Kitaplarımızı ve hayallerimizi alsalar öylece ortada kalacağız.
(Dostoyevski)"Günaydın."
"Günaydın canım. Hadi anlat bakalım dün neler oldu?" Durağa gelmiştim ve Beyza beni şaşırtmayarak hemen dünü sormuştu. Dün Fatih gittikten sonra Beyza mesaj atmıştı. Bende yarın okulda anlatırım demiştim.
"Bir bismillah Beyza. Hemen merak hemen."
"Ya kızım ne yapayım? Çatladım dünden beri. Hadi hadi anlat."
Hızlı bir şekilde dün olanları anlatmaya başladım. Kaan'a dün Fatih ile balkonda ne konuştuklarını sormuştum ama söylememişti. Bugün de Fatih'e soracaktım. Umarım anlatırdı çünkü çok merak ediyordum.
"Yaa inanmıyorum. Basbaya evleniyorsun sen Kübra."
"Abartma Beyza. Bu daha başlangıç. Okulun bitmesini bekleriz herhalde. Belki söz takarız şu an. Bilemiyorum."
"Bence evlenin. Beklemeye gerek yok." Utanarak gülümsedim.
"Bu öyle kolay değil. Hem okuyup hem evimizi nasıl geçindirelim?"
"Oo evimiz de demeye başladın demek. Vay Kübra Hanım sizi böyle görmek de varmış."
"Ya Beyza utandırmasana." Gözlerimi kaçırıp kendi kendime güldüm.
"Tamam hadi bugünlük bu kadar yeter. Yarın utandırmaya devam ederim."
"Bak şuna ya. Sana da eğlence çıktı." Omuz silkti.
"Ne yapayım seninle uğraşmak çok zevkli."
"Belli belli."
Okula gelince gözlerim anında Fatih'i aramaya başladı. Etrafta görünmüyordu.
"Günaydın." Duyduğumuz sesle arkamıza döndük. İremdi bu.
"Yüzüne ne oldu?" Beyza ile endişeyle sormuştuk. Alnının ve çenesinin bir kısmı büyük beyaz bantlarla kaplıydı.
"Küçük bir kaza diyelim."
"Küçük bir kazaya benzemiyor İrem. Ne oldu?" Beyza yaklaşıp İrem'in yüzüne daha dikkatli baktı.
"Otobüse yetişmek için koşarken düştüm. Kaldırım kenarına çarptım başımı. Bir kaç gündür hastanedeydim."
"Çok geçmiş olsun. Biz bilmiyorduk."
"Sağ olun. Allahtan ciddi bir şey yok. Biraz da kolum soyuldu onun dışında bir yaram yok."
"Ah çok şükür." Beyza yaklaşıp İrem'in kolunu sıvazladı.
"Büyük kaza atlatmışsın. Ya kafanı daha ciddi şekilde çarpsaydın? Allah korusun." Endişeyle söylediğim cümleye İrem başını olumlu anlamda salladı. O sırada Fatih ve Burak geliverdi yanımıza.
"Günaydın." Fatih'e bakıp gülümsedim.
"Günaydın."
"İrem ne oldu sana?" İrem Burak'a ters bir bakış attı.
"Düştüm. Önemli bir şey değil. Neyse görüşürüz kızlar." İrem bizden uzaklaşırken hepimiz ardından bakakaldık.
"Ben onu kırmak istememiştim. Düzgünce konuştum niye böyle yapıyor ki?" Burak üzüntüyle konuştu.
"Sen doğru olanı yaptın Burak. Sıkma canını." Fatih Burak'a destek olurken aklıma gelen şeyle derin bir nefes aldım. Şu an sormanın sırası mıydı bilmiyorum ama çok merak ediyordum. Tam lafa başlayacaktım ki Burak konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Arkadaşım
Novela JuvenilKübra, babasının gidişinin ardından büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştır. Ona göre kimseye bir daha güvenmeyecek hale gelmiştir. Fatih, insanlardan uzak, kendi dünyasında yaşayıp giden çalışkan, ahlaklı, ciddi bir insandır. Sonra onu görür. Kübra'y...