Testi Poyrazın yardımları sonucunda kırıkdı. Kırılınca etrafa şekerler saçıldı. Ben daha ne olduğunu anlamadan çocuklar yerdeki şekerleri toplamak için ayağımın dibinde bittiler.
Poyraz beni belimden kavradı ve konağa yönlendirdi. İçeriside aynı dışardaki gibi kalabalıktı. Ama burada kadınlar vardı.
Bütün kadınlarla tanıştıktan sonra avludaki koltuğa oturduk. Poyraz da yanımdaydı. Asim Mert abime odasını göstermek için yukarı çıktı. Misafirlerin çoğu gitmişti. Poyraz bana döndü.
"İstersen sana odanı gösteriyim, biraz dinlen."
"Olur." dediğimde ayağa kalktı. Bende tam kalkacaktım ki tam karşımızda siyahlar içindeki bir adamın içeri gelmek için uğraşan çocukların önüne geçmiş. Çocuklara kızıyor.
"Poyraz ne oluyor? Bu adam niye çocuklara böyle davranıyor?"
"Herhalde çocuklar içeri girmek istiyorlar. O da buna engel oluyor."
"Neden?"
"Bilmem."
"Söyle ona çocukları rahat bıraksın." dediğimde Poyraz güldü.
"Ne diye gülüyorsun Poyraz? Hadi." koltuğa tekrar oturdu. Hâla gülüyordu.
"Peki madem sen yapmıyorsun, o zaman ben yaparım." dedim ve siyahlar içindeki adama doğru ilerledim.
"Sen ne yapıyorsun? Niye çocuklara izin vermiyorsun?" çok sinirlenmiştim. Poyraza döndüğümde hâla bana bakarak gülüyordu. Ona kızgın bir bakış attıktan sonra tekrar adama döndüm.
"Gelin ağam yanınıza gelmek istiyorlar."
"Bir bana gelin ağam deme. İki nevar yanıma gelmek istiyorlarsa. Çekil hemen!" dediğimde adam Poyraza baktı. Poyraz tamam anlamında başını sallayınca çekildi. Çocuklar hemen yanıma koştular. Hepsiyle teker teker sarıldım. Konuştuk, tanıştık. Poyraz da yanıma gelip çocuklarla ilgilenmeye başladı.
"Vayy, nasıl oldu da gülmeyi kesebildiniz Poyraz bey?"
"Oldu işte bir şekilde." dedi ve yardımcılara seslenip çocuklar için içecek bir şeyler getirmelerini istedi.
Biraz daha çocuklarla ilgilendikten sonra çok yorulduğunu fark ettim.
"Poyraz ben çok yoruldum."
"Hadi gel sana odanı göstereyim." diyince tamam anlamında başımı sallayıp çocuklara veda ettim. Ardından Poyrazı takip edip merdivenlere yöneldim.
Bir kat çıktıktan sonra bir odanın önünde durduk.
"Odan burası." dedi ve kapıyı açtı.
Geniş güzel bir odaydı. Kapının hemen karşısında bir yatak. Yatağın sağında da duvara gömülü bir elbise dolabı. Odada başka bir kapı vardı. Sanırım burası banyoydu. Tam Mardini yansıtan bir odaydı. Klasik taşlardan oluşturulmuş daha çok açık renkler kullanılmıştı. Tarihi yansıtması hoşuma gitmişti. Tam benlik bir odaydı. Tek eksik odada koltuğun olmamasıydı. Tekrar Poyraza döndüm.
"Beğendim mi?" dedi.
"Evet, kesinlikle. Ama saki bir şey daha olsaydı daha iyi olurdu."
"Merak etme bir koltuk koydururum." dedi ve güldü. Şöyle gülmese olmazmıydı. Çok sinir olmuştum.
"Poyraz komik bir durum yok. Aşağıdada beni çok sinirlendirdin. Boş yere gülmenden nefret ediyorum."
"Boş yere gülmüyorumki. Sadece sırf çocuklar için sinirlenmen biraz komikti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRİCİK _ (Tamamlandı)
Literatura Femininaİnce ve uzun bir çizgideyim. Bir yanımda somurtmak, diğer yanımda gülümsemek var. Somurtmak istemiyorum. Ama gülümsemek için de bir çaba sarf etmiyorum. Araftayım, boşluktayım. Öyle bir kararsızlıktayım ki... Bir çıkmaza sürükleniyorum... ******...