Bitiyor iki gözümün çiçeği :(
Sizi hemen bölüme alayım. Bölüm sonu uzun uzun konuşacağız....
"Ben senin yüreğimde duruşunu sevdim."
(Cahit Zarifoğlu)
"Kız evleniyorum resmen! Ay bayılacağım tut beni." Beyza yanıma yanaştı. Heyecandan her giydiğim gelinlikle elim ayağıma dolaşıyordu.
"Ya bir sakin ol kızım." dedi kim bilir kaçıncı kez. Gelip elimden tuttu ve beni kendi etrafımda döndürdü.
"Yahu öyle güzelsin ki her giydiğin yakışıyor." Sonra dudağını büzdü. "Ağlayacağım şimdi bak. Duygulandım."
"Ne! Hayır hayır ağlama." Oysa ki gözleri çoktan dolmuştu.
"Sanki ablam evleniyor gibi hissettim."
"Ya Beyza'm benim." Beyza bana sıkıca sarıldı.
"Fatih ile çok güzel bir geleceğiniz olacak canım. Senin adına çok ama çok mutluyum." Yavaşça geri çekildim. Sıkıca tuttum dostumun ellerini.
"İnşaAllah canım benim. Yakında senin için de burada olacağız. Biliyorsun."
Beyza ve Burak geçen hafta sözlenmişti. Beyza ve Burak'ın ailesi kısa süre önce tanışmıştı ve adı konsun diye söz takmayı uygun görmüşlerdi.
Beyza sözüme karşın kocaman gülümsedi.
"Ay inşallah."
...
DÜĞÜN GÜNÜ
Aynaya kim bilir kaçıncı kez bakıp kendimi izledim. Dünyanın en mutlu insanıydım sanki. Beyazlar içindeydim. Sevdiğim adamla birazdan herkesin önüne çıkacaktık. Derin bir nefes aldım. Aylarca bu günü beklemiştik hepimiz. Bir sürü hayal kurmuş, bir sürü dua etmiştik. Şimdi ise mutluluğu yaşıyorduk.
Babam ile aramızı düzeltmiş sayılırdık. Onunla daha çok vakit geçiriyorduk. Onu hemen affedemem sanmıştım ama babanın yeri ayrıydı tabi. Bizimle çok ilgileniyordu, sevgisini çok güzel gösteriyordu. Onun bu sevgisi bize çok iyi gelmişti. O da buralara yakın bir ev tutmuştu ve sürekli onu görebiliyorduk. Annem de affetmişti onu. Belki eş değillerdi ama hiç olmazsa araları da bozuk olmayacaktı.
Melek ise bir süre hiç birimiz ile görüşmemişti, konuşmamıştı. Ta ki iki gün önce evimize gelene kadar... Açıkcası bize geldiğinde epey şaşırmış ve tedirgin olmuştum. İleri geri konuşup huzurumu kaçırır sanmıştım. Oysa gayet makul şekilde özür dilemiş ve pişman olduğunu söylemişti. Elbette onu affetmiştim. Hatasını anladıysa bir sorun yoktu. Tabi bu veya benzeri olaylar tekrarlanırsa onunla arama ciddi bir mesafe koyacaktım.
Beyza ve Burak sözlüydü. Onlar da çok mutluydular. Bizim nikah şahitlerimiz onlar olmuştu. Onlar da bize söz vermişti. Bizde onların nikah şahidi olacaktık ilerde.
Düşüne düşüne sağımda duran anneme baktım. Annem bana her baktığında gözleri doluyordu. Neticede ben onun ilk göz ağrısıydım. Hemde geçmişte kötü şeyler yaşayıp güvenim sarsılmışken Fatih ile ömrümüzü birleştirmek hepimizi çok mutlu etmişti. Elini tuttum.
"Ağlama artık." dedim sakince. Gülümsedi.
"Çok mutluyum kızım. Ondan ağlıyorum."
"Gül o zaman. Kocaman gül. Ama ağlama." Gülüşü genişledi.
"Tamam tamam. İyiyim. Ağlamıyorum." Gözlerini sildi. "Zaten çıkalım artık biz. Fatih gelir birazdan." Sevinçle başımı salladım.
Gelin odasında olanlar yavaş yavaş odadan çıktı. Birazdan Fatih gelecekti. Heyecanla onu beklemeye başladım. Nikah olduğu zamanda böyle heyecanla beklemiştim. Beklemek ne güzeldi sonunda sevdiğin varsa.
Çok geçmeden biri tıkladı kapıya. Derin bir nefes aldım.
"Sevgilim." Sesinin mahcupluğuna gülümsedim.
"Gelebilirsin hayatım."
Fatih usulca kapıyı araladı. Göz göze geldik. Ben bir kez daha aşık oldum. Gözlerine, hayran hayran bana bakışına, gülüşüne... Şaşkındı. Baktı bana. Derin derin baktı.
"Kübra. Çok güzelsin." Bana yaklaştı. Elimi tuttu titreyen elleri.
"Ben seni hak edecek ne yaptım?" Başımı sağa eğdim hafifçe.
"O nasıl laf? Sevdin ya beni. Sevdin dolu dolu. Bende seni sevdim. Çok sevdim." Gülümsedi.
"Şimdi ciddi ciddi eşim olacaksın. Aynı evde, aynı yastığa baş koyacağız. Öyle mi?" Başımı salladım.
"Öyle olacak."
"Seni sevmekten hiç vazgeçmeyeceğim."
"Biliyorum. Bende daima seveceğim seni. İlk gün ki gibi."
"İlk gün ki gibi."
Daha sonra tuttu elimi sıkıca. Heyecanla çıktık odadan. Adımlarımız hiç bu kadar anlamlı, gülüşümüz hiç böyle güzel olmamıştı. Saniyeler sonra görüş açımıza giren kalabalıktan alkış sesleri geliyordu. Bizi çeken bir sürü kamera, gülümseyen onlarca çehre vardı. O sırada bana baktı gözlerini sevdiğim.
"İyi ki sen." O kadar sese rağmen anladım dediğini. Ben onu hep anlardım zaten. Elini biraz daha sıktım.
"İyi ki biz."
Ve ben Kübra Çetin artık herkes için Kübra Yılmaz olmuşum. Hani demiştim ya Allah herkesi bir gün nasibi ile karşılaştırır diye. Bende o mutluluğa ermiştim. Ömrüme artık biri daha ortaktı. Onunla çok şey yaşayacak, çok anı biriktirecektik. Gözlerimi açtığımda beni izliyor olacaktı. O saçlarımı okşayacak, ben onun sakallarını sevecektim. Birimizin canı ufacık yansa öteki koşarak gelecekti. Her zorlukta birbirimizden desteğimizi esirgemeyecektik. Çocuklarımız olacaktı ve onları en iyi şekilde büyütmeye çalışacaktık. O, güvendiğim ve yaslandığım dağ, ben ise onun gönlüne çiçek olacaktım.
Ben onunla yaşadığımı hissediyordum. Ve inanın yaşamak hiç bu kadar güzel olmamıştı.
Söze nasıl başlasam bilemiyorum. 3 yıl önce bu hikayeyi yazmaya ansızın başlamıştım. Bu kadar büyüyeceğini, sevileceğini tahmin etmemiştim.
Yazmaya ilk başladığımda elbette acemiydim. Karakter ve kurgu oluşturmak oldukça güçtü. Ama zamanla kendimi geliştirebildim. Sizlerden çok güzel yorumlar aldım. Çok mutlu oldum. Onlar beni daha da heveslendirdi. Onlar sayesinde daha güzel yazdım. Bu sebeple size çok teşekkür ediyorum.
Bu yıl gerekli düzenlemeleri yapıp tekrar yayınladım kitabı. Yeni okuyucularım oldu, onlarla güzel muhabbetlerim de oldu. Hepinize çok çok teşekkür ediyorum.
Güzel kızımız Kübra ve biricik Fatih'imiz nihayet birbirlerine kavuştular.
Bu bir final olabilir ama bundan sonraki hayatları için bir kaç tane özel bölüm paylaşacağım.
Umarım bu kitabı severek okumuşsunuzdur. Umarım size güzel şeyler katmıştır.
İyi ki varsınız. Başka bir hikayede görüşmek üzere.
Kendinize çok iyi bakın. Öpüyorum kalplerinizden.❤️
-Zeynep
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Arkadaşım
Teen FictionKübra, babasının gidişinin ardından büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştır. Ona göre kimseye bir daha güvenmeyecek hale gelmiştir. Fatih, insanlardan uzak, kendi dünyasında yaşayıp giden çalışkan, ahlaklı, ciddi bir insandır. Sonra onu görür. Kübra'y...