Kardeş

4K 271 20
                                    

Medyada Işıl

"Bir düşü büyüten onun uzaklığı değil midir biraz da."

(Yazarın ağzından)

Kübra ve Beyza nihayet okuldan çıktıklarında rahat bir nefes verdiler. Bu dönem bitmek üzereydi. Çok şükür üç seneyi hayırlısıyla geçirmişlerdi. Bu sene ise Kübra sevdiği insanı bulmuştu. Bu süreçte Kübra ve Fatih inanılmaz güzel anlaşmış ve birbirlerine çok yakışmışlardı. Başta bu durumu garipseyen komşular olmuştu. Fatih onlara güzel bir açıklama yaptığında onlar da Kübra'ya laf atmayı bırakmıştı. Beyza ve Burak ise her zamanki gibiydi. Arkadaş gibilerdi. Her zaman mesafeli konuşuyorlar, bir türlü birbirlerine açılamıyorlardı. Beyza gün geçtikçe farketmeden ona daha da bağlanıyor hatta ona söyleyemediği şeyleri defterlere, kağıtlara yazıyor ve saklıyordu.

İki arkadaş sohbet ederek yürümeye başladılar. Epey rüzgar vardı. İkisi de ellerini cebine sokmuş ısınmaya çalışıyordu. Henüz çok ilerlememişlerdi ki Burak yanlarında bitiverdi. Okuldan biraz geç çıktığı için onlara yetişmesi zor olmuştu. Hızlı hızlı yürüdüğü için nefes nefese kalan Burak kızlara gülümsedi.

"Merhaba." Beyza onu görünce hızlanan kalbini hissettiğinde belli belirsiz gülümsedi.

"Merhaba Burak." Bugün hiç konuşmamışlardı. Fatih de işi olduğu için okuldan erken çıkmıştı.

"İyi misin Burak?" Burak nihayetinde nefesini düzene soktu. Kübra'nın sorusunu başı ile onayladı.

"İyiyim. Koştum da biraz." Daha sonra elini cebine atıp katlanmış bir kağıt çıkardı. Burak gülümseyerek elinde ki kağıdı Beyza'ya uzattığında Kübra ve Beyza'nın gözleri kağıda çevrildi.

"Dün sınıftan çıkarken düşürdün bu kağıdı. Sana vermek için aldım bende." Beyza endişeyle Burak'ın elindeki kağıda baktı. Bu o kağıt olabilir miydi? Dün defterinin arasında Burak'a karşı olan duygularını yazdığı bir kağıt vardı.

Beyza endişeyle kağıdı ellerine alıp açtı. Parmakları titriyordu. O kağıttı! Bunu nasıl düşürmüştü? Sinirle kağıdı tekrar katladı. Böyle bir hatayı yaptığı için kendine öfkeliydi. Daha dikkatli olmalıydı. Kağıdı avucunun içinde sıktı. Böyle olmamalıydı. Burak böyle öğrenmemeliydi. Beyza kendine kızarken Burak konuştu.

"Aslında okumayacaktım ama merak ettim." Burak kendini tutamayarak gülmeye başladı. Dün gece kağıtta yazanları defalarca okumuş, neredeyse ezberleyecek hale gelmişti. Meğer Beyza'da Burak'ı çok seviyordu. Burak heyecandan konuşamıyor güldükçe gülüyordu.

Beyza kaşlarını çattı. Burak onun duyguları ile alay mı ediyordu?Burak'ın daha çok güldüğünü görünce iyice sinirlendi. Bir anda dolan gözlerinden bir damla yaş aktığında Burak anca kendine gelmiş ve gülüşü yavaş yavaş solmuştu. Beyza kırgınlıkla konuştu.

"Birde gülüyorsun, hislerimle alay ediyorsun! Yazıklar olsun sana!" Beyza ağlayarak koşmaya başladığında Burak arkasından bakakalmıştı. Kübra ise refleks olarak Beyza'nın peşinden ilerlemeye başlamıştı ama olanlara bir anlam verememişti. Burak oldukça şaşkındı. Beyza ile alay etmek istememişti ki. Sadece fazla heyecanlıydı ve gülme krizine girmişti.

"Beyza! Dur! Yanlış anladın. Beyza!" Arkasından bağırmaya başladı ama Beyza çoktan ondan uzaklaşmıştı. Burak hüzünle durdu bir süre.

"Aptal Burak." diye mırıldandı. O kadar gülmemeliydi. Şimdi Beyza'ya durumu nasıl açıklayacaktı? Peşinden gitmeyi düşündü ama şu an Beyza'yı yalnız bırakmak en iyisi olacak gibi görünüyordu. Biraz sakinleşince ondan özür dilemeliydi.

Hayat Arkadaşım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin