Bol, gri kazağımı üzerime geçirdikten sonra altıma siyah bir jean giydim. Saçlarımı bir at kuyruğu yaptım ve ayakkabılarımı ayağıma geçirip, çantamı da alarak aşağıya indim.
Bugün kahvaltı yapmayacaktım. Çünkü, her ne sebepten dolayıdır bilmiyorum, ne zaman sınavım olsa kahvaltı yapmazdım. Bu beni sınav boyunca tedirgin ederdi. Sınavdan önce tek bir lokma bile yememeliydim.
Okula doğru yürümek için sessizce evden ayrıldım. Dün Bay Irwin ile vasiyet konusu hakkında geç vakte kadar konuşmuştuk ve muhtemelen Michael ve Esther hâlâ uyuyorlardı. Aslında, dün gece gelen aile avukatımız olan Bay Irwin değildi. Onun oğlu Ashton Irwin'di. Yaklaşık 20 yaşında falandı fakat kesinlikle babasının mesleğinden iyi anlıyordu. Bundan sonra bizimle daha çok ilgileneceğinden bahsetmişti çünkü söylediğine göre bu ciddi bir mevzuydu. Ben bu işlerden pek anlamıyordum.
Sadece, okula doğru adımladım ve kulaklığımdan kulaklarıma ulaşan Arctic Monkeys'e odaklandım.
~•~
Biyoloji labaratuvarından içeri adımlayarak yoğun çiçek spreyi kokusunun etkisinde kaldım. Muhtemelen birinci sınıflar az önce bitkilerle ilgili bir konu işlemişlerdi. Aksi taktirde biyoloji labaratuvarı asla bu şekilde kokmazdı.
Henüz sadece birkaç sınıf arkadaşımın burada olduğunu gördüm. Ve bunlar da genellikle sessizler ve ineklerden oluşuyordu. Henüz sürtükler, kuralsızlar ve diğer bağımsızlar burada değillerdi. Şanslı günümdeydim.
Tristan ve bana ait olan masaya doğru adımlarken, bir yandan da elimdeki not defterine son kez sınav için göz gezdiriyordum. Tristan'ın nerede olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu çünkü dün gece beni eve bıraktığından beri konuşmamıştık. Muhtemelen birkaç dakika sonra burada olurdu.
Sırama oturduğum sırada birinin bu tarafa doğru adımladığını fark ettim. Gözlerimi defterden çekmeden beni yanıma gelmiyor olması için içten içe dua ediyordum çünkü az sonra sınav olacaktık ve benim son kez gözden geçirmem gereken şeyler vardı.
"Ne haber, güzellik?"
Sesin sahibine bakmak için defteri önümden çektiğimde, bunun Connor olduğunu fark ederek gülümsedim. Pekâla, en yakın arkadaşım kesinlikle sınavdan daha önemliydi.
"Hey, biyoloji derslerimizin uyuştuğunu bilmiyordum," diyerek onu oturması için kolundan çektim ve aslında Tristan'a ait olan sıraya oturmasına izin verdim.
"Daha önce de söylediğim gibi, neredeyse tüm derslerimiz uyuşuyor," dedi ve hemen ardından ekledi, "Biyoloji eşin kim?"
Omuz silktim ve, "Tristan," diye cevap verdim.
"Oh," dedi tek kaşını kaldırarak."Umarım bundan memnunsundur?"
"Evet, evet, sadece dersi dinliyoruz. Benimle konuşma zahmetinde bile bulunmuyor." En yakın arkadaşlarımdan birine yalan söylerken sesimin düz çıkmasına özen gösterdim.
"Anladım," dediği sırada içeriye birkaç öğrenci dolmaya başladı. Aralarında Tristan'ı da gördüğüme emindim ve bu beni biraz telaşlandırmıştı. Connor'un yanımda oturuyor olması birinci kuralın ihlâl edilmesi demekti.
Ve, Tristan bundan kesinlikle memnun olmayacaktı.
"Uhm, Connor, acaba se-" Sözümü bitiremeden Tirstan, Connor'un arkasında belirdi. Bu sadece yutkunmama sebep oldu. Oturduğum sandalyede küçüldüğümü hissedebiliyordum. Böyle giderse Willy Wonka'nın umpa-lumpalarından birine dönecektim.
Tristan hafifçe boğazını temizledi ve bu Connor'un bana gülümseyen yüzünün Tristan'a çevrilmesine sebep oldu. Connor, "Hey, kardeşim!" diye selamladı neşeyle."Nasıl gidiyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Bed Friends // Evans
FanficKate, Evansların sahip olduğu lisedeki en sıradan kızdı. Tristan onu bulduğunda, artık hayatında sıradan olan hiçbir şey olmadığını fark etmesi uzun sürmeyecekti.