B-5

29.2K 890 40
                                    

Merhaba arkadaşlar. Multi Poyraz.

Sabah gözlerimi açtığımda karşımda Asyayı gördüm.

"Günaydın prenses."

"Günaydın Pelin abla."

"Ne yapıyorsun?"

"Seni uyandırıcaktım ama kendin uyandın. Ben çıkıyorum. Sende şimdi gelirsin dimi?"

"Tabi canım." deyinca odamdan çıktı ve kapıyı kapattı. Bende yataktan kalktım ve banyoya girdim. Ekimi yüzümü yıkadım ve odama geçtim. Dolabımı açtım ve içinden beyaz paçaları yırtık şortumu ve su yeşili kalın askılı sporcu atletimi çıkardım ve üzerime geçirdim. Kahverengi babetlerimi de giydikten sonra aşağıya indim ve kahvaltı masasına oturdum.

"Günaydın kızım." babamın sesi ile ona döndüm.

"Günaydın babacım." deizm sahte bir gülümseme takınarak. Önüme döndüm ve tabağıma bir şeyler alıp yemeye başladım. Kahvaltı sinir bozucu bir sessizlik ile devam ederken bu sessizliği bozan annem oldu.

"Kızım kahvaltıdan sonra Asmin ve Poyraz gelicek."

"Niye ki?" diye sorduğumda tekrar bana döndü ve devam etti.

"Kızım yarın nişan olduğu için bu gün alış-verişe çıkacaksınız."

"O kadar erken mi? Bir yere kaçmıyoruz." dediğimide sesim farkında olmadan yükselmişti. Baam lafa atıldı.

"Kızım sakin ol. Töre bu beklemez. Sanki bilmiyorsun. Hep Mardine hayrandın. Oraları kültürünü çok severdin. Oralar hakkında yaptığın araştırmalarda töredende haberdar olmuş olman lazım. Değil mi?"

"Eve Mardini çok seviyordum. Ama bu töreye de ilgi duyduğum anlamına gelmez. Kültürünü ne kadar seviyorsam şu saçma törelerinden de o kadar nefret ediyorum." dedim ve masadan bir hışımla kalktım. Tam salondan çıkacakken birden karşımda Poyrazı gördüm.

"Günaydın" dedi gülümseyerek.

"Günaydın" dedim ve yüzüne bakmadan odama çıktım. Yatağına oturdum ve ağlamaya başladım. Çok kolay sinirlenirdim ve sinirlenince kendimi tutamaz hemen ağlardım. Birden kapım tıklatıldı.

"Gelme" dedim yüksek ve ağlamaklı çıkan sesim ile. Ben bunu söyledikten sonra kapım açıldı. İçeri girene bakmadan bağırdım.

"Gelme dediğimi hatırlıyorum." dediğimde duyduğum ses ile arkamı döndüm.

"Ama gelmem gerektiğini düşündüm." şaşkınlığımı atlatmaya çalışıyordum. Bu adam hangi yüzle odama gelebiliyordu.

"Dertleşicek birine ihtiyacım var ama bu kesinlikle sen değilsin."

"Bana alışman lazım. Bir ömür benden kaçamazsın."

"Ben şu an hür bir insanım. Ve neye simirlendiğim seni hiç ilgilendirmez."

"Evleneceğim insanın üzülmesini istemem."

"Sen kendini baya kaptırdın bu evliliğe. Biz evlendikten sonra aynı odada kalabiliriz. Hayatımızda değişicek olan tek şey bu olucak. Benden daha fazlasını bekleme."

"Senden daha fazlasını bekleyen yok. Sana daha kaç kere söylemem gerekicek bende zorla evlendiriliyorum." gözlerinden resmen ateş fışkırıyordu. Saçmaladığımın farkına varınca sakinleştim. Haklıydı o da zorla evlendiriliyordu. Sakinleşince zor da olsa konuşmaya çalıştım.

"Haklısın, be-ben özür dilerim. Sonuçta sende sevdiğin ile evlenmek istersin. G-gerçekten özür dilerim."

"Tamam, tamam. Kusura bakma benim bağırmamam gerekirdi." dedi. Evet kesinlikle çok iyi biriydi. Onunla anlaşabilirdim. Ama bir ömür boyunca sevmediğim bir adam ile bir ömür... Buna dayanırmıydım bilemiyorum.

"Hazırsan artık çıkalım."

"Olur. Ben 5 dakikaya inerim."

"Tamam aşağıda bekliyorum." dedi ve odamdan çıktı. Elime yandan asmalı kahverengi çantamı alıp aşağı indim. Herkes hazır bir şekilde beni bekliyordu. Bende inince çıktık. Ben tam Mert abimin arabasına binecektim ki Poyrazın sesi ile ona döndüm. Ona bakınca arabasını işaret etti. Bende bir tatsızlık çıkmasın diye ses çıkarmadan Poyrazın arabasına doğru ilerledim. Sonunda Poyrazda yerine geçince arabayı çalıştırdı. Yola çıkalı 8 dakika olmuştu ve biz hala konuşmuyorduk. Rahatsız edici sessizliği bozmak bana kalmıştı. Tam Poyraz dediğimde aynı anda Poyraz da Pelin demişti. Birbirimize bakarak gülümsedik.

"İlk önce sen söyle." dediğinde kabul etmedim.

"Hayır sen söyle."

"Hayır sen."

"Hayıır sen" dedım ı harfini uzatarak.

"Çok inatçısın."

"Bunu iltifat olarak kabul ediyorum." deyince güldü.

"Baban dün bir şeyden bahsetti."

"Ne gibi bir şeyden?"

"Öğretmen olmayı da düşünüyormuşsun."

"Hıhı. Evet bir ara düşünmüyor değildim. Ama artık imkansız gibi geliyor."

"Neden?"

"Fakındaysan evleniyoruz."

"Yani?"

"Ne yani? Dışarda çalışmama izin vermezsiniz diye vazgeçmek zorunda kaldım." Poyraz bir anda arabayı durdurdu.

"Ne oldu Poyraz?" diye sorduğumda biraz güldü ve sonra susup konuşmaya başladı.

"Pelin sen ciddi misin?"

"Ne konuda?"

"Ne diye dışarıda çalışmana izin vermeyelim?" bir cevap vermedim. Ne diyebilirdimki?

"Bak Pelin. Ailemizi kötü tanımanı istemem. Benim ailemdekadın ve erkek eşittir. Senin çalışmana karşı çıkıcak kimse olmaz. Olsa bile ben varken kimse sana bir şey diyemez."

"Gerçekten mi?" diye sevinçle sordum.

"Tabiki. Bizi geri düşünceli bir aile olarak görmeni istemem."

"Çok teşekkür ederim. Ben çok yanlış düşünmüşüm."

"Tamam tamam. Bunları sonra konuşuruz."

"Tamam."

*****†*****†******

Poyraz'dan

Arabayı çalıştırdım ve tekrar yola koyulduk. Neden çalışmasına izin vermiyeceğimi düşünmüştüki. Halbuki böyle bir şey yapmazdık. Bu düşüncesinin yanlış olduğunu söyleyince şaşırmıştı ve çok sevinmişti. Mutluyken çok güzeldi. Aklıma bir şey takılmıştı ve sormanın tam zamanıydı.

"Pelin sen muhasebecilik okunuyor musun?"

"Hayır. Ben ana sınıfı öğretmenliği okuyorum."

"E o zaman şirkette çalışmayı nasıl düşünüyordun?"

"Ben okul tatillerinde şirkette çalıştığım için bütün işleri biliyorum. Yani bu iş ile ilgili mezun olmama gerek yok. Nasıl olsa babamın şirketi. Yani babamın şirketinde çalışmayı düşünüyordum."

"Hıım. Anladım. EE sen ne diyecektin."

"Ne zaman?"

"Ben konuşmaya başlamadan önce."

"Unuttum ya. Neyse önemli bir şey değildi zaten." konuşurken AVM te varmıştık. Ve işte nişan alış-verişi başlamıştı. Umarım çabuk biter.

***********†††******

Sonunda bitmişti. Elimden geldiğince her şeyin Pelinin istediği gibi yaptım. Ve şu an çok mutlu gözüküyordu. İstediğinde buydu. Neden bilmiyorum ama Pelinin üzülmesini istemiyordum.

Arkadaşlar yorum ve beğenileri bekliyorum.

BİRİCİK _ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin