Bad Bed Friends 23: The School Drama

809 26 1
                                    

K A T E

Barda geçirdiğimiz gecenin üstünden iki gün geçmişti. Ertesi sabah uyandığımda hiçbir şey hatırlamamam, işin en berbat tarafıydı. Bu çok...klişeydi. Her zaman alkolün etkisine karşı güçlü bir bünyem olduğunu düşünürdüm fakat deneyince hiç de öyle olmadığını anlamış olmuştum.

İki gün içerisinde Esther ve Michael eve dönmüşlerdi. Onlara nerede olduklarını sorduğumda, Esther bana dağ başındaki bir parti evinde tıkılıp kaldıklarını ve bunun Michael'ın suçu olduğunu söylemişti. İşin komik tarafı, Michael'ın Esther'i oraya evlenme teklifi etmek için götürmesiydi fakat beklenmedik bir şekilde insanlar orada parti vermiş ve her şey mahvolmuştu. Bu planlı bir evlilik teklifinden çok, Esther'in nefret ettiği bir kargaşaya dönüşmüştü. Üstelik, Esther'in evlilik teklifinden falan haberi de yoktu.

"Başaracağını biliyorum," dedim, mutfakta Michael'ın omuzunu hafifçe sıkarak. "Sadece doğru zamanı beklemelisin. O sana asla hayır demez."

Ardından çantamı omuzuma atıp evden çıkmıştım. Bir gün önce tekerlekli sandalyenin gerek olmadığına karar vermiş ve artık onu kullanmayı kesmiştim. Okula gitmem gerekiyordu. Sınavlarımı bitirmiştim fakat teslim etmem gereken bir İngiliz Edebiyatı dönem ödevi vardı. Bay Tomlinson'la konuşmuş ve sınavlarımı aksatmamak adına ödevi bugüne ertelemesi için onu ikna etmiştim. Tristan'ı ise bunun dışında tutmuştum. Çünkü, onun sınavları bitmişti ve benim için sabah sabah buraya gelmesine gerek yoktu.

~•~

"İşte, bitti." Elimdeki bir düzine zımbalı kâğıdı, Bay Tomlinson'ın arkasında oturduğu masaya bıraktım. Gözlüklerini çıkarıp masanın üzerine koyduktan sonra, incelemek için eline aldığı dönem ödevime dikkatle bakıyordu.

"Gurur ve Önyargı demek..." İlgisini çekmişe benziyordu. Ne diyebilirim ki, bu dersi severdim ve eğer bir klasik kitabın özetini çıkarmamızı isterse, bu Gurur ve Önyargı'dan başkası olamazdı. "Okumaktan en çok zevk aldığım klasiklerden biri. İyi iş, Bayan Hamilton."

Ellerimi önümde birleştirip, "Teşekkür ederim, efendim," diye mırıldandım. "İyi bir tatil geçirin."

Arkamı dönüp edebiyat odasından çıkmaya hazırlanıyordum fakat adımı seslenerek beni durdurdu. Merakla tekrar ona döndüm. "Sanırım..." dedi. Elini ensesine götürüp kaşıdı. Bay Tomlinson yirmi yedi yaşındaki bir öğretmene göre tam bir centilmendi, ve buradaki en yaşlı öğretmendi. "Bana düşmez, biliyorum. Fakat, Amy ile Luke hakkında konuşmalısın."

Bay Hemmings'in adını duymanın bana acı vereceğini asla düşünmezdim. Fakat, işte buradaydık.

Başımı sallayarak, zoraki bir gülümseme bahşettim. "Sanmıyorum, efendim." Omzumdan kayan çantamı düzelttim. "Ben buna karışamam."

"Karışabilirsin," dedi, hiç düşünmeden. "Amy'yi buraya çağırdım." Gözlerim genişledi. "Sadece, bana onu yormayacağına dair söz vermeni istiyorum. Onun tek dileği Luke'un ve kendisinin başını belaya sokmamak. Bunun yasal olmadığının hepimiz farkındayız. Fakat, doğacak olan bebek, Amy on sekizine bastıktan sonra dünyaya gelmiş olacak. O zamana kadar..."

"...bunu sır olarak tutmak istiyorsunuz," diye tamamladım.

"Evet," diye fısıldadı. Benden bir tepki bekleyerek, yüzüme baktı.

Derin bir nefes aldım ve eteğimin pileleriyle oynadım. "Başlarının belaya girmesini istemiyorum," diye itiraf ettim. "Ama... Ama, Amy bir çocuk sahibi olmak için çok genç değil mi? Ve Bay Hemmings - "

"Onu seviyor," diyerek, böldü beni. Tam olarak ne dediğini anlayamadığımdan, kaşlarımı çattım. "Luke, Amy'yi seviyor. Ona âşık. Hep öyleydi."

Bad Bed Friends // EvansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin