Merhaba okuraşklarım!! (Bu ifadenin ilhamı olan okuyucum hâlâ buralardamı merak ettim. 😊)
Bir özel bölümle daha karşınızdayım. (Yalnız, normal bölümleri bu kadar hızlı yayımlamıyordum.
Bu bölüm; ailemizin, Pelin kaza geçirmeden önceki hayatlarından bir bölümü içeriyor olacak.
İyi okumalar. 😘😘😘
***********
Defterime son cümlemi de yazıp, onu kapattım. Anılarımızı biriktirdiğim bu defter bizden geriye kalan en güzel hatıra olacaktı kızımıza. Sandalyeden kalkarak odadan çıktım.
Güzel olduğu kadar cadı olan kızım odasında uyuyordu. Bundan faydalanabilirdim. Evimizin salonuna girdim ve kokusuyla ruhumu doyuran adamın yanına ilerledim. Televizyon izliyordu. Beni fark ettiğinde her zamanki gibi aşık olduğum gülümsemesi sardı, her bir zerresini ezberlediğim yüzünü.
"Gel buraya,' diyerek elimi tuttu ve yanına otumamı sağladı. Kollarımı beline doladığımda saçlarıma sağlam bir öpücük kondurdu.
"Cadı ortalarda yok, ha?" dalga tonu eklemiştim sesime.
"Bu bir fırsat mı bizim için?" yaramazca sırıtırken gözlerime beklentiyle bakabilmek için yüzümü kendinden uzaklaştırdı.
"Olabilir, ' dedim aynı sırıtışla karşılık verirken. Dudaklarını benimkilere yaklaştırırken bir anda geriye çekildim. "-di. Olabilirdi. Ama şimdi kızın çıkar bir yerlerden, ne hesap vereceğini şaşırırsın falan. Gerek yok,' dedim ve koltukta geriye yaslandım.
Üzerimde siyah bir tayt ve bol, uzun, tek omzu düşük bir tişört vardı. Bu halimle hiç çekici görünmüyordum. Hoş, bu ikimizinde umrunda değildi zaten. Bana şaşkın bakışlar atarken ayaklarımı önümüzdeki sehpaya uzatarak sağ ayağımı sol ayağımın üzerine attım. Kollarımı da göğsümde birleştirmiştim. Tam trip modundaydım.
"Biricik," dedi anlamamış gibi. Her yakınlaşmamızda Elif Şura bir anda yanımkzda bitiyordu ve babası olacak adam kızına açıklama yapmaya uğraşıyordu. Tamam, anlıyorum. Psikolojisi için anne-baba ilişkilerini açıklamalıydı. Ama Poyraz'ın yaptığı asla bu değildi. Resmen o cadı yanımızdayken yüzüme bile bakmıyordu, kıskanıp ağlamasın diye. Bu kadarı da fazla ama değil mi? Biraz trip kimseye zarar vermez.
"Ne o Poyraz bey, kızınız varken yüzüme bakmıyorsunuz ama yokken hiç bir anı kaçırmıyorsunuz öyle mi? Ben de Elif Şura yokken sana yakın olmak istemiyorum. Ne yapacağız? " Tek kaşımı kaldırmış meydan okurcasına yüzüne bakıyordum. Şaşkınlıktan dudakları aralanmıştı.
"Sen kızını ciddi ciddi kıskanıyorsun, " dedi en sonunda konuşurken. Bu seferde keyifli bir hal almıştı bakışları. Çenemi dikleştirip başımı önüme çevirdim. Poyraz'ın kahkahası doldurdu kulaklarımı. Koltukta bana doğru döndü ve alnını şakağıma yasladı. Gülmeye devam ediyordu. Muhtemelen şu an gözleri kapalıydı. Hep öyle yapardı. "Ben ne yapacağım sizinle?"
Başımı ona çevirdim ve yakınımda olan gözlerine bakarak alnımı alnına yasladım.
"Ne mi yapacaksın? Kızına nerede durması gerektiğini öğreterek başlayabilirsin mesela." Sır veriyormuş gibi sessiz söylemiştim bunu. Gülüşünü durdurmaya çalıştı.
