Bölüm 2

36.4K 1.5K 37
                                    


Hayat neden bu kadar acımasız olmak zorundaydı?
Ya da ben neden bu kadar acı çekmek zorunda bırakılmıştım?

Daha on yedi yaşımın sonlarındaydım o zamanlar, bütün yaşıtlarım gibi üniversite sınavlarına girmiştik ve ben onunla aynı üniversiteyi tutturmayı başarmıştım.

Hayallerimiz vardı, yaşayamadığımız bir sürü hayaller...

Ondan bana geriye kalan sadece anılarımız ve birlikte kurduğumuz hayallerimiz kalmıştı. Daha ne kadar yanacaktı canım? Şu an karşımdaki bir çift donuk bakan yeşil gözler daha ne kadar yakacaktı canımı? Daha ne kadar donuk bakacaktı? Ne zaman sevgiyi görecektim o gözlerde?

"Neyse, artık evinizin en kıymetlisi geldiğine göre ben çıkıyorum" dedi Nida yani benim ablam!

Annemin ters bakışlarını aldıysada umursamadı babam da bu durumdan pek hoşnut değildi bunu gerilen yüz hatlarından anlamıştım.

"Kardeşin daha yeni geldi neymiş kardeşinden daha önemli olan iş?"

Annemin otoriter sesi koridorda yankılanırken Nida sıkıntılı bir nefes alarak havaya bakıp ofladı.

"İşim var anne çıkmam lazım anladın mı?"

"Bırak gitsin Lale sanki bizi dinleyecekmiş gibi konuşma" babamın tepkisi Nida'yı hiç etkilememişti hızlı adımlarla kapıdan çıktı.

Bende hâlâ kollarımda olan annemin kolunu sıvazladım oda kapıya bakmaktan vazgeçip yüzüme odaklandı en güzel gülümsemesiyle.

"Odana çıkalım mı tatlım dinlen biraz sonrada yemek yeriz?"

Olur anlamında başımı salladım, yorgun hissediyordum biraz uyusam fena olmazdı.

Üçüncü katın sonundaki odaya girdiğimde eski odamdan tamamen farklı ama aynı dekorasyona sahip olduğunu gördüm değişmeyen tek şey kitaplarımdı.

Eski yatağımın yerine mavi büyük yatak koyulmuştu odanın tam ortasına, yatağa uyumlu mavi dolap, mavi kitaplık, beyaz çalışma masası ve sandalye uyumla döşenmişti. Açık mavi duvarlar elektrik mavisi perdelerle uyum içerisindeydi mavi rengini çok severdim annemin uğraştığı belli oluyordu arkamı dönerek tepkimi izleyen anneme sıkıca sarıldım.

"Beğendin mi tatlım?"

Beklenti dolu sesi beni gülümsetsede bu gülümseme dışa yansımamıştı donuk yüzüme bakarak buğulanan gözleri bunu açıklıyordu.

"Çok beğendim anne yine belli etmişsin kendini" dolgun dudakları muhteşem bir gülümsemeyle bükülürken ela gözleri parladı.

"Çok sevindim kızım" yanaklarımı öperek odadan çıktığında yorgun olduğum için direkt dolaba yöneldim. İçinde rengarenk elbiseler, tişörtler, pantolonlar, gömlekler varken elime siyah pijama takımımı aldım dolabın çaprazındaki banyo olduğunu tahmin ettiğim kapıya ilerleyerek açtım.

Hijyen kokusu ciğerlerime dolarken banyoya göz gezdirdim her şey beyazdı burada elimdeki pijama takımımı bir köşeye koyarak üstümdekileri çıkardım onları kirliliğe attıktan sonra suyun altına attım kendimi.

Su bedenimden akarken dinlenmiş hissediyordum kendimi, iki yıl önce yüzme dalında bir sürü başarıya imza atıyordum su beni her zaman dinlendirirdi dövüş dalında ilerlemiştim, hayatım hep maceralıydı araba yarışlarında derece yapardım ailem ne kadar tehlikeli olduğunu anlatıp dursada onları dinlemediğim tek konuydu.

Şarkı söylemeyi çok severdim, dans etmeyi de, piyanoya çok küçük yaşlarda başlayıp profesyonelliğe ilerliyordum, keman da çalabiliyordum ve son olarak gitar.
Ama bunların hepsi iki yıl öncesinde kalmıştı ne şarkı söylüyordum artık ne dans ediyordum, yüzmeyi bırakmıştım, araba yarışlarınıda.

ђü๓ค (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin