Düğün

4.3K 260 21
                                    

"Herkes bir hoşçakal kadar yalnız, herkes bir veda kadar kimsesiz duruyor kapısında zamanın... "

(Erdem Beyazıt)

(Kübra'nın ağzından)

10 Gün Sonra

Son dilimi de saklama kabına koyup kapağını kapattım. Suna Annem hepimizi kahvaltıya davet etmişti. Bende dün yaptığım böreklerden götürecektim. Fatih patatesli böreği çok seviyordu.

Mutfakta işimi halledip fortmantonun aynasından şalımı tekrar kontrol ettim. O sırada Derya ve annem merdivenlerden iniyordu.

"Biz hazırız kızım."

"Tamam, bende hazırım." Krem rengi çantamı omzuma taktım.

Kaan da biraz önce hazırlanmıştı. Oturduğu koltuktan doğruldu ve iri adımlarla bize yaklaştı.

"Sonunda. Sabahtan beri sizi bekliyorum."

"Abartma Kaan." Kaan bir şey demeden askıdaki kot ceketini üzerine geçirdi. Hep beraber evden çıktık.

Sohbet ede ede durağa vardık. Haftasonu olduğu için durak kalabalıktı. Neyse ki otobüsümüz bizi çok bekletmeden geldi.

Otobüsten indiğimde tebessümle Fatihler'in apartmanına doğru ilerlemeye başladık. Asansörden inip sol taraftaki kapıya yanaştık ve annem zile bastı.

"Hoş geldiniz!" Suna annem neşeyle açmıştı kapıyı. İçeri geçince bize sıkı sıkı sarıldı. Kaan ise Fatih ile tokalaştı.

Salona girdik ve koltuklara oturduk. Fatih çaprazımda oturuyordu ve beni izliyordu. Yaklaşık beş dakika sohbetten sonra masaya geçtik. Suna Annem harika şeyler hazırlamıştı.

"Niye bu kadar zahmet ettin canım?"

"Olur mu öyle şey Türkancım? Afiyet olsun." Çayları ben doldurdum ve getirdiğim börekleri de uygun bir tabağa koyup masaya bıraktım.

"Börek yapmıştım bende."

"Ellerine sağlık kızım."

"Afiyet olsun anneciğim." Gülümseyerek yerime oturdum. Ben niye çok heyecanlıydım? Suna anneme ve Fatih'e alıştığım halde yine de içimde ki heyecan gitmiyordu. Ahmet Babam işte olduğu için bizimle değildi.

Keyifli bir kahvaltıdan sonra ısrarlarımla masayı ben toparladım. Annemler ise bolca sohbet etti. Onların iyi anlaşması beni çok ama çok mutlu ediyordu. Mutfakta işimi bitirip ellerimi yıkadım ve asılı olan havluyla kuruladım. Mutfaktan tam çıkıyordum ki Fatih ile çarpıştım.

"Ay! Korktum." Güldü.

"Ben de sana geliyordum. Gel." Bir an elimi tuttuğunda geri çekmeye çalıştım.

"Ya dur. Utanırım ben."

"Merak etme salonun kapısı kapalı." Gülümseyerek onu takip ettim. Beraber onu odasına girdik. Onun odasını önceden görmüştüm. Bu yüzden yabancılık çekmeyip odasındaki küçük lacivert koltuğa oturdum. O da tam karşıma, yatağına oturdu.

"Düğünümüze bir ay kaldı." Dediği şey ile yüzümde yine çiçekler açtı.

"Evet ya. Çok mutluyum. Çok heyecanlıyım."

"Bende." Ayağa kalkıp sütlü kahve tonlarında ki dolabına yanaştı ve dolaptan bir paket çıkardı. Paketi bana uzattığında beklemeden elime aldım.

"Bu ne?"

"Aç bakalım." Paketi özenle açtığımda iki tane katalog, bir kaç tane de fotoğraf çıktı. Bunlar mobilya dükkanlarının kataloglarıydı. Fotoğraflarda ise ev resimleri vardı.

Hayat Arkadaşım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin