Bölüm 22

17.6K 1K 15
                                    

Hayatta ne olacağı hiç belli olmuyordu. Ne oldum değil ne olacağım demeliydi insan,buna göre yaşamalıydı. Buna en güzel örnek benim mesela,hep mutlu yaşayacağımı zannederdim hiç olumsuz düşünmezdim,sürekli kahkaha atardım,gözlerimde sürekli bir umut ışığı olurdu ve benim tüm düşüncelerim 11 Eylül 2014'te bir mezara kalbimle birlikte gömüldü. Bora ile...

Ondan sonra ben kendimi kaybettim. Önce hayattaki mutluluğum kayboldu,kahkaha atan suratım donuklaştı,son olarakta gözlerimdeki o umut ışığı söndü.Elimde sadece nefes almaya yetecek bir güç kaldı.Aslında ben deliyken daha mutluydum her şeyi geçtim O benimleydi.Sadece hayal gücümün bir oyunu olsada ben onu net olarak görebiliyor,konuşabiliyordum. Sesini çok özlemiştim,gözlerini çok özlemiştim,beni güvende tutan,sığındığım kollarını çok özlemiştim onu tüm benliğiyle çok özlemiştim...

Arabayı şirketin önünde park ederek anahtarı şirketin valesinden sorumlu olan Suat abiye verdim.

''Naber Suat abi?'' Gülümsedi ''İyiyim Hüma Hanım sizi sormalı?'' başımı salladım ''Sağol Suat abi iyiyim kolay gelsin'' o baş sallamayla arabaya bindi ben de kapıya adımladım.

Beni ilk fark eden Ali abi oldu ''Ooo Hüma Hanım hoş geldiniz efendim'' dedi dalgaya alarak, bende ona uymaya karar verdim çenemi kaldırarak küçümser yapmaya çalıştığım bakışlarımla boydan boya süzdüm onu ''Hoş bulmadım Ali Bey nedir bu şirketin hali uçan bir sinek bile görmeyeceğim'' dedim otoriter bir sesle.

Mehmet abi tek kaşını kaldırmış bana bakarken ona göz kırptım oda hafifçe sırıttı ''Peki ben hemen sinek ilaçlarını getiriyorum Hüma Hanım''dedi Ali abi genişçe sırıtırken ''Ama size zarar gelmesin?'' jeton bana düşerken gözlerim kocaman açıldı.

Şoktan kurtulduğumda dudaklarımı büzdüm Mehmet abi gelip omzumu sıvazladı ''Sen bakma o gerizekalıya küçüğüm,kendine eğlence arıyor işte'' ''Ama hep böyle yapıyor daha önce geldiğimde de fare suratlı demişti bir daha gelmeyeceğim şirkete'' ikisini de arkamda bırakarak hızlı adımlarla içeri girdim. Arkamdan Mehmet Abinin Ali abiyi azarladığını duysamda umursamadım.Birazcık tripten zarar gelmezdi.

Gece eve gider gitmez yatmıştım ama bir türlü uykuya dalamamıştım.Merih üç saat sonra gelmişti ve yanıma uzanıp beni kendine çeker çekmez bedenimde hissettiğim o eksiklik tamamlanmış gibiydi sanırım bundan ne kadar nefret etsem de Merih'in bana sarılarak uyumasına alışmıştım.
...

Sabah ondan önce uyanıp hazırlanarak okula gitmiştim yine provaya kalmıştım şimdi de babamı görmeye gelmiştim daha iki gün önce görmüş olmama rağmen çok özlemiştim.

Şirkete girer girmez herkesin tüm dikkati benim üstüme çevrilmişti bundan rahatsız olsam da artık alışmıştım herkese başımla selam vererek asansöre girdim en üst kata çıkıp en sevdiğim sekreter Esma Sultan'a kocaman sarıldım.

"Naber Esma Sultan?'' yanağıma öpücüklerini bırakarak geri çekildi.

''Her şey aynı canım sende bir yaramazlık yok ya?'' başımı olumsuz anlamda salladım ''Merak etme ben iyiyim babam odasında değil mi?'' ''Evet hayatım içeride'' gülümsedim ''Peki o zaman görüşürüz'' göz kırptı bende gidip kapıyı çaldım.

''Gir'' komutunu alınca yavaşça kapıyı araladım babam hararetle kağıtta bir şeyler karalıyordu odaya girdim o anda karşıdaki koltukta bilgisayarla uğraşan Merih'i de gördüm Esma Sultan bunu söylememişti?

Hiç sesimi çıkarmadan babamın masasına yaklaştım ''Hoş geldin cennetim'' dedi başını kağıtlardan kaldırmadan, gözlerim kocaman babama bakakaldım ''Baba üçüncü bir gözünün olduğunu bana söylememiştin?'' Sesimle bana dönen Merih hafifçe sırıttı babam ise nihayet gözlerini kaldırarak gülümsedi ''Senden önce kokun geldi cennet kuşum'' hayranlık akan gözlerimi babamın yüzünde gezdirdim ''Ah baba'' ayağa kalkarak kollarını açınca o güvenli kollarına sığınarak gözlerimi kapattım. ''Kokunu artık evde bulamıyorum Hüma'm ve bu beni çok üzüyor evlendirmese miydim acaba?''dedi alaya alarak, kıkırdadım.

ђü๓ค (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin