Selamun Aleyküm...
Veda Notu adlı üç bölümlük hikayemi hâla okumadınız mı? O.o Beğeniceğinizi düşünüyorum... Okuduktan sonra yorum yapıp begenip beğenmediğinizi söylerseniz çok kutlu olurum.
İyi okumalar!!!!!!!
****************
Salonda oturmuş hep birlikte muhabbet ediyorduk. Poyraz tüm gün evden çıkmamıştı. Pusat ve babası eve geldiklerinde Yalgın'ı görünce oldukça şaşırmışlardı. Aynı şekilde sevinç de yaşanmıştı tabi.
Yalgın oldukça sempatik biriydi. Ama biraz tuhaftı sanki. Onu telefonla konuşurken duymuştum. Kiminle konuştuğunu bilmesemde ciddiliği beni şaşırtmıştı. O kadar ciddi ve olgun konuşuyordu ki telefonda, bir an afallamıştım. Sanki sadece içindekilere karşı iyiydi. Dışardakilere olabildiğince mesafeli ve soğuk davranıyordu. Yani telefon görüşmesinden sonra bende böyle bir izlenim bırakmıştı. Tabi bu görüştüğü kişiye göre de farklılık gösterebilirdi.
"Ben yoruldum. Siz gençlerin hızına yetişmek ne mümkün? Haydi hayırlı geceler." diyerek ayaklandı Poyraz'ın babası. İçerdekiler de onunla birlikte ayaklanmıştı. Büyüğe karşı saygıydı bu. Odadan çıktıktan sonra tekrar yerlerimize yerleştiğimizde, benim de uykumun olduğunu anlamam uzun sürmemişti.
İzin isteyerek ayaklandığımda Zühre de kalkmıştı. Salindan çıktığımda odama doğru ilerlemeye başladım. Zühre de sanırım odasına geçmişti. Hâla bozuk atıyordu. Kinci biriydi anlaşılan. Odaya girdiğimde üzerimi değiştirdim. Komidine doğru ilerlerken karnımı sıvazlıyordum. Regl olmuştum ve çok olmasa da karnımda hafif bir sızı vardı.
Çekmeceden küşük lastik tokamı alıp saçlarımı topladım. Daha sonra banyoya girerek işlerimi hallettim ve yatağa girdim. 14. gün de bitiyordu. Bir ayı yarılamıştık. Kaba bir şekilde esnerken "Her şey olacağına varır." diye fısıldayarak kendimi uykunun huzurlu kollarına teslim ettim.
*************
Saçlarımda hissettiğim baskıyla araladım gözlerimi yeni bir güne. İki üç saniye boş boş gözlerimi oda da dolaştırdıktan sonra saçlarımda ki baskının nedenini bulmak istercesine döndürdüm yüzümü.
Bir elini yumruk yaparak başının altına yaslamış ve yan bir şekilde doğrulmuş, bir eli de saçlarımda olup onlarla oynayan Poyraz'ı buldu gözlerim. Gülümsedi ve; "Günaydın Biricik." dedi.
"Günaydın." diyerek dirseklerimin üzerinde doğruldum aynı şekikde gülümseyerek.
"Saat kaç?"
"On buçuk olmak üzere herhâlde." başımı onaylar anlamda salladım ve üzerimde ki örtüyü kaldırarak tamamen doğruldum yatakta.
"O zaman kahvaltı şimdi hazır olur. Hemen giyiniyim. Geç kalmayalım."
"Tamam." banyoya girdim ve geceliklerimden kurtuldum. Hızlı bir şekilde elimi yüzümü yıkadım ve yanıma aldığım, koyu kot dar pantolon ve üzerine salaş gri sweatshirtümü giydim. Tişörtümün altında beyaz ince bir gömlek de vardı. Dizlerimin iki karış üzerindelerdi ve bol oldukları için dar pantolonumla güzel duruyorlardı. Saçlarımı taradım ve salık bırakarak banyodan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRİCİK _ (Tamamlandı)
Literatura Femininaİnce ve uzun bir çizgideyim. Bir yanımda somurtmak, diğer yanımda gülümsemek var. Somurtmak istemiyorum. Ama gülümsemek için de bir çaba sarf etmiyorum. Araftayım, boşluktayım. Öyle bir kararsızlıktayım ki... Bir çıkmaza sürükleniyorum... ******...