Medyada Fatih
"Gönül sabır ile harman olmadan nasip ile buluşamazmış."
"Kübra çok heyecanlıyım. Umarım sınav kolay olur."
Beyza heyecandan elleriyle oynarken güldüm.
"Merak etme iyi çalıştık. Sınav gayet güzel geçecek inşaAllah.".
"İnşaAllah."
"Hadi ders başlayacak yerimize geçelim."
Sınav yerlerimize geçtiğimizde çok geçmeden Halil hoca ve bir öğretim görevlisi girip sınavı başlattılar. Günlerdir Beyza ile gayet güzel çalışmıştık. Heyecanla kağıdımın gelmesini bekledim. Sonunda kağıt geldiğinde soruları görmemle yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Harıl harıl yazmaya başladım. Çalışmanın sonunda alınan sonuca bayılıyordum.
Dakikalar dolarken kağıdım da dolmaya başlamıştı. Sınav bitimine az bir zaman kala sınavım tamamen bitmişti. Kalkıp toparlanmaya başladım. Kağıdımı teslim edip çıktım. Daha Beyza'nın sınavı bitmemişti. Kantine inip çay alabilirdim. Merdivenlere yönelip kantine indim. O sırada yanımda bir hareketlilik hissettim.
"Selamün aleyküm."
Bir anda irkilerek sağıma döndüm. Fatihti.
"Afedersin, korkutmak istememiştim."
"Yok sorun değil. Aleykümselam. Bitmiş miydi sınavın?"
"Evet bende yeni geldim. Seni görünce... Şey bir çay alacaktım. Sende ister misin?"
Gözlerimi kaçırdım. Gülümsemeye çalıştım. Utanıyordum.
"Bende alacaktım zaten. Gerek yok."
"Otur sen, ben alırım."
Fatih bir anda çay almaya gittiğinde arkasından şaşkınca baktım. Emrivakilerden hoşlanmazdım ama şuan yapacak bir şey yoktu. Boş bir yere oturup Fatih'i beklemeye başladım. İlk defa bir erkekle oturup çay içecektim. Bir dakika! Ben cidden şu an Fatihle başbaşa çay mı içeçektim? Kendime inanamıyordum. Etrafa bakındım. Bir kaç masa daha doluydu. Çok geçmeden Fatih elinde iki bardak çayla geldi.
"Teşekkür ederim."
"Afiyet olsun."
Çayı Fatih aldığı için haliyle ücretini o ödemişti. Ona parasını vermeli miydim? Ufak bir çay parası da olsa söylemeliydim. Kendimi kötü hissederdim.
"Şey... Çay ücreti için... Ben."
"Sakın vereyim falan deme." Gözlerimi ona çevirdim.
"Ama-"
"Kübra."
Fatih de gözlerini bana çevirdiğinde bir anda heyecanlandım. İlk defa ismimi söylemişti. Gülümseyerek gözlerimi bardağıma çevirdim.
"Peki... Teşekkür ederim."
Çay tabağının yanındaki küp şekeri parmaklarımın arasına aldım. Ah ben şimdi bunu kıracaktım. Haliyle Fatih görecekti. Umarım gülmez. Zira Beyza her gördüğünde gülüyordu. Utanarak şekeri ikiye kırdım. Sanırım artık alışmıştım. Çünkü bu kez kırmakta pek zorlanmamıştım. Yarısını çaya atarken çaktırmadan Fatih'e baktım. Hafifçe gülümsüyordu. Ona baktığımı farkedince o da gözlerini bana çevirdi.
"Sınavın nasıldı?" Sorduğu soruyla önce bir afalladım. Daha sonra istemsizce tebessüm ettim.
"Güzeldi çok şükür. Senin nasıldı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Arkadaşım
Teen FictionKübra, babasının gidişinin ardından büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştır. Ona göre kimseye bir daha güvenmeyecek hale gelmiştir. Fatih, insanlardan uzak, kendi dünyasında yaşayıp giden çalışkan, ahlaklı, ciddi bir insandır. Sonra onu görür. Kübra'y...