Bad Bed Friends // Evans

Bad Bed Friends 42: "Take My Hand."

FİNAL

Uyandığımda burnuma Tristan'ın kendine has kokusu doldu. Onun odasında uyandığımı idrak etmekte burada kaldığım ilk günden beri zorluk çekiyordum. Hâlâ üzerimde başka bir şehirden taşınmanın ve aylar boyunca görmediğim sevgilimle uyanmanın şaşkınlığı vardı.

Elimi uzatıp ince gövdesinin üzerine koydum ve saçlarımın yüzümün etrafına dağılmasını umursamadan kendimi kucağına çektim. Kafamı biraz sert şekilde omuzuna bırakmış olmalıydım ki, inleyerek uyanmasına neden olmuştum.

"Üzgünüm," dedim, elimi kaldırarak. Başımı kaldırmak için yeterince güçlü hissetmiyordum. "Benim hatam."

Tristan kıkırdadı ve ellerini saçlarıma daldırdı. "Sana da günaydın, Katniss."

Kendimi tekrar uykuya dalmak için hazırladım. Fakat, Tristan saçlarımdaki elleriyle ensemi tuttu ve kafamı kaldırmamı sağladı. Gözlerimi açmamakta ısrarcıydım. "Bırak beni," diye inledim.

Dudaklarıma uzun bir öpücük bıraktı. Sonunda gözlerimi açtığımda gülümsüyordu. "Uyumadan önce sana süt içirmemeliyiz."

Kaşlarımı çattım. "Neden?" Aniden içime dolan korkuyla biraz geri çekildim ve ellerimi göğsüne koydum. "Yoksa ağzım mı kokuyor?"

Büyük bir kahkaha patlattı. "Hayır," dedi, gözleri hâlâ gülümsemekten kısılmış haldeydi. "Çok uykunu getiriyor."

"Hah," dedim gözlerimi devirerek. Elimle göğsüne hafifçe vurdum. "Uykumu getiren şey süt mü, yoksa sabaha kadar adımı inlemen mi?"

Gülmemek için dişlerini dudağına bastırması gerekmişti. "Ben mi inliyor muşum?" Sırıttı. "En azından bir seferde yeterli hissedebiliyorum." Sesini inceltti ve, "Aman Tanrı'm, Tris, şimdi uyuyamazsın. Hadi ama, bir kez daha yapalım," diyerek, beni taklit etti.

Kendimi aşağı doğru kaydırdım ve tam o noktanın üzerine oturdum, sertçe. "Şimdi nasıl?"

Kendini sıkmaktan yüzü kıpkırmızı olmuştu. Yavaşça nefesini üflerken, "Özür dilerim," dedi. "Sen asla ikinci kez sevişmek istemezsin. Muhtemelen yanlış duymuş olmalıyım. Ben isterim. Ben asla tek seferle yetinemem, sevgilim."

Çaresizce hızlı hızlı konuşmasına kıkırdadım ve kalçamı kaldırarak yaptığım baskıya bir son verdim. Uzanıp dudaklarına bir öpücük kondurdum ve yataktan kalkmak üzere tek ayağımı yere attım. "Uslu çocuk."

Beni hiç beklemediğim bir anda belimden tuttu ve yatağın benim olan tarafına uzanmamı sağladı. "Ne yapıyorsun?" demeye kalmadan, üzerime çıktı ve dudaklarıma öncekilerden daha uzun bir öpücük bıraktı.

"Belki de tek seferle yetinemeyen sadece sen değilsindir." Yüzünde hınzır bir gülümseme oluştu. Önündeki şişkinliği bana sürttüğünde neredeyse aklımı kaçırıyordum.

"Tris!" diye azarladım onu, üzerimden itmeye çalışarak. "Amy bu akşam evleniyor ve en yakın arkadaşımın düğününe saatler kalmışken sen bir kez daha seks yapmak istiyorsun." Gözlerimi kocaman açtım. "Üstelik, dün tam üç kahrolası kez yaptık, Tanrı aşkına!"

Beni umursamayıp boynuma öpücükler kondurmaya devam etti. "Tam üç ay hiç yapmadığımızı göz önüne alacak olursak, bence o kadar da şaşırtıcı bir durum değil, bebeğim."

Ellerimle saçlarını çekiştirmeye başladığımda teslim olduğumu ikimiz de biliyorduk. Barışalı tam bir hafta olmuş, Tristan bu süre boyunca beni hiç rahat bırakmamıştı. Bu daha ne kadar böyle sürecekti bilmiyordum, ama rahatsız olduğumu söylemek yalan olurdu.