"Hmm," dedi burnunu benimkine sürterken. Bir eliyle belimi kavradı ve koltukta daha çok yaklaştı yanıma. Ayaklarımı indirmiştim sehpadan. "Kızıma nerde durmasını öğretmeden önce bir senin yerini ayarlayalım." bu sefer yaklaştığında geri çekilmemiştim. Ama yine istediğini alamamıştı. Bu sefer suçlu ben değildim.
"Baba!"
Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Tek elimle önüme gelen saçları kulağımın arkasına iterken geri çekildim. Sıkılmış bir ifadeyle tavana baktım.
"Efendim kızım." Poyraz'ın sesi de bezmiş bir tondaydı.
"Hani bir daha anneme böyle yaklaşık atacaktın?" Gözlerimi olabildiğince açarak Poyraz'a döndüm.
"Ona böyle mi söyledin?" Bana baktı özür dilercesine.
"Güzelim, oyalamak için sadece..." hırsla kalktım koltuktan.
"Seni pislik!" Koltuktan bir yastık alıp Poyraz'a vurmaya başladım. Biliyordum çünkü. Elif Şura da aynısını yapacaktı. Böylelikle kızımla bir olacaktık ve nadir de olsa yine Poyraz'ı karşımıza alacaktık.
Tam da beklediğim gibi Küçük Cadı'da bir yastık aldı. Minik elleriyle taşıyamıyordu ama çaba sarf ediyordu. Henüz dört yaşındaydı ama yine de akıllı bir kızdı. E benim kızımdı sonuçta. Kıskançlığını da benden almıştı.
"Bir daha sana inanmayacağım," dedi ince sesini zorlayarak. Elindeki yastığı taşıyamayacağını fark ettiğimde elimdekini bırakıp onu kucağıma aldım. Şimdi daha rahat savurabiliyordu darbelerini.
Poyraz ellerini siper etlmlşti önünde. Kurtulamıyordu ama. Çünkü anl hareket edemiyordu. Çünkü biricik kızına zarar gelebilirdi.
İşimiz bittiğinde -daha doğrusu Elif Şura yorulduğu için elindeki yasdtığı yere attığında- geri çekildim ve kızımı kucağımdayken kendime doğru çevirdim. Beklemeden minik elini havaya kaldırdığında ben de elimi kaldırım bir beşlik çaktım.
"Kızım, blr daha bu adama güvenmek yok, " dedim işaret parmağımla Poyraz'ı işaret ederken.
"Yok anneciğim."
"Bir daha bu adama sarılmak yok."
"Yok!"
"Bir daha 'benimle uyu' demek yok." Biraz duraksadı, ama cevabı fazla gecikmedi.
"Yok anneciğim."
"Öpmek de yok," dediğimde Poyraz amacımı anlayıp gizli gizli gülmeye başlamıştı. Kısa bir bakış atıp tekrar Elif Şura'ya döndüm.
"Tamam!"dedi son gücünü de kullanarak. İyi gaza gelmişti. Bu onu yirmi dört saat idare ederdi artık. Kucağımdan indirdim.
"Aferin benim güzel kızıma. Hadi git oyuncaklarını al, seni parka götüreceğim. " sevinçle ellerini çırparak odasına koşturdu. Poyraz 'vay be' dercesine bir ifadeyle bana bakıyordu. "İşte böyle yola getirilir," dedim ve göz kırpıp öpücük attım yakışıklı ve kesinlikle paylaşmak istemediğim kocama. Ardından kızımın arkasından ilerleyerek çıktım salondan.
Beni, en az benim onu sevdiğim kadar seven adam ve her ne kadar anlaşmasak da ömrüm diye tanımladığım kızım... Bu ikisi hayatımın özetiydi. Böylesine sevip bağlanmam bu yüzdendi...
*********
Yorumları alalım şuraya..Şu güzel aileye vote vermeden gitmeyun daa..
Hepinizi öpüyorum güzellerim. Şimdiden Ramazan Bayramınız kutlu olsun. 😘😘😘
İnstagram;
_seval_s
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRİCİK _ (Tamamlandı)
Literatura Femininaİnce ve uzun bir çizgideyim. Bir yanımda somurtmak, diğer yanımda gülümsemek var. Somurtmak istemiyorum. Ama gülümsemek için de bir çaba sarf etmiyorum. Araftayım, boşluktayım. Öyle bir kararsızlıktayım ki... Bir çıkmaza sürükleniyorum... ******...