BİRİCİK _ (Tamamlandı)

B-37

Bu defa erken mi geldim ya? Gidip sonra mı gelsem acaba.. 😕 😂😂

Bölüm tamı tamına 2091 kelime. En uzun bölümle geldim. Hadi yine iyisiniz.. 😁

Vote vermeden okumasa mıydınız keşke?

***********

  Sinirli bir şekilde karşımdaki üçlüye baktım. Onlar bizi henüz fark etmişlerdi. Poyraz bana baktığında ciddi bir yüz ifadesi takındı ve karşısında oturan kızlarla konuşmasına devam etti. Şuna bak yaa.!! Aklı sıra beni sinirlendirecek. Ama ben de Pelin isem sana istediğini vermeyeceğim Poyraz efendi.

  Sakin bir şekilde arkamda duran kızlara döndüm ve zoraki bir şekilde gülümsedim. "Sorun yok. Çaktırmayın." dedim ve tekrar önüme dönerek misafirlerimize doğru ilerledim. "Hoşgeldiniz kızlar." dedim sesimin neşeli çıkmasına özen göstererek.

  Dilan yine birbirinden alâkasız giysiler tercih etmişken ablası Sevra daha derli toplu duruyordu.

"Hoşbulduk." Dilan'ın sesi aşağılar tondaydı ama ablasınınki gayet şaşkındı. Bu kadar sevecen davranmamı beklemiyordu sanırım. Poyraz'a doğru ilerlediğimde onunda çaktırmasa da şaşırdığını anlamıştım. Ben bile şaşırmıştım. "Merhaba, hayatım." dedim ve yanaklarına birer öpücük kondurdum. Kızların arkamdan kıkırdadıklarını duyabiliyordum.

"Merhaba." dedi Poyraz tek kaşı havada. Bu sefer ki şaşkınlığını gizleme gereği duymamıştı anlaşılan. Geri çekildim ve Dilanlara döndüm. "Çok yorgunum. Yalnış anlamazsanız biraz dinlenmek istiyorum." dedim. Olumsuz mânada başlarını her iki yana salladıklarında merdivenlere yöneldim. Arkamdan gelen seslerle Zühre'nin Selin ve Merve'yi Dilanlarla tanıştırdığını anlayabiliyordum. Hızla merdivenleri tırmandığımda vakit kaybetmeden odama girdim. Kapıyı kapattım ve... "Allah belanı versin Poyraz!" çantam yeri boylarken içindeki telefonum artık içinde değildi. "Hiç vakit kaybetmemiş beyefendi! Hemen bulmuş birini."

  Ellerimi saçlarımın içinden geçirdim ve odanın içinde volta atmaya başladım. Beş dakika böyle geçerken odanın kapısı açılmış içeri Selin ve Merve girmişti. Yerdeki dağılmış çantama baktıktan sonra ikisi de aynı anda gülmeye başlamışlardı.

"Gülmeyin!" ses tonum o kadar sert çıkmıştı ki ilk uyarışımda seslerini kesmişlerdi.

"Kızma be. Belli ki seni hâla seviyor. Baksana, kıskandımak için neler yapmış." Merve'nin görüşlerine katılmıyordum.

"Saçmalama. Onun tek amacı sözde aklımı başıma getirmek." cümlemin daha yarısındayken Zühre de girmişti odaya.

"Saçmalama. Onun bir amacı yok." dedi yarım ağız gülerken. "Annem çağırmış kızları. İşi varmış. Rojin teyzeye bir şey gönderecekmiş. O sırada abimi görünce tutmuşlar zorla." söyledikleri şaşırmama yeterken bir yandan da içim rahatlamıştı. Poyraz'ın ilk fırsatta başka kızlara sarması haliyle hoşuma gitmezdi. Hoş, öyle de bir adam değildi ama...

"Hadi ya." diye mırıldandım.

"Evet, ya ne sandın. Abim öyle kızları fırsatçılık yapmak adına kullanmaz." odada belli bir süre sessizlik oluştu.

"Kız doğdu." diye şaçma bir şekilde bozdu Selin sessizliği. "Sen onu bunu bırak da, sen çıkarken arkandan bir bakışı vardı görmen lâzımdı." dedi abartılı bir ses tonuyla.

"Yaa..."

"Ay evet. Böyle bir çaktırmadan gülümsedi falan. Seninki de az değil ha." diye Selin'in sözlerini destekledi Merve. Bu söylediklerine gülümsemeden edemedim.