Bölüm 5

28.7K 1.3K 16
                                    

Ağlamak!

Bazen bizi rahatlatan bazende acılar içine boğan bir kavramdı ve ben şuan rahatlamak yerine acılara boğulduğum için ağlıyordum.

Merih'le konuşmamızın üstünden bir ay geçmişti, ben bu sürede olacakları düşünmemek için babamın yardımlarıyla ehliyet sınavlarına girmiş ve ehliyetimi almayı başarmıştım.

Eve geldiğimde her zaman olduğu gibi annemle Açelya'yı bulmuştum beni bulduğundan beri bir an yalnız bırakmayan kardeşim Açelya yaşamaya çalıştığım hayatımı daha yaşanılabilir kılıyordu.
Arada Can ile de buluşup dertleştiğimizde beni teselli eden yegane arkadaşımdı o Nida yerine ablalık yapıyordu bir nevi.

Bazen yol gösteriyor çoğu zaman teselli ediyor bazende akıl veriyordu.
Kapıyı açar açmaz Açelya'nın üstüme atlamasıyla sendelesemde babamın sayesinde düşmemiştim.

"Ehliyetini aldın mı?" diye sordu çığlık çığlığa.

"Evet" dedim bende boğuk sesimle o sevinç naraları atarken bende onu üstümden çekerek içeri girdim.

Ehliyetimi alan bendim fakat o benden daha çok seviniyordu. Annem halimize gülerken yanaklarımı öperek tebrik etmeyi unutmamıştı.

Açelya beni odama doğru çekiştirince el mahkum odama girmiştim.

"Ee Hüma Hanım artık eskisi gibi kaçak araba kullanmak yok özgürsün" başımı olumlu anlamda sallayarak kendimi yatağa attım.

Sabahtan beri ayaktaydım şimdi ise tabanlarım sızlıyordu eskiden kaçak araba kullanmama ailem çok kızardı hatta yarışlara katıldığımı duyduklarında en büyük kavgamızı etmiş iki ay ceza vermişlerdi ama ben Bora'yı araba yarışlarında tanımıştım. Yani benim için araba yarışı vazgeçilmezdi o zamanlar...

"Bunu kutlamalıyız" diyen Açelya'ya ters bir bakış attım.

"Ne gerek var alırım ben sana bir pasta yeriz kutlarız" abartılı bir göz devirmeden sonra yanıma uzandı.

"İtiraz istemiyorum buz prensesi Elsa gidiyoruz"

"Elsa mı ciddi olamazsın?" Yatakta doğrularak çenemi tuttu yüzünü yüzüme yaklaştırarak baktıktan sonra sırıttı.

"Şu tipe baksana ne bir sevinme belirtisi ne bir sıkılma belirtisi ne de bir heyecanlanma belirtisi, şaşırma ve korku belirtilerini saymıyorum bile bir kez bile güldüğünü görmedim ağladığında bile sadece gözlerinden yaş akıyor sence ne demeliyim?"

Ben de bir şey diyecek diye sonuna kadar dinlemiştim tepkisiz oluşumu hastaneye borçluydum iki yıl boyunca neler yaşadığımı bilmesine rağmen beni hayata geri döndürme çabaları görülesiydi doğrusu.

"Sen ciddi ciddi o elbiseyle mi gideceksin?" diye sordum üstündeki kırmızı mini elbiseyi gösterirken kırmızı rujunu sürerek bana göz kırptı.

"Tam üstüne bastın bebek" inatçı biri olduğu için istesemde başka bir şey giydiremeyeceğim için omuzlarımı silktim ben onun aksine siyah bir pantolon siyah bir tişört giymiştim siyah konverslerim siyah deri ceketimle dışarı çıkmaya hazırdım.

"Sana renk katıyorum Hüma" dedi imayla üstüme bakarken başımla gidelim işareti yaparak üstüme zorla bir elbise giydirmemesi için odadan çıktım.

Aşağı indiğimizde babamları öperek dışarı çıktık babamlar da benim dışarı çıkıp eğleneceğim için mutluydular bir nevi eski Hüma'ya döneceğimi sandıkları için seviniyorlardı ama bir bardak paramparça olduktan sonra bir daha eski haline dönemeyeceği gibi bende eski halime dönemezdim.

ђü๓ค (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin