Yeni bölüm umarım beğenirsiniz. kimse yorum yapmıyor. lütfen yorumları unutmayın. Multi: SELİN :)
***********
"Her şey için teşekkürler."
"Ben teşekkür ederim. Kırmayıp geldiğin için." Bunu söylerken gülümsüyordu. Gözlerinin ışıldamasına sebep bir gülümsemeydi.
"Görüşürüz." Gülümsedim. Onunki gibi olmadığı kesindi.
"Görüşürüz."
Arabadan indim ve kapıya doğru ilerledim. Tam kapıyı çalacakken Çiçek abla kapıyı açtı. Telaşlı oluşu gözümden kaçmamıştı.
"Aa, Pelin. Hoşgeldin kızım gel."
"Nereye böyle?"
"Azra'nın öğretmeni aradı. Görüşmek istiyormuşda oraya gidiyorum."
"Hadi ben seni tutmıyım o zaman görüşürüz."
"Görüşürüz." Azra, Çiçek ablanın kızıydı. 15 yaşında ve lise birinci sınıfta okuyordu. İçine kapanık bir kızdı. İnsanlarla fazla konuşmaz, sorunlarını kimseyle paylaşmazdı. Öğretmeninin neden annesini çağırdığını merak etmiştim.
İçeri girdim ve salona doğru ilerledim. Kendimi rahat koltuklardan birine attım ve yayıldım. Yorucu bir gündü. Gözlerimi kapattım. Koltukta rahat bir pozisyon alabilmek için oturduğum yerde aşağıya doğru hafif kaydım ve başımı koltuğa yasladım. Birden telefonum çaldı. Selin'in aradığını gördüm. Telefonu açtım.
"Alo, ablacım nerdesin?" demek eve geldiğimi bilmiyordu. Biraz uğraşsam hiç de fena olmazdı.
"Yalının ordaki parktayım canım."
"Nasıl geçti tanışma. Nasıl biriy..." lafını tamamlamasına izin vermedim. İnandırıcı olmam lazımdı.
"Aaa, bırak beni! Ne yapıyorsun. Bırak kolumu!"
"A-abla, iyimisin sen? Ne oldu?" Birden tam da beklediğim gibi telaşlı bir ruh haline büründüğünde gülmemek için yanaklarımın içini ısırıyordum.
"Yardım et Selin, yardım et!"
"Ta-tamam geliyorum. Tamam mı ? Sa- sakin ol geliyorum." dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Merdivenlerden ayak sesini duyunca kapıya doğru ilerledim ve duvarın arkasına saklandım. Selin indi. Sesi kadar görüntüsü de endişeliydi. Tam kapıdan çıkıyordu ki gülerek seslendim.
"Nereye böyle? Acelen var galiba." biraz duraksadı ve bana döndü. Önce gözleri büyüdü. Sonra kaşları çatıldı.
"Ya, abla ya. Gıcık, çok korktum." dedi ve bana sarıldı.
"Çok mu korktun?"
"Tabiki korktum."
"Özür dilerim. Affettin mi?" diye sordum gülerek. Amacım biraz eğlenmekti.
"Bilmiyorum. belki bana neler yaptığınızı anlatırsan affedebilirim." dedi parlayarak.
"Rahat vermiceğini bildiğim için anlatıyorum."
"Anlat hadi dinliyorum." dedi heyecanla.
"Sıkı dur!..... Hiç bir şey."
"Of abla ya. Madem öyle bir daha konuşma benimle." dedi ve bir hışımla merdivenlerden çıktı. Bende arkasından bir müddet güldükten sonra odama çıktım. Kendimi yatağın üstüne attım. Selin'i canımdan çok seviyordum. Bu evden gidince onu çok özleyecektim gerçekten. Belki sık sık gelirdik Poyraz'la. Sık sık olmayabilirdi ama gelirdik işte. Belki iki ayda bir... Ama Poyraz anlayışlı birine benziyordu. Bu konuda kaba davranacağını sanmıyordum. Ama onu henüz ne kadar tanıyordum ki? Ben bunları düşünürken annem içeri girdi.
"Pelin'im, hoşgeldin yavrum."
"Hoşbulduk anneciğim." dedim ve doğruldum.
"Nasıl geçti bakalım?"
"Nasıl geçsin anne. Öyle yaş falan konuştuk."
"Nasıl, iyi biri mi?"
"Evet, yani hayır. Bilmiyorum anne. Kafam çok karışık. Aslın da gayet anlayışlı biri ama ne biliyim içten içe ondan nefret ediyorum."
"Kızım, asla Poyraz'ı suçlama. Sonuçta o da istemeden evleniyor. O ister miydi böyle olmasını? Severek evlenmeyi istemez miydi?"
"Galiba haklısın anne. Sonuçta o da benimle aynı durumda. Belki de ben saçma düşünüyorumdur."gözlerim takıldı yatağın kenarına. Öyleydi. Benim gibiydi. Belki. Acaba hiç karşı çıkmış, istemiyorum demiş miydi?
"Neyse ben çıkayım sen biraz dinlen. Yorulmuşa benziyorsun."
"Tamam anneciğim. Görüşürüz."
"Görüşürüz" dedi ve odamdan çıktı.
Belki de hiç karşı koymadan kabul etmişti. Belki de bu olayı berdel ve ölüm olmadan sonuçlandırabilecek kadar söz hakkına sahipti.
Kafam çok karışıktı. Artık ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim. 2 hafta sonra evli olacaktım. Allah'ım ne garip bir şeydi bu? Bu düşüncelerden bir an önce kopmam gerekiyordu yoksa kafayı yiyebilirdim. Yattığım yerden doğrularak banyoya geçtim. Aynadan kendime baktım. Çok bitkin gözüküyordum. Soğuk suyu açıp bir kaç defa yüzüme çarptım. Kendime gelmeye çalıştım. Yüzümü kurulayıp odama geçtim. Hava kararmıştı. Uyumak için ideal bir vakitti. Hemen pijamalarımı üzerime geçirdim ve ağırlaşan göz kapaklarıma daha fazla mani olamadım.
****†*††*†**†*
POYRAZ' DAN
Pelin'i bıraktıktan sonra eve geçtim. Çok yorgundum. Bir an önce odama geçip dinlenmek istiyordum.
Evin kapısını açtım ve içeri girdim. Babamlar salonda oturmuş nişan hakkında konuşuyorlardı. Beni fark ettiklerinde 'hoşgeldin' dediler. Bende :hoşbuldum' diyerek karşılık verdim. Odama gidecektim ki babamın sesi ile ona döndüm.
"Oğlum gel otur şurayada iki sohbet edelim."
"Tabii baba." dedim ve işaret ettiği yere oturdum. Yüzünde bilinmez bir ifade vardı.
"Biz annenle konuştuk nişanı yarından sonra yapalım diyoruz."
"Olur baba. Bir sorun yok."
"O zaman yarın nişan alışverişine çıkarsınız."
"Peki baba siz nasıl uygun görüyorsanız öyle olsun."
"Hadi git sen dinlen. Gözlerinden uyku akıyor."
"Tamam baba." dedim ve odama gittim. Üzerimdekilerden kurtulup rahat bir şeyler giydim. Sonra kendimi yatağa attım. Birden aklıma Pelin geldi.
İyi ve güzel bir kızdı. Bunun yanında hırçınlığını ve inatçılığını unutmamak gerekiyordu. Onunla bir ömürüm nasıl geçecekti? Belki bizde normal çiftler gibi mutlu olurduk. Belki de birbirimizden nefret ederdik. Bunu sadece zaman gösterecekti. Daha fazla gözlerimi tutamadım ve uykuya dalım.
=*****†*******
Yorumları unutmayalım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRİCİK _ (Tamamlandı)
ChickLitİnce ve uzun bir çizgideyim. Bir yanımda somurtmak, diğer yanımda gülümsemek var. Somurtmak istemiyorum. Ama gülümsemek için de bir çaba sarf etmiyorum. Araftayım, boşluktayım. Öyle bir kararsızlıktayım ki... Bir çıkmaza sürükleniyorum... ******...