Polise gidip mektubu verdiğimi sadece Hande"ye anlamıştım. O da benim kadar meraklanmıştı. Ama yine de kırgındım . Her neyse Kerim'i bugün sadece hastanede görmüştüm.. Her ne kadar iyi bir insan olsada yinede pek görüşmek içimden gelmiyordu. En azından evlenene kadar görmesemde olurdu aslında ama her kızına gittiğimde görüyordum. Beş dakikanın içinde evlilik konusu açmıştı yine. Ama en azından Savaş' tan emin olana kadar uzatacaktım süreyi. Tabii ki düşüncem Savaş gelirse o gelmezse Kerim değildi ama Kerim"le evlenebilmem içinde aklımı , kalbimi unutmam gerekiyordu.
Bugünde kızıma gitmiştim Hande ile beraber. Minicik ellerini beni 'bırakma der' gibi uzatıyordu. Ama Kerim daha gelişimini tamamlamadığını söylüyordu. En azından sekiz buçuk aylık olana kadar hastanede kalacaktı yani bir ay daha.
Eve gideceğimiz sırada vazgeçip Hande ile sahildeki bankalara oturmuş denizi izliyorduk. Sessiz ortamı bozan Hande olmuştu.
"Hala kırgın mısın bana ?'
"Kırgın olacak birşey yok Hande. Sen doğruları söyledin. "
"Hayır haksızlık ettim biliyorum bunu Derin. Savaş' dan bende beklemiyorum olan şeyleri ama bir anlık boş bulundum işte."
"Gerçekten şu an benim için bir önemi yok. Çünkü bende neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyorum."
"Test sonucunu bekliyorsun sanırım birşey söylemek için. "
"Aynen öyle. Şimdi kalbimin sesini dinliyorum zaten ama emin olmam için daha soyut birşeye ihtiyacım var."
"Anlıyorum. Ahh neyse içim bayıldı ruhsuz ruhsuz konuşmaktan. Defnemizi düşünelim birazda. Ne kadar güzel değil mi ?"
"Öyle."
"Aa yeter ama artık Derin. Ileride Yeğenime böyle sıkıcı anılar anlatmak istemiyorum. Canlan biraz ya."
"Elimde değil Hande. Kafam öyle dolu ki sadece oturduğum bir yerde yıllarca uyumak istiyorum. Uyanınca herşeyin geçmiş olmasını istiyorum. "
"Geçecek bitanem ama geçmesi için uyanık olman lazım. Çabalaman lazım. "
"Bende Çabalamak istiyorum ama elimden birşey gelmiyor işte. Şu an sadece mektuptan gelen haberi bekliyorum."
"Beklerkende oturman gerekmiyor ama kalk hadi gezelim biraz. Rahatla. Defnemizde gelecek yanımıza Savaş' ta. Ama sen onlar gelmeden toparla kendini be kuzum hadi."
"Içimden gelmiyor Hande."
Kolumdan tutup ayağa kalktığımda artık karşı koyamayacağımı anlamıştım.
"Yürü bakalım ruhsuz anne."
Sahili boydan boya gezmiş ve birkaç midye yemiştik. Ama hala açtık ve yemek yiyeceğimiz bir yere gitmeye karar vermiştik. O sırada Fatih aramıştı. Hande heyecanla açtı telefonunu.
"Efendim aşkım. "
"Derinleyim."
"Aa bizde tam yemek yiyecektik. Beraber yiyelim o zaman."Bana bakıp onay istercesine baktığında 'evet " anlamında kafayı sallamıştım.
"Tamam arabam yanımda zaten geliriz biz oraya. "
"Yaa Fatih. Bende seni. Kapatıyorum hadi
Öptüm. "Fatih"in 'seni seviyorum' dediğini anlamıştım. Acaba bizde Savaş'la birbirimize böyle telefonda iltifatlar edecek miydik? Yoksa Kerim bana edecek ben sessizce dineyecek miydim?Yine beynimde dolaşan lanet sorularla yüzüm asılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Gecelik : AŞK
Tiểu Thuyết ChungBelki o gece sarhoşlardı. Belkide istemedikleri birşey yaptılar ama kim bilebilirdi ki o anlık istekle hayatlarının tepetaklak olacağını ? Evet Derin belki ilk deneyimini yaşamıştı Savaş'la. Ama o da bilmiyordu ilki olduğu gibi sonununda Savaş olaca...