Bad Bed Friends 20: "She Is My Girlfriend."

872 28 2
                                    

Arabanın içi sıcaktı. Müzik çalardan sessiz tonda bir Imagine Dragons şarkısı geliyordu. Gözlerim yorgunluktan ağrıyorlardı ve nereye gittiğimiz ile ilgili bir fikrim de yoktu.

"Bileğinin iyi olduğundan emin miyiz?" Tristan, yolculuğun başından beri süren sessizliği bozdu. Elbette şaşırmamıştım.

Acı yüzünden yüzümü buruşturmamak için kendimi zorluyordum. "Evet," dedim, yalan söyleyerek. Çünkü, eğer ona canımın acıdığını söylersem, beni hastaneye götürmekte direcekti.

"Hiç de öyle görünmüyorsun, Hamilton." Sesinde hiçbir pürüz yoktu.

Başımı yana çevirdim ve tedirgin yüzüyle karşılaştım. Üstüne aldığı kahverengi kürk montu, üzerinde ağır durması gerekirken onun bir parçası gibi görünüyordu. Ona bakıyordum, ve kısık gözlerinin kalbimi erittiğini hissediyordum. Ciddi olduğu zamanlarda, komik görünüyordu. Ona kesinlikle ciddiyet yakışmıyordu.

"Pekâlâ, ayağımdaki acı yüzünden ölmek üzereyim." Nihayet itiraf ettim. Önceliğimiz, benim acıyan bileğim değildi. Fakat, çektiğim acı da göz ardı edilebilecek gibi değildi.

"Ne?" Gözleri genişledi ve bakışları ben ve yol arasında gidip geldi. Direksiyonu tutan eli gevşemişti. "Hayır. Hayır, hayır, hayır... Önce hastaneye gideceğiz. Şu önemli iş her neyse biraz daha bekleyebilir."

"Hayır - " Elimi uzatıp, omuzuna dokunmaya çalıştım fakat aniden ayağımı kıpırdatmam, inlememe sebep oldu. "Lanet olsun," diye sızlandım. "Bileğim umurumda değil. Amy ve James'i bulmalıyız."

"Ah, bir de bu piç çıktı şimdi," diye söylendi, gergince, kendi kendine. "Hayatımızdaki erkek sayısı çok azmış gibi, her gün bir tane daha artıyor. Ne bu anasını? Dünyada kız mı kalmadı?"

Size söylemiştim, ciddiyet onda gülünç duruyordu.

Eğilip bileğime hafifçe dokundum. "James iyi biri," dedim. "Amy onu zorla yanında götürdü. Amy'ye göz kulak olacaktır. James'i cidden sevdim."

"Hah!" Tristan histerik bir şekilde güldü. "Bu fiili cidden o herif için mi harcıyorsun? Onu sevdin fakat aylardır - "

Aniden tiz bir araba lastiği ve korna sesi duyuldu. Çığlık dahi atamadan, kendimi ön cama savrulurken buldum. Başımı cama çarpmadan önce oldukça parlak bir ışık gözlerimi hapsetti. Ve yorgun bir şekilde engellenemez bir uykuya dalmadan önce duyduğum son ses, Tristan'ın ismimi seslenişiydi.

~•~

Gözlerimi birkaç kez kırparak, görüşümü açtım. Sonunda tiz sesli karanlık odadan, aydınlığa çıkmış gibi hissediyordum. Başımda göz ardı edilemez bir acı vardı ve hâlâ bileğimi kıpırdatamıyordum.

Elim otomatik olarak, ağrıyan başıma vardı. O sırada arabada olduğumu idrak edebilmiştim. Elimi başımdan çektim ve parmaklarımdaki kanı görmek, yüzümü buruşturmama sebep oldu.

Dışarısı karanlıktı fakat bir arabanın farları açıktı ve Tristan'ın olduğunu tahmin ettiğim ince bir bedeni ışıkla kaplıyordu. Onu görmek gergin bedenimi gevşetti. Midemdeki tüm maddeler birbirine girmiş gibi hissediyordum.

Kapıyı açtım ve acı içindeki bileğime dikkat ederek, arabadan indim. Topallayarak, ona ulaşmaya çabalarken, Tristan bana döndü ve, "Kate!" diye seslendi. Yanıma koşarken yüzünde kaygı vardı. "Tanrı'ya şükür iyisin! Sen uyanmadın ve ben - " Yutkundu. Önümde durdu ve bir adım daha yaklaştıktan sonra, kollarını belime doladı. "Korktum."

Kalbim erirken, parmak uçlarımla saçlarını okşadım. Tanrı bilir böyle duygusal bir an yaşama fırsatını bir daha ne zaman yakalardım.

"Dalga mı geçiyorsunuz?" Duyduğum tanıdık bir ses tüm kaslarımı tekrar geldi. Bu, refleks olarak, Tristan'ın kollarından geri çekilip sesin sahibine yönelmeme sebep oldu.

Bad Bed Friends // EvansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin