Esther-bana-yardım-et kurtarma ekibinin çalışmaları sonucunda, bir kez daha ablamdan tarafından hazır hâle getirilmiştim. Turkuaz bir elbise giyiyordum ve makyajım yok denecek kadar hafifti. Saçlarım su dalgası şeklindeydi, ve ilk kez için, kendi görüntümden hoşlanmıştım. Aynı anda hem mütevazi, hem de çekici görünüyordum.
Tristan yarım saat daha benimle oyalandıktan sonra hazırlanmamız için evine gitmişti. Beni geri dönüp alması gerekmediği konusunda ısrar etmiştim ama bana, henüz çok deneyimsiz olduğumu ve yolda giderken tecavüze uğrama olanağımın yüzde iki bin beş yüz olduğunu söylemişti. Küçük şeytan.
Bu yüzden, Esther hiç vakit kaybetmeden işe koyulmuştu. Yaklaşık üç saat sonra ortaya çıkan görüntü ise, işte buydu.
"Teşekkür ederim, Es," dedim, ilk kez kendimi beğenerek. "Ve, ah, sabah yaşananlar için de üzgünüm. Sinirimi senden çıkarmamalıydım."
Esther omuz silkti. "Sorun etmiyorum. Ama, senin sorun ettiğin şeyin ne olduğunu merak ediyorum." Yatağımda yanıma oturdu ve bana dikkatle baktı. "Seni incitiyor mu, K? Onda hoşlanmadığın tavırlar mı sergiliyor?"
Evet. Ne yazık ki, evet.
"Hayır," diye mırıldandım. "Bu şiddet değil. Sadece..." Nefesimi üfledim. Ona yatak arkadaşlığımızdan söz etmek istemiyordum. Ne olursa olsun, buna hafif de olsa kızacağından ve en önemlisi, hayal kırıklığına uğrayacağından emindim.
"Birinin seni incitmesi için şiddet uygulaması gerekmez." Saçlarımı okşadı. "Senin gibi narin bir kızı üzmenin çok basit yolları vardır, Kate. İnan bana."
Hayır. Hayır, ağlamayacaktım.
Neyse ki, imdadıma yetişerek, o sırada kapı çaldı. Hemen ayağa fırladım ve Esther'i öptükten sonra topukluları aceleyle ayağıma geçirip aşağı indim. "Geliyorum!" diye seslendim, merdivenlerden inerken.
Son kez üstümü başımı düzledim ve önümde duran bir demet çiçeği bulup gülümsemek üzere kapıyı açtım.
"Hey," dedim, sırıtarak. Elindeki demeti aldım ve burnuma götürdüm. Muhteşem kokuyordu.
"Hazır mısın?" Göz kırptı. Elini uzattığında, kıkırdadım ve koluna girip arkamdan kapıyı kapattıktan sonra Tristan'ın bizi arabaya çekmesine izin verdim.
Benim için kapıyı açtı ve ben de itiraz etmeden içeri girdim. Bu arabayı kesinlikle seviyordum. Güzel kokuyordu, ferahtı ve insana huzurlu hissettiriyordu.
Demeti alıp bacaklarımın üzerine koydum.
Tristan da bindi ve birkaç saniye içinde arabayı çalıştırıp, bir şey söylemeden sürmeye başladı.
"Gerginsin," diye mırıldandı. Ona döndüğümde, bir yola bir de bana baktığını gördüm. Bunu anlamasının sebebi dudağımı kanatırcasına dişlemem olabilirdi. "Neden?"
Nefesimi üfledim ve omuzlarımı düşürdüm. "Çünkü," deyip, yutkundum. "Bu, ailen, Tristan. Nişanlanmamızı ve belki de evlenmemizi bekleyen ailen. Onlarla ilk kez tanışıyorum ve oğullarıyla sandıkları gibi bir ilişkinin içinde değilim. Kesinlikle değilim."
Tristan arabayı yavaşlattı ve ardından kenara çekti. Bana döndü ve, "Gerçekten, bana istediğinin ne olduğunu söyle," dedi, ciddi bir şekilde. "Hemen, şimdi, burada. İstediğin kişi her kimse, o olacağım. İstediğin ilişki her neyse, onu yaşayacağız."
Kalbim ritmini kaybetti. Onu istediğimi biliyordum. Onu bir yatak arkadaşlığından fazlası olarak görmek istiyordum. Ona "sevgilim, erkek arkadaşım, aşkım" diyebilmek istiyordum. Ona, onu sevdiğimi söyleyebilmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Bed Friends // Evans
FanfictionKate, Evansların sahip olduğu lisedeki en sıradan kızdı. Tristan onu bulduğunda, artık hayatında sıradan olan hiçbir şey olmadığını fark etmesi uzun sürmeyecekti.