Bad Bed Friends 37: The Disaster

443 17 9
                                    

Bir yanımda Harry, bir yanımda Ashton ile birlikte yürüyorduk. Sandaletlerimin altında ezilen çimler, ayaklarımı gıdıklıyordu. Bir grup çimlerin üzerine oturmuş sohbet ediyor, başka bir grup ise köşede bir duvarda sigara tüttürüyordu. Birkaç gün sonra bu gruplardan herhangi birinde olup olamayacağımı ise hiç bilmiyordum.

Okulun bahçesinden çıkıp, tam avluda durduk. Harry ve Ashton'a teker teker baktım. Ashton'ın buraya gelmesi, bana göre oldukça saçmaydı. Ama, olası bir tehlikeye karşı beni korumak istiyordu. Her ne kadar Harry'nin o iş için yeterli olduğunu düşünsem de.

Aslında, Harry okula gelmemem konusunda çok katı çıkmıştı. Önce Tristan'la konuşmak istiyordu. Bense sadece konuşmayacağından emin olduğumdan, tek çarem gelmekteydi. İkisine de karşı konulamaz bir sevgi besliyordum, ve zarar görmelerine dayanamazdım.

Her ne kadar birinin canını yeterince yakmış olsam da.

"Şurada biraz takılıp, bekleyelim." Harry içeriyi işaret etti.

Ashton ve ben itiraz etmeden, hep birlikte içeri girdik ve merdivenlerin başında durup, beklemeye koyulduk. Tristan tek başınamıydı, yoksa yancılar edinmiş miydi, bilmiyorduk. Tek bildiğimiz, henüz ortalıkta olmadığıydı.

"Hey, çocuklar!" Niall'ın sesini duyduğumuzda, arkamıza döndük. "Burada ne yapıyorsunuz?"

Ashton kulağıma eğilip, "Bu kim?" diye sordu.

"Bu, Niall," dedim, gülümseyerek Niall'a bakarken. "Bu da yakın arkadaşım Ashton."

"Selam, dostum," dedi Niall. Ashton ise başını salladı.

Harry'nin somurtkan yüzü dikkatimden kaçmamıştı. "Dersin falan yok mu?" diye sordu Niall'a.

Niall gözlerini devirdi. "Sabahın körü, Harry. Kütüphanede takılmak için erken geldim."

"Oraya git o zaman."

Derin bir nefes aldım ve Harry'nin kolundan tuttum. "Biraz daha nazik olmayı deneyemez misin?" diye sordum. Ardından, Niall'a döndüm. "Sen onun kusuruna bakma, Niall. Seni benden daha iyi tanıyor ama fazla sinirli. Anlarsın ya."

Niall başını salladı, "Sorun değil," dedi. "Her zamanki Harry işte."

Harry yapmacık şekilde gülümsedi. "Niall, seni şu yanında görmüş olduğun çift camlı pencereden atmadan önce toz olmaya ne dersin?"

"Harry!" Gözlerimi kocaman açtım ve kolunu sıktım. "Çeneni kapamazsan, o pencereden fırlatılacak olan sensin."

"Sana yardım ederim," dedi Ashton. Kendisi fazlasıyla nazikti ve kabalık yapılmasından nefret ederdi.

Harry yine Niall'a döndü. "Sen hâlâ burda - "

"Hey, çocuklar." Ashton'ın sesiyle hepimiz ona döndük. "Sanırım, adamımız burada."

Kalbimin teklediğini hissedebiliyordum. Her şey ağır çekimde gelişiyor gibiydi. Kafamı kaldırdım ve bu hareketimle bir çift gözle karşılaştım. Sarı saçları, ön kapıdan giren hafif meltemle dalgalanıyordu. Üzerinde ince gri bir çeket ve simsiyah dar bir kot vardı. Adem elması, kırpışan gözleriyle birlikte, hareket etti. Teninin solukluğu ise, buradan bile fark edilebilecek gibiydi.

Tutmakta olduğum Harry'nin kolunu daha çok sıktım. Üç koca ay. Üç siktiğimin ayı. Onu ne kadar özlemiş olduğumu, ancak şimdi fark edebiliyordum.

"Çevre edinmiş," dedi Ashton. Bununla birlikte gözlerimi ondan ayırıp etrafına bakabilmiştim. İki kız ve iki erkeğin daha oluşturduğu bir grubun arasındaydı.

Bad Bed Friends // EvansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin