B-29

7.9K 358 20
                                    

Selamun Aleyküm gençler!

Yazarınız geometri sınavından 100 aldıda birazcık 😋
Onun şerefine bölüm yayımlamak istedim.

Bu bölümü HEBEK5 e ithaf ediyorum... Yorumların için teşekkürler!!!!

Vote ve yorumları unutmuyoruz!!!!

İnstagram hesabım: seval_s.09 takip edinn!!!! :) konuşmak isteyenler oradan mesaj atabilir. Hem tanışmış oluruz.

İyi okumalar....

**************

"Kim kıskanıyor benim BİRİCİĞİM' İ?"

Ben söylediği şeyle şok olurken, Pusat 'oooooo' demişti uzatarak. Kendimi toparlayıp belimi sıkıca kavrayan kollardan kibar bir şekilde ayrıldım.

Zühre, kaşları çatık bir şekilde bakıyordu bize. Sanırım Poyraz'ın bu yaptığı daha da kıskanmasına sebep olmuştu. Oh! Canıma deysindi. Beni bu hale onlar sokmuştu.

Zühre'yi daha da sinir edebilmek adına Poyraz'ın koluna girdim ve ikisini işaret ederek "Onlar." dedim. Topunu patlatan çocukları annesine şikâyet eden küçük bir kızı andırıyordum.

"Bak bak, nasıl da şikâyet ediyor." Zühre hâla konuşmamıştı. Pusat'a, söylediği şeyden sonra göz kırpıp Zühre'yi işaret ettim. Sanırım anlamıştı. O da yanıma gelerek bir elini omzuma attı.

"E tabi, bu güzelliği kıskanmadan olmaz."

Şu an ben Poyraz'ın koluna girmiş, Pusat elini omzuma atmış bir şekilde Zühre'nin karşısındaydık. Poyraz birden bize doğru bakınca sinirli gibiydi.

"İndir lan elini." Pusat anında geri çekilirken tek kıskancın Zühre olmadığını anladım. Gülerek başımı yere eğince Poyraz'ın bana baktığını hissedebilmiştim.

Tekrar Zühre'ye döndüm. Bize son bir bakış ataraka arkasına döndü ve odasına doğru ilerledi.

"Aha küstü." Poyraz, Pusat'ın söylediği şeyden sonra ofladı ve kolunu geri çekerek Zühre'nin peşinden gitti. Elim havada kalmıştı. Garip hissediyordum. Geri çekilerek kolunu benden kurtarmıştı.

Pusat bunu fark etmiş olacak ki yanıma gelerek hâla havada olan elime kolunu geçirdi.

"Sevgili prensesim. Benimle kapı dinleme şerefine nail olur musun?" diyip çapkın bir şekilde baktığında kendimi tutamayıp bir kahkaha atmıştım. O da benimle birlikte gülüyordu. Çok geçmeden eski ciddi hâlime bürünüp ona ayak uydurdum.

"Ah, benim için bir onurdur prensim." dediğimde cool bir tavırla Zühre'nin odasına doğru yürümeye başlamıştı. Tabi peşinden ben de.

Sessiz bir şekilde odanın kapısına vardığımızda Pusat coktan kulağını kapıya dayamıştı.
"Ne diyor?" diye fısıltıya sorduğumda "duyamıyorum" diye cevap vermişti. Biraz daha kapıya yaslandığında ani bir hareketle geri çekildi. "Geliyor" deyip hızla bir yere girdi. Poyraz kapıyı açtığında ortada kalakalmıştım.

Kaşlarını çatarak bana baktığında açıklama yapma zorunluluğu hissettim.

"Şey... Ben Zühre'yi merak ettim de." dediğimde inanmışa benzemiyordu. Yine içerden kapıyı sonuna kadar aralayıp geçmem için müsade verdi. Ben içeri geçtiğimde o çıkmıştı. Çıkarken Zühre'ye göz kırpmasıda gözümden kaçmamıştı.

Kapı tamamen kapandığında Zühre'nin yanına ilerledim. Bana bakmıyordu bile. Sinirlendiğini anlayabilmiştim.

"Zühre." bakmadı.

BİRİCİK _ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin