boynuma,ayaklarıma, ellerime bir pranga da onlar takıyorlardı.

Nerede olduğumu sorarsanız eğer verceğim cevap huzur dolu bir sessizliğin içindeyim olur. Babamın seneler önce aldığı yazlıklardan birindeydim.

Üç gündür tek başımaydım her şeyden uzak bütün acılarımdan uzakta buradaydım her gün uzun bir süre boyunca kumsalda herkesten uzak bir şekilde masmavi sonsuzluğu izliyordum aklımdaki tek kişiyle uzun uzun izliyordum hırçın dalgaları.

Bütün duygularımı tekrar kaybetmiş gibiydim yüzüm tekrar donuklaşmıştı tepkisizlik ya da hissizlik yine sarmıştı tüm ruhumu. Eskisi gibi olmaya başlıyordum belki de.! Aklımı kaçırır mıydım tekrar? Sanki ruhum bedenimden çekilerek soyut bırakmıştı beni. Kendi hayatımı uzaktan izliyordum sanki...

Derin bir nefes alarak deniz havasını içime çektim. Son kez uzun uzun izledim en sevdiğim renge sahip olan denizi ardından yavaşça yazlığa doğru adımladım.

Omuzlarım çökmüş başım önümde eğikti sıkıntıyla tekrar nefes alarak başımı kaldırdım ve O'nu orada arabasının yanında dikilirken gördüm bana nefret prangası takan celladım oradaydı neden gelmişti?

Zaten yarın dönecektim Levent hoca beni haşlayacaktı annem belki de canıma okuyacaktı.

Bu kadar uzaklaşmak bana yetmese de tekrar dönmek zorundaydım yine hiç bir şey olmamış gibi hayatıma devam etmem gerekiyordu. 'Neden?' bu kelimeyi bana sık sık hatırlatıyordu o.

Neden bu hale gelmişti mesela? Tamam bu saçma oldu nedenini biliyoruz, benim bahsettiğim neden bu kadar kötü davranıyordu bana neden bir kaç ay öncesinde ki O değildi artık? Neden benim iyi biri olarak nitelendirdiğim biri olarak kalmamıştı? Bütün nefretini hakedecek ne yapmıştım? Benim ne zararım dokunmuştu? Tamam hayatını mahvetmiştim ama benim de hayatım onun ki kadar mahvolmamış mıydı? Bunların cevabını bilmiyordum işte.!

Siyah kazağı,siyah kabanı,siyah pantolonu ve yine siyah botlarıyla yine güzel adamdı yine siyahın hakkını vererek taşımıştı koca cüssesinde.

Ben ise krem rengi kazağım, gri pantolonumla oldukça kötüydüm ona göre. Ona yavaş yavaş yaklaştıkça görüyordum neler olduğunu, göz altları çökmüş gibiydi her zaman ki nefret dolu bakışlarının ateşi sönmüş bomboş bakıyordu uykusuz görünüyordu yine ne olmuştu acaba? Sanırım tüm nefretini kusamadığı için böyleydi belki de yarım kalan nefretini tamamıyla salacaktı üstüme! Peki beni nasıl bulmuştu?

Donuk bakışları tüm hücremi inceledi. Gözlerime baktığında boş bakan gözleriyle üşümüştüm zaten kabanımı almamıştım yanıma şimdi o bana boş bakarken iyice üşümüştüm. Ben onun nefretle bakan ya da alayla bakan gözlerine alışmıştım bu beklenmedikti.

"Neden geldin?" diye sordum sesimin fısıltı gibi çıktığını göz ardı ederek, gözlerim şimdi kahverengi botlarımdaydı.

Derin bir nefes aldığını duydum ve kendimi birazdan söyleyeceği azara alıştırdım fakat o beni azarlamadı sadece "Herkes seni arıyor" demekle yetindi. Sesi kısıktı bu kaşlarımı çatmama neden olmuştu yüzüne bakmamaya kararlıydım şu bir kaç aydır zaten zar zor ayakta duran ruhumu öldürmeye çalışan celladımın yüzüne bakacak kadar gücüm yoktu.

ђü๓ค (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin